Devriömci 78liler  Federasyonu yayınladıkları bildiri ile 16 Nisan Referandumunun meşru olmadığını ve tanımadıklarını kamuoyuna duyurdu.
Devrimci 78liler Federasyonu’nun yayımladıkları bildiri şöyle:

Biz Devrimci 78’liler Federasyonu olarak, 12 Eylül darbesinin toplumsal hayatımızda açtığı tahribatlara, yarattığı travmalara, oluşturduğu kurum ve kuruluşlara, başta Ana Yasa olmak üzere getirdiği yasal düzenlemelere ve 12 Eylül yargılamalarının tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına, yok sayılmasına karşı mücadeleyi temel aldık.

Bu mücadele anlayışıyla, geçmişte olmuş ve gelecekte olması muhtemel tüm darbelere ve darbe girişimlerine ilke olarak karşı durmayı deklere etmiş, bu anlayışla kendi toplumsal tarihimizle hesaplaşarak, tarihin güncellenmesi mücadelesini günümüze taşıyan ve bu hesaplaşma mücadelesini günümüz demokratik mücadele dinamikleri ile buluşturmayı hedeflemiş bir demokratik kitle örgütüyüz.

Gücümüz oranında geçmişimizle hesaplaşmayı sürdürmeye çalışırken günümüzün anti demokratik uygulamalarına karşı çıkmayı sorumluluk addedip, bu uygulamaların geçmişle bağını kurarak mücadele etmeyi bir görev bildik.

Federasyonumuz, Yaptığı açıklamalarda, 12 Eylül Faşist darbesi nin tüm kurum ve kuruluşları ile daha da tahkim edilerek, yani egemenlerin gündelik ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenerek onun bir rejim olarak AKP eliyle sürdürülmesini esas almış, eski vesayet rejimini tahkim ederek kendi vesayet rejimini kurduğunu ifade etmiştir.

Kendisi de bir darbe ürünü olan ve darbeyle hesaplaşmak yerine onun ilişkilerini sürdürme kolaylığını seçen, yani onunla özdeşleşen AKP’nin darbecilerle hesaplaşması mümkün değildir. Bu nedenle kim tarafından, niçin yapıldığı tartışılan yeni 15 Temmuz darbe girişimi AKP tarafından ”Allah’ın bir lütufu” olarak görülüp elini güçlendirme malzemesi olarak kullanılmıştır.

Hepimizin gözü önünde cereyan eden referandum sürecinde; Bir toplumsal mutabakat metni olması gereken Anayasa değişikliği toplumsal kutuplaşma ve gerilim malzemesi olarak kullanılmıştır.

‘’Olağan Ustu Hallerde Anayasa Referandumu yapılamaz’’ hükmü ihlal edilerek, Demokratik bir ortam sağlanarak seçime gidilmesi yerine, insan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması tercih edilmiştir.

OHAL ve savaşın gölgesinde bir korku ve sindirme politikasının uygulanması, Hayır diyenleri terörist, vatan haini ilan edip, sahte bir algı operasyonu oluşturarak sürdürülen tasarlanmış bir program olarak sunulmuştur.

Adil ve eşit olmayan bir seçim süreci ön görülerek, Devlet olanaklarının ve gücünün diktatörlük lehine kullanılması sağlanıp, gerginlik ve savaş politikaları milli olduğu tartışılan milli iradenin oylarına tahvil edilmiştir.

Ülkemizin doğusunda, başta Kürt Demokratik Haraketinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre kurulmuş partisinin başkanları, milletvekilleri, on binleri bulan siyasetçileri içeri atılmış, seçilmiş Belediye Başkanları görevlerinden alınıp yerine kayyum atananarak tutuklanmış, batısında ise muhalefetin önemli aktörleri, muhalif gazeteciler ve bilim insanları cezaevlerine atılıp, ülkemizin her yerinde kamu çalışanları KHK larla işlerinden atılmış, özgür basının susturulması hedeflenerek, yasak ve karartmalar günlük yaşamın bir parçası haline getirilmiştir. Halklarımıza dayatılan diktatörlük anayasasının yeteri kadar tartışılıp anlaşılmasının engellenmesi ve medya olanaklarının tek taraflı kullanılması sağlanmıştır.

Oy verme işlemindeki hırsızlık ve yolsuzluklar, açık oy gizli sayım, mühürsüz onaysız oy pusulaları, sayımlar ve birleştirmeler esnasındaki karanlık noktaların baştan tasarlanmış olması. En son YSK’nın verdiği anti demokratik, taraflı ve hukuksuz kararlar nedeniyle bu referandum sonuçlarını tanımıyoruz.

Bundandır ki, meşruiyeti olmayan 16 Nisan referandumunun sonuçlarını yok sayıyoruz ve asla kabullenmiyoruz. Bu referandum sonuçları topluma ne biçimde dayatılırsa dayatılsın buna karşı mücadele etmeyi görev biliyoruz.

Emek Demokrasi güçlerine çağrımızdır; Dünyanın en önemli dayanışma tarihlerine ve mücadelelerine ev sahipliği yapmış bu coğrafyada birlikte mücadele etmek olmazsa olmazımızdır. Devrimci mücadele tarihimiz baş eğmeyen, ödün vermeyen, zulme zorbalığa karşı mücadele eden devrimci önderler ve sıra neferleri ile doludur. Olabildiğince geniş ve güçlü bir mücadele hattında buluşup, omuz omuza verip bu zulüm ve zorbalık düzenine dur demeliyiz.

Halklarımıza ve Emekçilere zorla, hile ile desise ile dayatılan diktatörlük Anayasasını yırtıp tarihin çöp sepetine atmalıyız.

Bu hile, zulüm ve zorbalık sistemini bizlere dayatan, kabul etmemiz için her türlü baskı ve zorbalığı, hukuksuzluğu yapan diktatör heveslilerinin ve yandaşlarının yargılana bilmesi için mücadeleyi esas almalıyız. Faşizme, darbelere, Zulme zorbalığa, hırsızlığa arsızlığa karşı, direnmek insan hakkıdır. Meşru müdafaadır. Meşru müdafaa hakkınızı kullanmaktan asla vaz geçmeyelim. Biz kapandı demedikçe bu hesap kapanmayacak.

Tüm emek demokrasi güçlerini ve tarafı insanlık olan herkesi bu zulüm ve zorbalık düzenine karşı çıkmaya çağırıyoruz.

DEVRİMCİ 78LİLER FEDERASYONU