Sami Özçelik / Artvin

Artvin Kadın Dayanışma Platformu, “Çocuktan Eş Olmaz” Dedi

Artvin Kadın Dayanışma Platformu basın açıklaması düzenleyerek; “bu gidişe rızamız değil, itirazımız var, çocuktan eş olmaz” dediler.

Çeşitli örgüt ve STK’dan oluşan, Artvin Kadın Dayanışma Platformu, çocuk istismarıyla ilgili yapılmak istenen son düzenlemeyle ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi. Ayrıca platform üyeleri AV. Bedrettin Kalın ile düzenleme hakkında görüşerek yasa ile ortaya çıkabilecek yeni mağduriyetlerle ilgili bilgiler aldılar.

Artvin Eğitim Sen binasında yapılan basın açıklamasını, Tülay Tiryakioğlu okudu. Ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; Şiddet sarmalının içine hapsolmuş bir ülkenin kadınları olarak şiddetin başka bir boyutu olan tecavüz ve tacizle ilgili yapılmak istenen ve cinsel şiddet olaylarının artmasına neden olacak yasal düzenlemeler karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir.

20 Kasım Dünya çocuk hakları gününde böyle bir açıklama yapmak durumunda kalmanın utancını yaşıyoruz. Hukuk kuralları ile koruma altına alınan çocukların cinsel yönden istismarının önünü açacak yasaları tanımamız beklenemez.

Kız- erkek çocuklarının istismarının erken yaşta yapılacak evliliklerin önünü açarak ve onları cezadan kurtararak önlenebileceğini düşünmek son derece sığ bir bakış açısıdır.

Kamuoyunu etkilemek adına düzenlemenin tecavüzleri değil, rızaya dayalı ilişkileri kapsadığını ifade etmek pedagojik temelden uzak ve samimiyetsizdir. 15- 16 yaşlarında kişilik gelişimini henüz tamamlamamış çocuklarımıza aile ve mahalle baskısıyla verdirilen kararlar “rıza” olarak adlandırılamaz.

Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre 2012 yılından bu yana 18 yaşın altında 440.000 çocuk doğum yaparak anne oldu, cinsel istismara uğrayarak “anne” olanların sayısı ise 15937! Bu rakamlar ortadayken

hükümet sorunun önüne geçecek çalışmalar yapmak yerine bu suça ortak olanları hapisten çıkartmanın çabası içerisine girmiştir.

Hükümet, kız çocuklarına ve çocuk-gelinlere bakış açısını bu yasa tasarısıyla gözler önüne sermiştir. Tasarının meclis gündemine geldiği günden beri toplumda yarattığı infiale gözlerini ve kulaklarını tıkayanların halkın değil, suistimalden ceza almış kişilerden yana oldukları kanıtlanmıştır.

Tecavüz suçtur ve tartışmaya açık bir konu değildir. Nasıl veya neden olduğuna bakılmaksızın suç olarak değerlendirilmesi gerekirken devleti yönettikleri iddiasında bulunanların bu konuyu tartışmaya açmaları hele de suçlulara ödül niteliğinde bir düzenlemeyi akıllarına getirmeleri bile son derece trajiktir.

Suç olduğu tüm dünyaca bilinen bir olguda ne çocuğun rızası ne de aile onayı söz konusu edilemez. Çocukları bir nesne olarak gören ve evlendirerek taciz olaylarına sözüm ona çözüm getirdiğini söyleyenler en basit tabiriyle sorunun üzerini örtmekten başka bir şey yapmamaktadırlar.

Biz kadınlar olarak son yıllarda giderek artan cinsel saldırıların “kutsal evlilik” kılıfıyla üzerinin örtülmesine vicdan sahibi her birey gibi engel olacağız. Vicdan sahibi her bireyi bu saldırılar karşısında durmaya, ses çıkarmaya davet ediyoruz.

Ayrıca mağduriyetlerin giderilmesi kisvesinin arkasına sığınmaya çalışan hükümetin yetkililerine sesleniyoruz. Bu bir mağduriyet giderme değildir ve asla olamaz. Devletin her türlü imkanını elinde tutan hükümet yetkilileri, ailenin mağduriyetini gidermeyi amaçlıyorsa yalnız kalan ve çaresiz olan kadınları ve çocukları istihdam ederek bu mağduriyeti giderebilecek güce sahiptir diye düşünüyoruz. Kadının kocasız kalmasını, çocukların babasız kalmasını giderici bir önlem gibi göstermeye çalıştıkları bu yasa karşısında alınacak tedbir suç işlemiş bir babayı ve kocayı suç mahalline geri getirmekse bir devletin yapacağı tek şey, bu sadece o devletin acizliğini ortaya koyar. Bu sadece suçluya, benzer bir suçu tekrar işlemesi için cesaret vermekten öteye geçmeyecek bir adımdır. Güçlü bir devlet, sosyal bir devlet mağduriyetleri gidermek adına mağdurun

güçlenmesi için kendisine destek sunar. Kimse bize aksini söyleyerek inanmamızı beklemesin. Bize her söylediklerine inanan kadınlarla karıştırmasınlar. Ve kimse, cinsel istismara uğramış bir çocuğu, tecavüz suçunun faili ile “kutsal evlilik” kılıfına sokularak, resmen tecavüzcüyü ödüllendirircesine, bir çocuğu tecavüzcünün ellerine bırakarak mağduriyet giderdiğine bizi inandırmaya çalışmasın.

Bu çarpık zihniyetin karşısında durmak insan olan herkesin görevidir. İnsan haklarına, çocuk haklarına alenen aykırı olan bu düzenleme derhal geri çekilmeli, düzenlemeye imza atanlar ve düzenlemeyi destekleyenler kamuoyundan özür dilemelidir.

Söylediğiniz hiçbir gerekçeyi kabul etmiyoruz. Ne sizlerden ne de yasalarınızdan korkmuyoruz.

Bu düzenlemeyi hazırlayan, oylayan ve destekleyen kişilere sesleniyoruz: çocuktan eş olmaz!” denildi.