CHP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selin Sayek Böke yaptığı yazılı açıklamada, “AKP, kendi vatandaşını, kendi ülkesinde “yabancı” hale getirdi.” dedi.

Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke’nin Basın Açıklaması şöyle:

14 milyon ücretli çalışan, 3 milyon memur ve 720 bin taşeron işçisi ve ailelerinin geleceği için, referanduma doğru, tehlike çanları çalmaya başladı.

AKP, referandum öncesi bir yandan hızla açıkladığı “hayali müjdelerin” parasını, emekçinin cebinden almaya kalkarken, bir yandan da referandum sonrasında “kara dosyaları” raflardan indirmeye hazırlanıyor. Bu dosyalar, Türkiye’de üreten çalışan her kesimin bu güne kadar kazandıklarını da, geleceğini de yok edecek.

AKP, kendi vatandaşını, kendi ülkesinde “yabancı” hale getirdi

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Torba Yasa Teklifi’nde, kendi vatandaşına uyguladığı yüksek vergi düzenini sürdürüp, yabancılara KDV’siz işyeri ve konut satışı hakkı getiren AKP Hükümeti, “yeter ki döviz gelsin” diye Türk vatandaşlarına verilmeyen bir hakkı, yabancılara vermekten çekinmedi. Rejimi değiştirmek uğruna ekonomide yaratılan iflası geciktirmek için olsa gerek, biraz daha fazla döviz uğruna malvarlığını telaşla, vergisiz, haraç mezat satmayı bile göze almış durumda. AKP Hükümeti, bu düzenlemeyle kendi vatandaşını, kendi ülkesinde “yabancı” hale getirdi.

“Büyükanne Maaşı”nı işçinin cebinden alacak

Bu düzenleme tartışılırken AKP’nin Torbasından bir skandal daha çıktı. Hükümetin referandum öncesinde apar topar hayali müjde paketi haline getirdiği ve adına “büyükanne maaşı” dediği ödemeler, sendikaların işçi aidatlarından topladığı bütçelerinden, yani yine işçinin cebinden çıkacak. İşçinin parasıyla, işçiye referandum müjdesi veren Hükümet, “büyükanne maaşıyla”, çalışanın bir cebinden alıp, öbür cebine koyacak.

Torba Teklifin Meclis Komisyon görüşmelerinde, sendika temsilcilerinin tüm itirazına rağmen, “sendikaların hükümete değil, hükümetlerin sendikalara para vermesi gerektiğini” söylemelerine rağmen, hiçbir itirazı kabul etmeyen Hükümet, bu düzenlemeyi şimdi de Meclis Genel Kurulu’nda oylatmaya hazırlanıyor.

Torba Teklifteki bu maddenin Meclis Genel Kurulu’nda da aynen kabul edilmesi halinde, hem bu pakete, hem de hükümetin bundan sonraki bu tür hayali müjde paketlerine, artık sendikalar para aktarmak zorunda kalacaklar.Yani işçiye, emekçiye ve onun sendikasına destek çıkması gereken hükümet, işçinin üç kuruş parasına da göz dikmekle kalmıyor, türlü yollarla, elini işçinin bizzat cebine sokup alıyor.

AKP Hükümetinin işçi ve emekçiye zararı ne yazık ki, bununla da bitmiyor.

18 milyon emekçiyi bir karabasan bekliyor

14 milyon ücretli, 3 milyon memur ve 720 bin taşeron işçisi… Yaklaşık 18 milyon emekçi ve ailelerini, yani neredeyse emeğiyle çalışan, alın teriyle kazanan tüm ülkeyi, hepimizi bir karabasan bekliyor…

İktidar, referandum öncesinde tepki çekmemek için, yıllardır getirmeye çalıştığı yeni düzenlemeleri referandum sonrası raftan indirmeye hazırlanıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun bu hafta yaptığı açıklamalar da gösteriyor ki, eğer sandıktan “rejim değişikliği” çıkarsa, o gün itibariyle, emeğiyle geçinen herkes için, Türkiye tarihinin en karanlık günleri başlayacak.

14 milyon işçinin hakkı gasp edilecek

Sendikaların yıllardır “kırmızı çizgimiz” diyerek tartışmaya bile yanaşmadığı Kıdem Tazminatı Sistemi değiştirilecek. Fon Sistemi gelecek. Halen 14 milyon ücretli çalışan için bu, büyük bir hak kaybı anlamına geliyor.Şu anda, 1 yıllık çalışma karşılığı hak kazanılan “30 günlük” kıdem tazminatı uygulamasını ortadan kaldıracaklar. Yani halen, her 1 yıl için 30 günlük tazminat alan bir işçi, yeni sistemde en iyi olasılıkla, 20 günlük tazminat alabilecek. Yani işçinin çalıştığı her yıl için, en az 10 günlük emeğine el konulacak. Örneğin halen 10 yıllık çalışması karşısında, 18 bin lira tazminat alabilen bir işçi, yeni sistemde 11.8 bin lira alabilecek. Yani 6 bin lirasına el konulmuş olacak. Yani, bir işçinin emeğinin üçte birine el konulacak.

 

3 Milyon devlet memurunun “iş güvencesi” ortadan kalkacak

 

657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda değişiklik yapılarak Devlet Memurluğu sistemini kaldıracak. Artık, memurun da iş güvencesi kalmayacak Hükümet, kamuoyunda 657 olarak bilinen Devlet Memurları Yasası’nı da tümden değiştirecek. “Kamu personel reformu” olarak nitelendirilen çalışma ile memurların “iş güvenceleri” de ortadan kalkacak. Memurlar da, işçiler gibi istenildiği zaman işten çıkarılabilecek. Devlette çok az bir azınlık dışında memur kalmayacak.

 

720 bin taşeron işçisini yok sayacaklar

Kamudaki yaklaşık 720 bin taşeron işçisine, seçim öncesinde kadro sözü veren Hükümet, bu sözünü yerine getirmediği gibi, referandum sonrası hazırlanan paketle, bu işçilere kadro yerine “özel sözleşmeli personel” statüsü verecek.

Bütün bunların özeti şudur: AKP’nin Türkiye’ye yaşattığı fiili başkanlık sistemindeki “ben istediğimi yaparım” düzeni, hak hukuk bilmeyen, işçiye emekçiye hayat hakkı tanımayan düzeni; bu kez ömrümüzce çalışarak, türlü zorluklarla elde ettiğimiz tüm haklarımızı gasp etmeyi hedefliyor

Bu ülkenin, alın teriyle, emeğiyle, evini geçindirmeye, çocuklarını okutmaya çalışan, ekmeğinin derdinde olan, kimseye muhtaç olmadan çoluğuyla çocuğuyla ayakta kalmaya çalışan 80 milyon vatandaşı olarak, bu gaspın, bu yağmanın karşısında susacak, bekleyecek miyiz?

Elbette Hayır.

Biz emeğimizi hiçe sayan bu talan düzeninin karşısına Hayır’la dikileceğiz. 

Emeğimize, alınterimize, Hayır’la sahip çıkacağız.