Çayku’un özelleştirilmesine tepkiler çığ gibi büyüyor.
CHP Rize İl teşkilatı bir basın bildirisiyle herkesi Çaykur’a sahip çıkmaya çağırdı.
İşte o basın duyurusu:

AKP Hükümeti, bir gecede aldığı kararla kimseye sormadan, bilgi vermeden içlerinde, Türk çayı ve çaycılığının, Doğu Karadeniz ekonomisinin lokomotifi ve garantisi olan Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Çaykur’un da olduğu çok sayıda kamu kuruluşunu, yine bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulan ve Anonim Şirket (AŞ) şeklini alan Türkiye Varlık Fonu’na devretti.

            Yapılan açıklama ve kullanılan ifadelerden İktidar partisi AKP Milletvekillerinin bile bu gelişmelerden haberleri olmadığını görüyoruz.

            ‘Varlık Fonu’ denilen bu yapı, ülkenin dış ve iç borçlarını ödemekte zorlanan AKP Hükümetinin kaynak bulmak için ülkemizin, özelleştirmelerden geri kalan, Cumhuriyetin ‘yerli ve milli’ varlıklarının, ulusal ve uluslararası sermayeye ipotek göstererek borçlanmak için oluşturduğu bir yöntemdir.

            Bu durumun ülkemizi ve toplumumuzu felakete götüreceği sonucu, daha şimdiden yaşadığımız süreçlerden de bellidir.

            Ülkeyi borç batağına sokan AKP Hükümeti, bu yöntemle de ülkemizin geri kalan tüm varlıklarını elden çıkaracaktır! Bu durum aynı zamanda, Osmanlı’yı da çöküşe sürükleyen yeni Duyun-i Umumiye halidir!

            Bu devir sonucu, diğer tüm kamu kuruluşları gibi ÇAYKUR da yok edilecektir!

            Önce mal varlıkları, ‘borçlanma’ adı altında elden çıkarılacak; sonra işten çıkarmalar ve sonrasında tamamen yok ediliş süreci başlayacaktır!

            Bu endişe verici uygulama, ‘Çaykur Özelleştirme kapsamından çıkartılmıştır’ diye yalandan sevinç çığlıkları atanların da bildikleri gibi, artık ülkemizdeki özelleştirme ve yok ediş yöntemidir!

            Varlık Fonu, hiçbir denetimi olmayan, yöneticilerinin istediği davranabilen, kimseye ve kuruma hesap vermeyen, kimsenin hesap soramadığı, yöneticilerinin istediği doğrultuda borçlanabilecek, borçlanma sonucunda gelen parayı istediği yere aktaracak bir yapıdadır.

            Yönetiminde ‘jöleli’ diye adlandırılan kişinin de olduğu bu kurum, bu haliyle de bir anlamda yeni özelleştirme kurumudur!

            Herkes bilmelidir ki, bu iş artık özelleştirme işi değildir. Ülkemizin tüm kaynak ve varlıklarının elden çıkartılarak yok edilmesi işidir!

            Bu uygulama ile, zaten borçlu olan halkımız, gelecek kuşakları da içine alacak şekilde, çok uzun vadeli ve bedeli ağır olacak borçlanmalara itilmektedir.

            Hiç kimse ama hiç kimse Çaykur’un, Fon’a devrini savunmasın! Böyle bir savunma, insanların yedikleri lokmaya ihanet etmeleridir! ÇAYKUR olmazsa, bu bölgenin ne hale geleceğini herkes bilmektedir.

            Bir sabah uyandıklarında ÇAYKUR’un devredildiğini öğrenen Rizeliler, başka bir sabah uyandığında ise ÇAYKUR’un satıldığını veya yok edildiğini de öğreneceklerdir.

            “Her şeyi halka soralım” diyen Hükümetin, Cumhuriyetimizin kazanımları olan Kamu Varlıklarının, bu Fon’a devredilmesini niye ‘halka’ sormuyor?

            Gelin, ÇAYKUR’un devrini halka soralım!

            Bizler, bu bölgenin ve bu toprakların yetiştirdiği insanlar olarak, ÇAYKUR’un, bu Fon’a devredilerek, yok edilmesi ve özelleştirilmesinin önünü ardına kadar açacak olan bu uygulamaya karşıyız.