Haber: Sami Özçelik

caloglu1

Halit Çaloğlu… Artvin Merkez Vezirköy (Vazriya) köyünden. O Artvin’in yaşayan çınarlarından birisi. 92 yaşında. Neredeyse Cumhuriyetle yaşıt.. Çaloğlu, çalışkanlığı, dürütlüğü ve insani değerleri en üst perdede yaşayan ve yaşamıyla örnek olarak yaşatan değerlerimizden biri. 3 çocuk babası. Bir Oğlu Ankara’da. Kızı Fatma Çaloğlu Ceylani, Eski adıyla Baba Lise Artvin Lisesi Artvin Kazım Karabekir Anadolu Lisesi idareciliğinden yeni emekli oldu. Eşini 2012 yılında kaybetti.

wp_20170104_020-1

Artvin’de yaşayan ve her fırsatta ziyaretler gerçekleştiren yine yaşayan çınarlarımızdan Kore Gazisi Ahmet Sezgin (90) asra merdiven dayayan çınar arkadaşlarını ziyaret etmeye, onlarla sohbet etmeye devam ediyor. Arkadaşı Halit Çaloğlu’nu da evinde ziyaret etti. Halit Çaloğlu, özellikle yüksek derecede duyma sorunu yaşıyor. Bu nedenle kapı zilini duymuyor. Onun için kızı Fatma Ceylani babasını bir an olsun yalınız bırakmıyor. Duyma problemi nedeniyle sorduğumuz sorulara Emekli öğretmen Fatma Çaloğlu Ceylani cevap verdi.

“Babam, çok çalışkan ve prensipli bir insandır. Hayata marangozluk mesleği ile başlamış. Ustası Süleyman Usta imiş. Daha sonra müteahhitlik yapmaya başladı. Artvin’de eski yapılardaki çatıların çoğunu babam yapmıştır. Çok iyi bir ahşap ustasıdır. Köyümüzdeki evi kendisi yapmıştır. Çalıştırdığı işçilerin parasını hiç geciktirmez, hemen öderdi. Bir anımızı anlatmak isterim.

ÖNCE İŞÇİLERİN MAAŞLARINI ÖDEDİ

Kurban bayramı üstü. Babam hak edişi alması lazım ki biz de bayramlık alsın. Babam hak edişi alıyor ve önce işçilere parayı dağıtıyor. Bize hiç para kalmadığı için biz o bayram bayramlık bir şey alamamıştık. Birazını bize saklasaydın olmaz mıydık dediğimizde; Olmaz. Orada emek veren, alınterini akıtan insanlara hakkını vermek insanlık vazifesidir. Bu bayramda da bayramlık olmayıversin. Onlar fileleri dolu, çocuklarına yeni elbiselerle gitsinler. Bu beni çok daha mutlu eder dedi. Biz de bundan dolayı babamızla gurur duymuştuk.

İSTANBUL’DAKİ ÜNLÜ YALIYI RESTORE ETTİ

Babam, işini çok iyi ve titiz yapardı. O yüzden önemli işleri de almıştır. Bir tanesi Müfit Erbilgin’în İstanbul’daki Yalısının restorasyon çalışmasında görev aldı. Bilirsiniz bu tür yapıların restorasyonunda görev almak her baba yiğitin harcı olamaz. Ama babam bunu da başarıyla yaptı. O yalı çok ünlü bir yalıydı. Sanırsam o meşhur tarihi yapı şimdi el değiştirdi.

50 YIL ÖNCE OTURMA GRUBU YAPTI VE HALEN KÖYDEKİ EVİMİZDE KULLANIYORUZ

50 yıl önce kendi çabalarıyla koltuk takımı, gardrop, dolap, sehpalar, sandalyeler yaptı. Yaptığı o koltuk takımları halen köydeki evimizde kullanılmaktadır. Babam anne babasına gözü bakardı. Ben bir gün olsun dedeme ve babaanneme yüksek sesle konuştuğunu, bir gün “of” dediğini duymadım. Biz kendisinden böyle gördük. Bundan dolayı babama ayrı bir saygı duyarım, ayrı bir gurur duyarım.

Kulaklığı ile bir miktar duyan Halit Çaloğlu, bir sorumuzu da kendisi yanıtladı. “ İstanbul’da Müfit Beyin tarihi yalısını restore ettik. Bir de yat yaparak denize indirdik. Kütahya’da iş almış. Beni de istedi. Ama memlekete dönmem gerekiyordu. İstanbul’dan döndüm ve bir daha Artvin’den

ayrılmadım. Hep buralarda işler yaptım. Memleket gibisi yok. Artvin benim için her şey demektir. Böyle memleket dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz. Bana başka yerler mutluluk vermez.” Dedi.

Kore Gazisi Ahmet Sezgin’in ziyaretinden dolayı duyduğu memnuniyeti de anlatan Çaloğlu, Sizi burada görmek çok güzel. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.” Dedi.

DEDEM DAĞLARI GÖSTEREREK “ŞURADAN BİR SOĞUK SU İÇSEYDİM KEŞKE” DEDİ 
İLK BUZDOLABI DEDEMİN BU İSTEĞİYLE ENTERESAN BİR ANIYLA EVİMİZE GİRDİ!.

Son olarak bir anısını daha anlatan Kızı Fatma Çaloğlu Ceylani; “ Bir gün rahmetlik dedem, yazın çok sıcağında, karşı dağlara bakarak, şuradan bir soğuk su içebilseydim keşke dedi. Bunun üzerine ağabeyim fırladı çarşıya çıktı. Şimdi alırım dedi. Ağabeyim lise öğrencisi ne ile alacak. Annem, “bak birazdan buraya buzdolabı gelir. Demedi deme dedi.

Ağabeyim, babamın selamını söylemiş, beyaz eşya satan sahibine, O da babamı çok iyi tanıyor. Hamallar yüklenmiş sırtına buzdolabı ile dayandı. Babam hiçbir şey demedi. Belki buzdolabı alma zamanı ve imkanı yoktu. Ama dedem soğuk su özlemini dile getirdiği için aldı. Bu söylediğim 50 yıl önceki bir anıdır. Dedeme, ninene, anneme Allah Rahmet eylesin, babama uzun sağlıklı ömürler versin. Zaman su gibi akıp gidiyor. Ağabeyim ben emekli olmuşuz. Babam ağabeyimi 1950’lerde özel üniversitede okutmuştur. Ağabeyim İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi mezunudur.

ARTVİN, BABAM İÇİN MUTLULUK YUVASIDIR. ONA ZARAR VERİLMESİNDEN ÇOK ÜZÜLÜR!.

Artvin, babam için çok büyük bir mutluluk yuvasıdır. Ona zarar verilmesinden çok üzülür. Bunu neden söylediğimi herkes anlar. Artvin halk, onu tanıyanlar Halit Çaloğlu’nu sosyal demokrat kişiliği ile tanır. Görüşünden, duruşundan, kişiliğinden yaşamı boyunca hiç taviz vermemiş, mert, dost ve kadirşinas yapısıyla Artvin’in çok önemli değerlerinden birisidir babam. Herksin babası kıymetlidir, değerlidir. Çünkü babalar anneler evlatları için var. Türkülerde baba sırtını dayadığın dağ gibidir diye geçer. Hakikaten de öyledir.”dedi.

İNSANLAR BİRBİRLERİNİ ZİYARET ETSİN, SOHBET ETSİN

Ziyareti ile ilgili konuşan Kore Gazisi Ahmet Sezgin, “Artvin’de bir şey dikkatimi çekiyor. İnsanlar birbirlerini ziyaret etmiyor, sohbet etmiyor. Herkes ya telefonlarına dalmış, ya TV’ye. Gündem çok hızlı değişiyor. İnsanlar birbirleriyle sohbet unutuyor. Ben örnek olsun diye böyle bir şey başlattım. Yakın zamanda yine Artvin’in yaşayan çınarlarından Süleyman Yıldırım’ı evinde ziyaret edeceğim. Benim yaşım da 90 dedi. Ama sağlıklıyım, yürüyebiliyor ve bu arkadaşlarımı ziyaret edebiliyorum. Halit Çaloğlu’nu ziyaret etmenin mutluluğunu yaşadım. Güzel bir anI yaşadık.

MÜFİT BEY İLE İLGİLİ SÖZ GEÇTİĞİ İÇİN ANLATAYIM. MÜFİT BEY PRENSİP SAHİBİ BİR İNSANDIR.

Müfit Erbilgin benim öz kayınbiraderimdir. Çaloğlu ondan söz etti. Bir anıyı da ben anlatayım. Müfit Bey çok prensipli bir insandır. Hata yapıldığı anda affı yoktur. Sigaradan nefret eder. 2 çalışanını sigara içerken görür. Onlara sigara içmemelerini öğütler. Eğer sigara içerseniz sizi çalıştırmam der. İşçiler söz verir. Bu bizim son sigaramız, bir daha içmeyeceğiz derler. Birkaç gün sonra bunları sigara içerken görür.

Onlara görünmeden geriye döner ve muhasebeye o 2 kişinin hesabını ödeyip göndermelerini talimat verir. Onların sigara içmelerinden çok verdiği sözü tutmamaları nedeniyle gönderir. Çünkü yalan konuşan insanların yarın daha büyük yanlışlar yapacağını söyler. Bakın bu ziyaretler 50-60 yıl öncesini yad etmeye vesile oluyor. Herkese tavsiyem, akrabalarınızı, arkadaşlarınızı, hastaları ziyaret edin. 3 günlük dünyada başka hiçbir şey kalıcı olmayacak.” dedi.