Ben ali akgök (yok yok yanlış yazmadım; kendimi hiç de özel bulmadığım için ismimi de özel bulmuyorum ve küçük harflerle yazıyorum. Elbette her daim, her yerde küçük harflerle yazmıyorum ama dostlara hitap ederken bu hissimi sirayet ettirmek için yazıyorum, bilesiniz.) Sizden biriyim; bir emekçi, bir işçi ama emekli biri (boş-gezenin kalfası yani) bu ortamı halleşmek, dertleşmek, tartışmak, dertlerimizin çarelerini bir bir aramak/bulmak/dile getirmek için kullanalım diyorum. Ne dersiniz?

Hepimiz insan’ız elbette. Ben sınıflı toplum insanlarını üçe ayırıyorum; 1- insan; artılarıyla/eksileriyle sen/ben hepimiz. Bu aşamada nötürdür bu kavram ama diğer ikisinin dışında kalanlardır da aynı zamanda. Diğer ikisinin dışında kalabildiğimiz için ve kalabildikçe İNSAN’a doğru yol alabiliriz ömür dediğimiz yol boyunca. 2- NAinsan; diğer insanları hiç dert etmeyen sadece doğru/yanlış, iyi/kötü demeden kendini düşünen kişidir. Üçüncü türe çok yakındır; bu özellikleri onu tercihlerini hayata geçirme aşamasında ve geçirdikçe üçüncü kategoriye sokar. 3- ANTİinsan; sadece kendini ve kendi gibileri düşünen, bireysel/grupsal çıkarları için her türlü gayriinsaniliğe göz yuman, onları  teşvik eden, bizatihi uygulayan arsız, utançsız, vahşi, gaddar kişidir.

Burada İNSAN ile bir çeşit insan-ı kamili hayal ettiğimi, düşündüğümü belirtmek isterim. İmkansız ve bitimsiz bir yolculuktur insan’ın İNSAN’a yolculuğu.

Şükür ki insanız ile başlayayım söze; içinde yaşadığımız toplumsal sisteme kapitalizm diyoruz değil mi? Uzlaşmaz toplumsal çelişkileri/çatışkıları bağrında taşıyan, onları sürekli üreten bu kapitalizm biz insanların düşmanıdır. Farkında olalım/olmayalım, bilelim/bilmeyelim bizi sürekli İNSAN olabilme şansımızdan alıkoyan ve doğrudan görebileceğimiz üzere iliklerimize kadar sömüren egemen sınıf(lar),  alınterlerimizin, göz-nurlarımızın, akıllarımızın ürünlerini bizden almakta ve bize birer meta (alınır satılır mal/hizmet) olarak satmaktadır. Ve bu süreçte biz gitgide yoksullaşırken birileri de palazlanır, semirir, zenginleşir. Kısası dostlar, biz hepimiz aslında (insan tekilleri olarak isteyelim/istemeyelim, kabul edelim/etmeyelim, farkında olalım/olmayalım) zaten süreğen bir mücadele içersindeyizdir. İçersindeyizdir de en örgütlülerimiz bile diğer örgütlü/örgütsüz benzerlerimizden yalıtık, onlardan uzak ayrı ayrı mücadele etmekteyiz. Derim ki mücadelemizin her neresinde olursak olalım bir de şu husus olsun  aklımızda/fikrimizde/hedefimizde; ortak/kolektif bir akıl üretmek, onun etrafında kümelenmek. Bu ortak akıl elbette kolayca anlaşılacağı üzere insanlardan oluşacaktır. Bir kurmay heyeti olacaktır bu kolektif aklımız. Öyle ki hesap verme yükümlülüğünün ve sorumluluğunun idrakinde ve kabulünde insanlar olacak bu kişiler ve biz de sürekli denetleyecek ve gerektiğinde hesap da soracağız ve yine gerektiğinde o kişi ya da kişileri çıkaracağız kolektif aklımız olan kurmay heyetimizin dışına; o kadar çok benzeriz ki birbirimize çıkardıklarımızın yerine mücadelelerimiz bize hangi arkadaşlarımızın orada görevlerini bir-hakkın yapabileceğini öğretir ve göreceğiz ki hiç de az değildir sayıları onların. Hedef-1;  Mümkün olduğunca çok bireyi ve örgütü içeren BİRLİKLER. Hedef-2; Kurmay Heyeti. Ayrı süreçler olarak düşünmeyiniz mücadele içinde her ikisini de “portföyümüzde” tutarsak, gerçekleştirebiliriz.

Ben İzmir’de yaşıyorum. İzmir de her yurdum-şehri gibi hedefinde paragöz/paratapar sermaye gruplarının. Saysam eksik kalır diye saymıyorum. Elan KültürParkımız var mesela bir kongre/sergi  binası heyulasını “yol” etmeye bakıyorlar İstanbul işbirlikçi sermayesi uluslararası sermayeye peşkeş çekerken kendileri de kemik yalayarak semirmek üzere koca koca binaları, otelleri, ticaret merkezlerini, gökdelenlerini KUSABİLMEK için. Güzelim  İzmirimizi sadece çirkinleştirmeyecekler ayrıca bir yan-ürün olarak yoksul emekçilerden de “temizleyecekler”, steril ÖLÜ bir ŞEHİR yaratacaklar. Bakınız: İstanbul !

Biz, çok sayıda hemşehrilerimizle ve pek çok DKÖ ve Meslek Örgütümüzle KültürParkaDokunma Platformu diye bir araya geldik ve savunuyoruz Güzelim Şehrimiz İZMİRİMİZİ.

Yaşasın CERATTEPE ve azimli/kararlı mücadeleleriyle bize ÖRNEK olan ARTVİNLİLER.

Dayanışmayla…Görüşmek üzere