????????????????????????????????????

Sami Özçelik / Artvin

????????????????????????????????????

Artvin’de 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları için Atapark önünde toplanan yaklaşık 2 bin kişi, trafiğe kapatılan Cumhuriyet Caddesi üzerinde flama, döviz ve afişlerle yaklaşık 1 kilometre yürüdü. Bu yıl alınan emniyet tedbirleri ise dikkat çekti. Kutlamalara CHP Artvin İl Başkanı Ali Yücel Kurt, CHP Merkez İlçe Başkanı İlyas şahin, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, ADD Artvin Şube Başkanı Av. Ayla Varan, Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, DİSK Artvin Şube Başkanı Selim Bilgin. CHP Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Kurul. CHP İl Eski Başkanı Seçkin Kurt. 78’liler Derneği Başkanı Seyfettin Altıkulaç, Halkevleri Derneği Artvin Şubesi Başkanı Yasin Öztürk, ÖDP Artvin İl Başkanı Manmut Zeytinci, Birleşik Haziran Hareketi İl Tensilcisi Sercan Dede ve 1 Mayıs kutlamalarına paydaş olan STK temsilcileri katıldı.

Emek ve Dayanışma gününde, Kafkasör Yaylası Cerattepe bölgesinde yapılmak istenen madencilik faaliyetlerine karşı tepkiler de dile getirildi. Yöre halkı, ‘Madene hayır’ yazılı tişörtler ve atkılarla etkinliğe katıldılar. Yürüyüş sırasında “katil şirket Artvin’i terk et, Cerattepe geçilmez Artvin halkı yenilmez” gibi sloganlar atıldı.

1 Mayıs Tertip komitesi tarafından organize edilen kutlamalara DİSK, KESK, Halk Evleri, CHP Artvin İl Örgütü, ÖDP Haziran Hareketi, 78’liler Derneği ile birçok sivil toplum örgütü destek verdi. Polis kontrollerinden geçerek alana giren gruplar kutlamalarına burada devam etti.

????????????????????????????????????

“HAK VERİLMEZ ALINIR!”

Halitpaşa Meydanı’ndaki miting alanında İlk konuşmayı DİSK adına Selim Bilgin yaptı. Bilgin, 19’uncu yüzyılda işçiler 15 -16 saat çalıştırılıyordu. Bir mayısında doğuşu oradan geliyor. Sonra verilen mücadelelerle bu 8 saate indi. Burada olmayan arkadaşlara sesleniyorum. Sizleri 14-15 saat çalıştırıyorlar sesiniz neden çıkartmıyorsunuz. Biz sizin hakkınızı aramak için buradayız. Hak verilmez alın, birleşerek, dayanaşarak, birlik içinde omuz omuza alınır. Kimseden hak beklemeyenin taşeronlara sesleniyorum. DİSK’in parti adına değil işçi için siyaset yaptığını kaydeden Bilgin “ Biz işçi siyaseti yaparız. Emeğin siyasetini yaparız. Biz sermayeye karşı dün olduğu gibi bugünde emeğin yanında durmaya devam edeceğiz.

Bu ülkede işsizlik fonu var. Bu ülkenin işsizlerinden hangisi bu fondan para aldı. Bu fondaki 140 milyarın sadece 10 milyarı işsiz insanlar için kullanırken geri kalan 130 milyar sermaye sahiplerine, işverenlere, yap işlet devretçilere gidiyor. Buna seyirci kalamayız. Şimdide kıdem tazminatına göz diktiler. Buna izin vermeyeceğiz. Sendikacılık adına alkışçılık yapanlar, yalakalık yapanlar, kıdem tazminatına hayır demezlerse onları lanetliyorum onları Allaha havale ediyorum” dedi.

SÖMÜRÜYE, GÜVENCESİZLİĞE, YOKSULLUĞA, SAVAŞA,
FAŞİZME KARŞI “HAYIR”I BÜYÜTEREK ALANLARDAYIZ!.

KESK Artvin İl Temsilcisi Köksal Gümüş ise, “sömürüye, güvencesizliğe, yoksulluğa, savaşa, faşizme karşı “Hayır”ı büyüterek alanlardayız!.1 Mayıs coşkusu bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde ve ilimizde de acılarımızla, yoksulluklarımızla birlikte ve coşkuyla kutluyoruz.AKP yan yana gelmemizden birlik olmamızdan korkuyor. Bunun için emekçileri sermayeye köle, halkı diktasına biat eden kul haline getirme hedefinde tüm “ustalığını” göstermeye devam ediyor.

AKP antidemokratik ve baskıcı rejimini sürdürebilmenin yolunu ise aramızdaki dil, din, etnik kimlik, kültür, mezhep farklılıklarını kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı siyasette ve komplolarda arıyor. Ülke bir anonim şirket gibi yönetilmek, baskı ve zordan beslenen yoksulluk ve rüşvet düzeni ile yönetilmek isteniyor. Cumhuriyet tarihi boyunca bedeller ödemiş bu halk, saltanat düzenine izin vermeyecektir. Bu coğrafyada iç içe geçmiş kardeşçe yaşamış ezilen, yok sayılan, ötekileştirilen yoksullaştırılan halklar olarak sorunlarımız ortaktır.Demokrasinin, adaletin, barışın, kardeşliğin, cinsiyet eşitliğinin olmadığı bir ülkede emeğin haklarından söz etmenin mümkün olmadığını her gün yaşayarak öğreniyoruz. Bu topraklar çok darbeler gördü, bizler darbelerin ne anlama geldiğini çok iyi bilenlerdeniz, 15 Temmuz darbe girişimi de bunlardan biriydi.

Kısa zamanda yanılmadığız ortaya çıktı; darbecilerle mücadeyle başlayan KHK lar çık kısa sürede muhaliflerin kıyımına dönüştü, üyelerimiz, arkadaşlarımız işinden atıldı, medya organları kapatıldı, çalışanları işsiz kaldı, akademisyenler ders veremez oldu, gazeteciler, siyasiler hapsedildi. Kısaca baskı ve sömürüye dayalı iktidarına biat edeni “makbul vatandaş” karşı çıkanı “makul şüpheli” sayarak hukuku ve adaleti rafa kaldıranlara, tahammülümüz kalmadı. Biz insanca, özgürce, kardeşçe, bir yaşam istiyoruz. Bunu mümkün kılana kadar da mücadelemiz sürecektir. Sömürüsüz başka bir dünya kurmak bizim ellerimizdedir

AKP kendi parti devletini yaratmaktadır. Kamuda bunun ilk adımı 657 yi kaldırmak olacaktır. Hedeflenen, devletin tüm kurumlarını partizanlaştırmaktır. İzin vermeyeceğiz.

Yaratılmak istenen bu düzen ülkemizi faşizme sürüklemektedir. Onuruyla, emeğiyle yaşamını sürdüren emekçiler; sınıfta öğretmen, tarlada çiftçi, bozkırda çoban, sokakta işportacı, soma da madenci, inşaatta işçi, Yırca da zeytin ağacı, cerattepe de şahin olmuştur.

????????????????????????????????????

BU HALK HIRSIZLARA, RANTÇILA RA VE HARAMİLERE GEÇİT VERMEYECEKTİR

Eşitlik, barış ve özgürlük için tüm yurtta alanlarda olduklarını ifade ederek, “Ülkemizde yepyeni, mutlu bir hayatın filizlenmesini sağlayacak olanlar bu gün alanlarda olanlardır. Kamu emekçileri olarak son yıllarda artan emek sömürüsüne, gericiliğe, doğanın ve yaşam alanlarımızın talanına karşı tüm varlığımız ve bedenimizle karşı durduk ve durmaya da devam edeceğiz” dedi.

ALTIN, BU MEYDANI DOLDURAN HALKTIR!

Daha sonra konuşmasını yapmak üzere Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir kürsüye çıktı.

Demir konuşmasında şunları söyledi: “1 Mayıs sadece emekçilerin değil, gençlerin de bayramıdır merhaba gençler! Kadınlarında bayramıdır merhaba kadınlar! Tarlasında çalışan köylülerimizin de bayramıdır. Memurlarımızın taşeronlarımızın ve bu meydanı dolduran halkımızın bayramıdır! Kutlu olsun! Biz emek en yüce değerdir diyenlerin partisinden geliyoruz. Ve bizler en başta taşeronlaşmaya karşı mücadele eden bir insan olarak şunu söylemek istiyorum çalışanlara, özellikle de bu “Evet” ten sonra devlette yapılan hazırlık şudur: 657’li sayıyla korunma hakkına sahip olan memurların bile kadrosu elinden alınıyor.

İşçilerin bile kadrosun elinden alınıyor. Ama dönüp taşeronlara diyorlar ki ‘size kadro vereceğiz!’ siz demokrasiyi bu memlekete nasıl getirdiyseniz bunlara da her halde öyle kadro vereceksiniz. İnanmıyoruz, inanmıyoruz! Ve 1 Mayıs’a sahip çıkmak demek, aynı zamanda HES’ler yapılarak yaşamımızı elimizden almaya çalışanlara karşı mücadele etmek için 1 Mayıs’a sahip çıkıyoruz. 1

Mayıs’a sahip çıkıyoruz çünkü; Cerattepe’de sadece insanın emeğini sömürmek için değil, sadece yerin üstündeki değerleri sömürmek için değil yer altını da sömürmek için çalışanlara dur demek için 1 Mayıs’a sahip çıkıyoruz. Ve ben Cerattepe için şunu Cerattepe’yi daha doğrusu altındakilerini sevenler için şunu söylemek istiyorum; sanmayın ki Cerattepe’nin altındaki altındır! Altın bu meydanı dolduran halktır! Selam olsun size. 1 Mayıs birliğin ve dayanışmanın adıdır. Emeğin sandıklarda çalınan, halkımızın hakkını savunmak için birlik olacağız, dayanışmayı sağlayacağız! Önce kendimize sonra ülkemize sahip çıkacağız var mısınız?

Son olarak şunu söylemek istiyorum: Artvin meydanında, Artvin’in caddelerinde sokaklarında Hayır diyenler başı dik gezecek! Göğsünü gerecek! Çalanlar da boynu bükük gezecek! Biz göğsümüz açık geziyoruz. Ve YSK’ya bir çift sözüm var. Ta ortaokulda öğrendiğim iki dize var. Bunların demokrasi anlayışı ve hukuk anlayışı şöyle: yedirip çiçekleri ineğe geçip arkasına ineğin kok çiçeğim kok çiçeğim diyemezsin! Sen bu milleti kandıramazsın YSK! Kandıramazsın!” diye konuştu.

Ardından Halkevleri Adına Dursun Ali Koyuncu Kürsüye çıktı Koyuncu konuşmasında şunları söyledi: “Sandıkları tek adam zihniyetine dar edenler merhaba…. bu kutlu günde bir araya gelen, baskıya boyun eğmeyen, aydınlık geleceğin umudu, ülkemin onurlu güzel insanları…. Merhaba! Darbe girişimleri, OHAL ler, KHK lar, referandum derken koca bir yıl daha bir kişinin bekasına ve onun hırsına kurban edildi. Başkanlık için ülke siyasal ve ekonomik hayatı krize sokuldu. Saltanat yolunda ülke defalarca seçime girdi. Rusya ile kavga ettiler olmadı, İsrail’e kafa tuttular olmadı. Dışarıda tutmadı ama içeride hamaset yapıp güya dünyaya baş kaldırıyormuş izlenimi yarattılar. Yetmedi önce terör bahanesiyle dokunulmazlıklar kaldırıldı ve milletvekilleri tutuklatıldı. Ardından darbe girişimi ve muhalefete baskılar başladı. Yine yetmedi. Ardı ardına yayınlanan KHK’ larla ülkede darbe dönemlerini aratmayan bir süreç yaşatıldı.

????????????????????????????????????

HER ETNİK, SİYASAL VE DİNSEL YAPININ TABANINDAN TEK ADAMLIĞA HAYIR DENİLDİ. EVET DİYENLER HATTA ZAFER ELDE ETMİŞ GİBİ ZORAKİ BİR ŞEKİLDE HORON OYNAYANLAR BİLE SEÇİMİ HAYIR DİYENLERİN KAZANDIĞINI BİLİYOR.

Dış politikada hiçbir yaptırımı yokken içerde medya eliyle göstermelik şovlarla kahramanlık ilan ettiler. Tüm kahramanlık destanlarının ardından esas niyeti Başkan yardımcısı Devlet Bahçeli ortaya attı. “Fiili durumu hukuka uyduruyoruz” sözüyle başkanlık yolunda referandum startını vermiş oldu. öyle bir referandum süreci yaşandı ki; adeta pers ordusuna karşı mücadele veren 300 Spartalı gibiydik.

Sonuç: Bu ülkenin renkleri hayır dedi. Her etnik, siyasal ve dinsel yapının tabanından tek adamlığa hayır denildi. Evet diyenler hatta zafer elde etmiş gibi zoraki bir şekilde horon oynayanlar bile seçimi hayır diyenlerin kazandığını biliyor.

HAYIR’IN ORANI EN AZ YÜZDE 58’DİR

Ey Kılıçdaroğlu, Kandil, Almanlar, Hollandalılar, FETÖ, HDP, Büyük Türkiye kelimeleriyle evet kampanyasını geçirenlerin oranı ise yüzde 42’yi geçmez. Zalime, menfaatçiye, para babalarına karşı verdiğimiz mücadele zaferle sonuçlandı. Kazanan demokrasi oldu. Onlar ayrıştırdılar biz her kesimi birleştirdik. Hepimize hayırlı ve kutlu olsun.Hayır kazandı ve mücadele sürüyor. İzleyecek miyiz, bunların arsızlığı ve adaletsizliği ülkeye egemen kılmalarını?İzleyecek miyiz, 6 yaşında çocukların saç telinden rahatsız olan ve kadın cinayetlerini, tecavüzü tacizi meşrulaştıran, tacizciyi koruyan zihniyeti?

Geleceğimizi köreltiyorlar. Bilimi, sanatı ve kardeşliği yok edip; erkekçi, gerici, sığ beyinlerinde toplumu yeniden şekillendirmeye çalışıyorlar.

????????????????????????????????????

SOKAKLARIMIZDA, ŞERİAT ÇAĞRISI YAPANLAR KOL GEZİYOR!..

Bakınız daha bir kaç gün önce bölge bölge gezip “ümmet devletini kuracağız” sloganını atan kişiyi Ensar Vakfı Artvin’e getirdi. Ensar’a söz ettirmemek için emniyet var gücüyle bizlere saldırıyor. Bir dönem Fetullah’a söz ettirtmeme yarışına girip “ben daha çok Fetullahçıyım” diyenler, o dönem bizleri susturmak isteyenler, bu gün Fetullahçı olmadıklarını ispatlamak için Ensar’ı koruma yarışına girmişler. Ülkenin elde kalan son kaynaklarını da satıp başkanlık yolunda ülkeyi soktukları krizden çıkarmak istiyorlar. Başta Çaykur olmak üzere Varlık Fonu’na devredilen tüm servetimiz yağmalıyorlar. Ya ülkede barışı ve kardeşliği, kentimizde huzuru egemen kılmak için mücadeleye devam edeceğiz ya da yok olup gideceğiz Mücadele etmekten başka yol yok! Aksi takdirde tarih sayfalarındaki “atalarımız memleketi şöyle kurtardı” sözlerini kurmak nafile.Bakınız Artvin’in 25 yıllık mücadele tarihine; 25 yıldır yaşamak için büyük bir direniş örneği gösteren biz Artvinliler, tepemizdeki yağmacıları söküp atmadıkça tüm çabalarımız nafile kalacak. Pes edersek katlimize onay vermiş olacağız. Kuşkusuz Atmacada gaz yemek bir onurdur. Alnımızın ak, başımızın dik olması ayrı konu fakat Artvin yok olursa emekler ve ödenen bedeller heba olur.

Mücadele etmeliyiz ve mücadeleye önce yanı başımızdan başlamalıyız. Bizler günlerce nöbet tutmuş, gaz yemiş olmamıza rağmen birileri Artvin’i Madenci şirkete parsel parsel satıyor. Bu toprakların insanı yapıyor bunu. Artvin’in sırtından rant elde ediyorlar. Artvin’in yok olması pahasına caka satıyorlar. Kasabın kedisi ciğeri kapınca mutlu olurmuş, hatta diğer kedilere tırmık atarmış. Cengiz’in kapısında kuyruğa girenlerinki de o misal; şirketten lüks aracını kapan caddelerde boy gösteriyor. Şirkete hizmet karşılığında ihale alıyorlar, işletme sahibi oluyorlar, şirkete araç kiralıyorlar. Üstelik bunu yaparken yılmaz vatan sevdalısı kesiliyorlar.

Biz bunlarla el sıkışıyoruz, bayramlaşıyoruz, aynı caddede geziyor, aynı lokantada yemek yiyoruz, onlardan alışveriş yapıyoruz. Farkında değiliz ama bunları yaparken Artvin katliamına ortak oluyoruz. Bugün Artvin il merkezinde alınan hayır oranının büyük bir çoğunluğu Cerattepe hassasiyetindendir.

????????????????????????????????????

MADEN KARŞITLIĞI SANDIĞA YANSIMIŞTIR

Bu yüzden mücadeleyi büyütmeliyiz. Daha çok dayanışma içerisinde ve gücümüzün farkında olmalıyız. Toplumsal tepki iyi örgütlenir ve bütün muhalif kişiler taşın altına elini koyar ve mücadele ederse, bu ülkeye barışı ve kardeşliği egemen kılarız

Seçim hilelerine bakıp yılgınlığa düşmek yok bugünü iyi anlamalı yarını yeniden kurmalıyız. Biz ne yapsak onlar çalıyor dememeliyiz. Bilmeliyiz ki sadece sandık sonucu ile yok olup gitmeyecekler.Belki hırsızlıklarını engelleyemedik u bize ders olsun, ancak diz çökmedik ya bu da onlara dert olsun. Tek yol sokak tek yol devrim” dedi.

BUNDAN TAM 40 SENE ÖNCE 1 MAYIS GÜNÜ TAKSİM’DE
KATLEDİLEN ARKADAŞLARIMIZI DA UNUTMADIK

Son olarak ise Birleşik Haziran Hareketi Adına Deniz Coşkun Çoruh yaptığı konuşmada, “Sevgili dostlar, sevgili yoldaşlar, sevgili emekçiler, sevgili kadınlar, sevgili devrimci genç arkadaşlarım ;

elleriyle dünyayı yaratan işçi sınıfının mücadele günü olan 1 Mayıs’ta, hepinizi en sıcak ve en devrimci duygularımla selamlıyorum. Tarih sınıfların mücadelesidir, ezen ve ezilenlerin mücadelesidir. Bu mücadelede bu gün fiziksel olarak aramızda olamayan dostlarımız var. Mustafa Suphi’lerden Mahir Çayan’lara, Fikri Sönmez’lerden Gezi’de ölen arkadaşlarımıza kadar tüm yitirdiklerimizin anısının önünde saygıyla eğiliyorum. Onları asla unutmayacağız ve devrimci yolumuzda yaşatacağız.

Bundan tam 40 sene önce 1 Mayıs günü Taksim’de katledilen arkadaşlarımızı da unutmadık, onları katleden zihniyet bilsin ki 40 yıl geçti ama mücadele bitmedi, gene yaklaşık 40 sene önce bu sokaklarda, bu dağlarda canları pahasına, 12 Eylül faşizmine direnen, Özgüç Tuncay’ları, Ensar Karahanları, Enver Karagöz’leri; ‘Artvin’in en güzel çocuklarını’ bu kürsüden selamlıyorum. Onların fikri dün Gezi’nin şafaklarında bu gün ise doğup büyüdükleri yerlerde, Cerattepe’nin şafaklarında dolaşmaya devam ediyor. İşte bakın her yerdeyiz, ne geçmiş tükendi ne de yarınlar tükenecek.

Bugün aramızda Cerattepe direnişçileri var, biz bitti demeden bu dava bitmez diyenler var, Ardanuç‘ta, Borçka’da, Şavşat’ta, Arhavi’de HES’cileri kovalayanlar var, Murgul’da direnenler var, Toprağına, suyuna her koşulda sahip çıkan Hopa’lıEşkiyalar, devrimci gençler var, Fındıklı’dan, Pazar’dan, Rize’den yollara düşenler var, en önemlisi başkanlığa, tek adamlığa Hayır deme cüretini gösteren bu ülkenin yarısından fazlası var. Hepinize tekrardan merhaba dostlar merhaba.

Sevgili dostlar, bildiğiniz gibi 16 Nisan’da halk sandığa gitti. 15 senedir ülkeyi yalanlarla ve hilekarlıkla yöneten AKP iktidarı referandum sonucunda da bizleri şaşırtmayarak hırsızlık yapmıştır, kirli ve ahlaksız yüzünü bir kez daha topluma göstermiştir. Bu seçim meşru değildir! Hükümsüzdür. Hile ve zorla halka dayatılan bu anayasa da bu iktidar da hükümsüzdür! HAYIR memleket için yeni bir başlangıçtır! Memleketimizi 15 yıllık siyasal İslam karanlığından kurtaracak irade 16 Nisan’da açığa çıkmıştır! Bu irade HAYIR diyen milyonların iradesidir! Gazeteleri… Televizyonları… Anayasaları… YSK’ları… Hileleri… Zorbalıkları… Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak çünkü halkın demokratik iradesini YSK marifetiyle çalanlar kaybetti. Biz kazandık. Güzel günlerin mutlak gelen günde olduğuna inananlar kazandı. 16 Nisan’da halka tek adam rejimini dayatanlar kaybetti. Biz kazandık, bunu biliyoruz ve buna yürekten inanıyoruz.

AKP 15 senedir emek sömürüsünde, taşeron ve güvencesiz çalışma koşullarında, iş cinayetlerinde zirveye çıktı. Emekçinin kıdem tazminatına göz diktiler. Yaylalarımız, kıyılarımız parsel parsel satıldı. Şimdi Varlık Fonu adı altında Çay-Kur ve ülkenin birikimleri borç karşılığında Katarlılara ipotek ediliyor. Milli ve yerli iddiasıyla ülkenin tüm kaynakları, birikimleri yabancılara satıldı. Başta Cerattepe’deki madencilik olmak üzere Artvin ve Karadeniz’in yaşam alanları da bu projelerle bir bir yok edilmek isteniyor. Artık böyle gitmez! Tüm birikimleri satılmış, tüm demokratik kurumları ortadan kaldırılmış, anayasasız ve Meclissiz bırakılmış bu yalan, talan ve hile rejimi devam edemez! HAYIR’la başladık, HAYIR’ıbüyüterek bu çürümüş düzeni değiştirmenin tam zamanıdır!

Ülkeyi on beş yıldır zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapanlar, halkın sofrasındaki ekmeğe göz koyanlar, sofradaki o ekmekten her gün biraz daha çalanlar, bunu yaparken de sürekli “ezan, kuran, din, iman” diyenler yönetiyor. Bu din tüccarları, bu kan emiciler, düne kadar Gülen Cemaati ile ortaktılar. “Ne istediler de vermedik” diyorlardı, “alnı secdeye gelen adamdan zarar gelmez” diyorlardı. Sınav sorularını birlikte çaldılar, mülakatlarda torpil yaptılar, liyakat esasına göre değil tarikat mensupluğu esasına göre atama yaptılar, devleti kendi kadrolarıyla doldurdular.

????????????????????????????????????

BU MEMLEKET DE BİZİM, GELECEK DE BİZİM!

Siyasal İslamın tüm pespayeliğiyle vücut bulduğu günümüz Türkiye’sine karşılık HAZİRAN TÜRKİYE’SİNİ var etmek için karanlığa, gericiliğe ve baskılara karşı Haziran saflarında emeğin, demokrasinin ve özgürlüğün mücadelesini vermeye çağırıyoruz. Tecavüzcülerinin aklandığı, laikliğin ayaklar altına alındığı bir hukuk ülkesinde ilerici, devrimci, yurtseverler olarak hukuk bittiyse Haziran başlar diyoruz! Yaşadığımız bu kenti; gericiliğe, karanlığa ve çocuk tecavüzcülerine teslim etmeyeceğimizin sözünü verdik. Bu sözü tutan, Ensarcıları koruyan polis ordusunun karşısına çıkma cüreti gösteren tüm gençleri buradan bir kez daha selamlıyorum! Gelecek, bu aydınlık yüzlerin omuzlarında yükselecektir! Bu memleket de bizim, gelecek de bizim!

68 kuşağından Gezi’ye, Gezi’den Hayır bayrağını omuzlayan 90 kuşağı her türlü zorbalığa, ahlaksızlığa ve sömürüye karşı haykıran devrimci gençler gözaltına alınsa da, faşist saldırılara da uğrasa da susmadan daha güçlü bir şekilde haykırmaya devam edecektir. Birleşik bir gençlik hareketi için her zaman bir adım ileri atacaktır. İnadın ve umudun hikayesini yazmaya devam edecektir.

Evet şimdi bir yanda onlar var, Ve onların değerleri…Millete küfreden Mehmet Cengizleri, Ensar vakıfları, Ezin geçin diyen Efkan Ala’ları, KHK’ları, OHAL’leri, hatta OHAL içinde OHAL’leri, AK trolleri, Alo Fatihleri, Trafodaki kedileri…Sokaktaki gazcıları… … Dozerleri… TOMA’ları… Barajları… Yasakları…Hileli seçimleri.. Ayakkabı Kutuları… Makaracıları…Atı alan Üsküdar’ı geçticileri…

Bir tarafta ise halk var, Cerattepe’nin 300 spartalısı var, Hayır diyenler var, Haziran var… Bizim değerlerimiz var… Dayanışma…Sevgi.. Kolektif eylem… Söz ve Karar hakkı… Doğayla uyum… Özgürlük… Gerçek bir laiklik…Müşterek alanlarımızın savunulması… Bağımsızlık… Bir arada yaşam…Ölene dek mücadele etmek ama illa o sarayları başınıza yıkmak var. İnanmıyorsanız kışlık saraya bakın, inanmıyorsanız pariskomünüsüne bakın, inanmıyorsanız Batistanın sarayına bakın illa örnek istiyorsanız Mahire, Denize, 15 16 Hazirana, Yeni Çelteğe, Fatsa’ya bakın, ser verip sır vermeyen Kaypakkaya bakın illa örnek istiyorsanız Gezi’ye, Haziran’a bakın!Zalimin zulmü varsa, gençliğin muhalefeti halkın haziranı var. Hoşçakalın, sevgiyle kalın, devrimle kalın” şeklinde konuştu. Kutlamalar Grup Üç Kuşak konseriyle ve horonlarla devam etti.