????????????????????????????????????

Sami Özçelik / Artvin

????????????????????????????????????

Geçen yıl 16 Şubat 2016 tarihinde çevre illerden getirilen yaklaşık 4 bin polis ve jandarma gücü ile Cerattepe’ye giren şirket Artvin Halkını tedirgin etmiş ve günlerce protestolarda bulunmuştu. Bunun neticesinde dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu Artvin heyetiyle mini bakanlar kurulunu toplayarak 5 saat süren görüşmeler sonrası hukuki süreç bitene kadar şirketin hiçbir çalışma yapmayacağını belirterek devlet sözü vermişti. Ancak maden şirketi Cerattepe’ye çıktığı günden beri hiç boş durmamış, devletin verdiği sözü hiçe saymaya devam etti.

Artvin Valiliği’nin yayınladığı genelge nedeniyle 6 aydır basın açıklaması yapılamadığı için halkı bilgilendirme basın açıklamaları ancak yazılı biçimde yapılabildi. 6 ay aradan sonra ilk kez sokakta basın açıklaması yapılarak maden şirketinin Cerattepe’de neler yaptığı halka anlatıldı. Açıklaması ise Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan yaparken, basın açıklamasına CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir, CHP İl Başkanı Ali Yücel Kurt, CHP Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin, CHP Eski İl Başkanı Seçkin, Kurt ve Artvin Halkı katıldı. Yapılan basın açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı;

????????????????????????????????????

“Değerli Basın mensupları, Ülkemizin çevreye saygılı yurttaşları, Çok değerli Artvinliler, Yeşil Artvin Derneği olarak son kez 6 ay önce basın açıklaması yaparak kamuoyunu bilgilendirme fırsatımız olmuştu. 2016 yılının Temmuz’unda yaşanan darbe girişiminin ağırlığı yetmezmiş gibi tamda Rize İdare Mahkemesindeki duruşmamızın olduğu gün 19.09.2016 günü başlayan Valilik kararnamesi ile bütün demokratik haklarımız askıya alınmış, Cerattepe projesi ile ilgili Artvin ve ülke kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla basın açıklaması ve diğer etkinlikleri yapmamız engellenmişti. Sonraki aylarda rutin hale gelen, her ay yenilenen valilik genelgesi ile bizler susturulmaya çalışılırken maden şirketi de her türlü yalan ve yanlışı kamuoyuna rahatça, hiçbir engel olmadan söylemekteydi. Nihayet bu gün yeniden sözümüzü söyleme imkanı bulabiliyoruz.

En son basın duyurumuz Eylül duruşması öncesi yapılmış, bir duruşma etrafında fırtına koparılmıştı. Artvin halkının hukuk ve adalet arayışı baskıyla, zulümle engellenmiş, vicdanını ve tarafsızlığını kaybetmiş mahkemeler hukuku katletmişti. Bu gün halen Danıştay 14. Dairesinden hukuk ve adalet adına bir karar beklemekteyiz. Kararın gecikmesi telafisi imkansız zararlara yol açacak, ekosistemdeki tahribat bundan sonraki onyıllarca devam edecektir.

Bilindiği üzere bu gün yol genişletme çalışmaları kapsamında 2500 civarında ağacın kesilmesi için Orman İşletme Müdürlüğü tarafından ihale yapılmış, bu ihaleyi maden şirketi bizzat ihaleye girerek almıştır. Sözkonusu ihale ile ilgili Taşlıca Kooperatifi ihale şartlarının hukuka aykırı olduğunu, düzenlenen şartnamenin usulüne uygun olmadığını yazılı olarak önceden bildirmiş, ihalenin yapılmamasını talep etmiştir. İhale buna rağmen yapılmıştır. Bu alanda orman istihsal işlerini yapma hakkı Taşlıca Kooperatifine ait olmasına rağmen maden şirketi orman köylüsüne bunu da çok görmüştür. Bu aynı zamanda maden şirketinden nemalanmayı bekleyenler için de örnek olmalıdır. Murgul’da Damar’da yerel ekonomiye hiçbir katkısı olmayan bu şirket sadece kararlı bir mücadeleyi bölmek için ve ancak bölene kadar ulufe dağıtacaktır.

????????????????????????????????????

Öncelikle belirtmek gerekir ki yapılan bu kesim ihalesi hukuka aykırı olmanın yanısıra sadece yol genişletme çalışması kapsamında yapılacak kesime ilişkindir. Daha teleferik hattı ve diğer çalışmalar için kesim planı açıklanmamıştır. Ülkenin başbakanının ‘3500 ağacı geçmeyecektir’ sözü halen belgelerde durmaktadır. Bu bir başlangıçtır ve devamı gelecektir. Bu nedenle miktarına bakılmaksızın Cerattepe’de ağaç kıyımı yapılmasını asla kabul etmiyoruz.

Yıllardır bu maden şirketinin bütün kirli oyunlarını anlattık sizlere. Yine yıllarca maden ruhsat alanının 4406 hektar olduğunu, ÇED olumlu kararı alınan alanın 22 hektar olmasına rağmen bu alanda kalmayacaklarını, kanser hücresi gibi, veba gibi bütün alana yayılacaklarını, bu kentin üzerine bir kabus gibi çökeceklerini anlattık. İnanmayanlar oldu. Maden şirketi galeri usulü bakır projesinin yanına küstahlıkta sınır tanımayarak, sırtını dayadıkları odaklardan aldıkları güçle açık işletme altın projesi eklediğinde de bunu görmek istemeyenler oldu. Yine anlattık. Görmezden gelenler oldu.

Son olarak daha dosyamız yüksek yargıda iken yargıyı da aşmanın rahatlığı ile maden şirketine işletme izni verildiğini öğrenmemiz üzerine yapılan incelemede işletme izninin 22 hektarlık ÇED Olumlu kararı alınan alanı aştığını tespit etmemiz üzerine ilgili bakanlık ve müdürlüğe durumu yazılı olarak sorduk. Uzun süre bekledikten sonra verilen cevapta işletme izninin 240 hektar olduğunu öğrenmiş olduk. Yani 22 hektar için ÇED Olumlu kararı alınmıştı ama 240 hektar için işletme izni verilmekteydi. Hukuk bir kez daha ayaklar altına alınmaktaydı. Yasal olarak bunun kabul edilmesi mümkün olmamasına rağmen, hukukun olmadığını bir kez daha görmüş olduk. Şimdi bu maden şirketinin ve işbirlikçilerinin ve siyasi ortaklarının ve basında allayıp pullayanların ikiyüzlülüğünü bir kez daha belgeleriyle anlatıyoruz. Ülkenin yöneticilerine, ilin idarecilerine, ama öncelikle vicdanını kaybetmemiş yurttaşlarına, çevre dostlarına, tüm insanlığa bu zulmü görmeleri çağrısı yapıyoruz.

????????????????????????????????????

Son dönemde ülkemiz çok zor dönemler geçirmektedir. 35 yıl sonra ülkemiz ve halkımız bir kez daha darbe tehdidi altında kalmış, halkın bir bütün olarak demokrasiye sahip çıkması ile bu tehlike kısmen atlatılmıştır. Ancak ilimiz de bu süreçte büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır. Yapılanlar doğaya ve 25.000 kişinin yaşam hakkına ağır bir darbedir. Ülkedeki darbe girişiminin tozu dumanı arasında bu darbe de geçirilmeye çalışılmıştır.

Yine yakın bir zamanda bir referandum tercihi ile karşı karşıyayız. Elbette ülkemiz için doğru olana halkımız karar verecektir. Ancak ilimiz için doğru olanı biliyoruz. Bizler Cerattepe için, 25.000 kişinin sağlıklı yaşam hakkı için, eşsiz bir ekosistemin korunması ve gelecek kuşaklara, önceki kuşaklardan devir aldığımız şekilde aktarılabilmesi için, bu yağma ve talan anlayışına karşı çıkabilmek için bağımsız yargı ve adalet arıyoruz. Yargının bağımsız olacağı, hakimlere baskı yapılmayan, doğru karar veren mahkemelerin tarumar edilip yerine atanmış mahkemelerin getirildiği bir yargı sistemi değil, kurdun, kuşun, eşsiz bir doğa cennetinin ve sadece sağlıklı bir yaşam ve huzur isteyen insanların yaşam hakkına saygılı bir hukuk sistemi istiyoruz. Artvin halkı bu düşüncelerle kararını verecek, gereğini yapacaktır.

????????????????????????????????????

Cerattepe mücadelesi 25 yıldır süren bir mücadeledir. Bu gün başlayan ve biten bir mücadele olmamıştır. Bu süreç içerisinde çok haramiler, çok işbirlikçiler Artvin’den gönderilmiştir. Bu süreç yine öyle sona erecektir. Artvin halkının bu şanlı mücadelesi dünyaya örnek olmuştur. Cerattepe asla geçilmemiştir ve geçilmeyecektir. Artvin halkına ve dünya kamuoyuna saygı ile duyurulur.