Rasim Yılmaz
OY DERE KIZIL DERE

Oy dere Kızıldere
Böyle akışın nere
Bizde hal mı bıraktın
Sana can vere vere

Dere bizim yerimiz
Suyu alın terimiz
Söyle nedendir dere
Vurulur gençlerimiz

Dere sana ne ettim
Her yanım yoksul yetim
Söyle dere ne zaman
Kurtulur memleketim

Dere böyle durulmaz
Gence kurşun sıkılmaz
Sanma faşist olandan
Bir gün hesap sorulmaz…  / Aşık Sinem Bacı

Onlar, ülkemizin kırsalında, kentlerin yoksul mahallerinde ve direniş meydanlarında, silahlar ve bombalar altında, barikatlar arkasından, sömürüye, zulme, emperyalizme ve faşizme boyun eğmemenin onuruyla ölümün üstüne üstüne yürüyenlerdir.

CEWAR_PWEAEKza9

Ne korktular, ne de kavgadan kaçtılar. Onlar yoldaşları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamını durdurmak, hala bugün bile geri getirilmeye çalışılan çağ dışı, insanlık ayıbı olan idam cezalarına son verebilmek için bedenlerini ölüme yatırmakta tereddüt etmediler. Böylece yoldaşlık inancının nasıl olması gerektiğini gelecek kuşaklara yadigar bıraktılar.
Türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü… İnsanlığın özgür ve eşit bir dünya  da yaşayabilmesi için canımızdan bir parça koparırcasına devrime kurban verdik onları… Onlara sözümüz var “Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

“Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.

Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa…
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte,  yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

 Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz…
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

 Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler…
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”  /  Adnan YÜCEL

Tarih 30 Mart 1972…  devrime ve halka adanmış 10 yürek, 10 yiğit baş eğmez savaşçı faşizmin vahşi saldırısı sonucu Kızıldere’de katledildi. 45 yıl geçse de aradan dün gibi onlar hala gencecik VE dimdik ayaktalar…

Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, faşist diktatörlüğün askeri, miti, kontrgerillası tarafından katledildi.

On’lar devrimci dayanışmanın en güzel örneğini gösterdiler. THKO savaşçıları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarını engellemek için THKP-C ve THKO militanlarının ortak eylem kararları ve bunun sonucunda canlarını ortaya koydular. Gerçekleştirdikleri şanlı direniş; On’lar şahsında devrimcileri, halkın öncülerini, sosyalizm ve devrim inancını yok etmeyi hedefleyen faşist diktatörlüğün korkulu rüyası oldular ve olmaya devam ediyorlar.

Böyle olduğu içindir ki; diktatörlük onların sadece dirilerinden değil, ölülerinden de korkuyorlar. Kızıldere adını değiştirerek unutturmaya çalışsalar da Kızıldere, devrimcilerin baş eğmezliğinin adıdır.

On’lar, siper yoldaşlığının, devrimci dayanışmanın, ölüme gözü kapalı gitmenin sembolüdürler.

On’lar, emperyalizme, sömürgeciliğe karşı insan sevgisi ve bin yılların nice bedellerle insanlığa kazandırdığı erdemleri, yaşamları ve direnişleriyle ezilen tüm dünya halklarına miras bırakarak sonsuzluğa uğurlandılar.

Bu mirası zafere kadar ileriye taşımak, Türkiye işçi sınıfı ve ezilen halkın boynunun borcudur. Onlar, yolumuzu aydınlatmaya devam ederken, Kızıldere dün değil bugündür.

unnamed (1)

Yaşasın devrimci dayanışma…