Sami Özçelik
Artvin

????????????????????????????????????

Çağlayan Deresi üzerinde kurulması planlanan ve havzadaki 8 köyü ilgilendiren 22 megawat gücündeki Çağlayan HES projesi için yeniden keşif yapıldı. Daha önce yapılan keşifte çevre mühendisi yer almadığı gerekçesiyle ÇED iptal kararı Danıştay tarafından iptal edildi.

Keşfe Meydancık belediyesinin kapanmadan önce son belediye başkanı ve CHP Şavşat İlçe Başkanı Nihat Acar, İl Çevre Müdürlüğü avukat ve mühendisleri, HES Şirketinin temsilcileri, davacı köylerin muhtar ve halkı katıldı.

Rize İdare Mahkemesi’nin belirlediği bilirkişi heyeti 25 Mayıs 2017 Perşembe günü Çağlayan HES’in yapılacağı Çağlayan Deresi Havzasına geldi. Vadi köylerinden oluşan 8 köyün muhtarı temsilcileri ve köy halkı keşif yerinde hazır bulundu. Keşif Heyeti, HES şirketinin verdiği koordinat üzerinde inceleme yaptı. Koordinatların dışına çıkmadı. Burada Çağlayan HES davasının avukatı Av. Bedrettin Kalın ve kimi köylüler bu havzada neden HES projesi yapılamayacağı ile ilgili bilgiler verdi ve savunmalarını yaptı.

BU HAVZADAKİ 8 KÖY BU DERENİN SUYU İLE YAŞAMAKTADIR

Av. Bedrettin Kalın, daha önceki HES Bilirkişi raporlarında yazan bilgileri ve tespitleri hatırlattı.. Davanın lehte sonuçlandığını anlatan Kalın, bu kararın Çevre Mühendisinin olmadığı gerekçesiyle bozulduğunu belirterek; “Danıştay, mahkemenin karşı oy gerekçesine uyarak bu kararı bozmuş oldu. Şu an bunun yeniden keşfini yapıyoruz. Esasında bu derede su yok.

8 KÖY 30 KM’DEN FAZALA SU KANALI YAPMIŞTIR

Çağlayan Deresi’nin suyu daha üst kotlarda Demirci, Yağlı ve Maden Derelerinden gelmektedir. Esasında bu dere toplama bir deredir. Haziran Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim aylarında sulama için su bulunamıyor. Bu mevsimde akan su yağan yağmur ve eriyen kar sularından ibarettir. 8 köy bu derenin suyu ile yaşamaktadır. Bu havzadaki köylerde mahallelerle birlikte 30 km’lik açık sulama suyu kanalları bulunmaktadır. Burada Su Kullanım Hakkı HES şirketine ait oluyor. Kanun, HES projelerinde maalesef Havza içinde bulunan bütün suların kullanım hakkını şirkete veriyor. Dedi.

HES TEMSİLCİSİ; “SU YOKSA ENERJİ ÜRETMEYECEĞİZ!

HES temsilcisi çevreci olduklarını iddia ederek; “ Burada yapılacak HES hiç kimseyi mağdur etmeyecek. Biz 1125 kotu ile 760 kotu arasında çalışma yapacağız. Biz bu alanın dışında hiçbir şekilde çalışma yapmayacağız. Kanallardaki suya dokunmayacağız. Derede su yoksa santralı çalıştırmayacağız.”dedi.

KALIN; SU KULLANIM HAKKI ŞİRKETE GEÇİYOR!

Avukat Bedrettin Kalın bu ifade üzerine; “Bu söylenenler gerçeği yansıtmamaktadır. Havzadaki bütün su kaynaklarının kullanım hakkı Şirkete ait oluyor. Dolayısıyla en büyük sorunda budur.”dedi

HES TEMSİLCİSİNE 80 YAŞINDAKİ MEYDANCIKLI VATADAŞTAN CEVAP GELDİ

Meydancık Köyü’nden gelen 80 yaşındaki bir vatandaş, HES şirketinin temsilcisinin HES projelerini savunurken kullandığı ifadelere tepki göstererek;” Siz deminden beri masal anlatıyorsunuz. Süslü kelimeler kullanarak HES’i anlatıyorsunuz. Gelin Bizim derede yapılan HES’leri görün. Bize nasıl zarar verdiğini biz yaşıyoruz. Sizin söylediklerinizin hiç biri gerçek değil” dedi.

MEYDANCIK VE YÖRESİ KÖYLERİ KALKINDIRMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI YAPTI

Keşfin yapılmasının ardından Meydancık Ve Yöresi Köyleri Kalkındırma Ve Dayanışma Derneği üyesi adına bir basın açıklaması yapan Emekli Öğretmen Nizamettin Pehlevan; “ Çevresine, doğasına, suyuna, ata yadigarı Eskikale, Çukur, Dereiçi, Demirci, Yağlı, Çağlayan, Maden ve Tepebaşı köylerimize ve tüm bu yörenin sularına sahip çıkıyoruz. Siz çevre dostları ile birlikte geleceğe yaşanılabilir bir çevre bırakmak için burada toplanmış bulunuyoruz.

35658711753697_10153518945243674_4382668035623291560_n.

4 YILDIR HUKUKİ MÜCADELE VERİYORUZ

Bilindiği gibi Çağlayan HES’e karşı 4 yıldır Hukuk Mücadelesi veriyoruz. Daha önce de bu alanda bir araya geldik. Bugün olduğu gibi keşif heyetini karşıladık. Rize İdare Mahkemesi’nde görülen davaya birlikte katıldık. Mahkemenin ikiye bir oyla lehimize vermiş olduğu karara birlikte sevinmiştik. Ancak heyet başkanının çevre mühendisi yoktur şerhi kararın bozulmasına ve şu anda yapılan keşfe konu olmuştur. Bu nedenle HES’e karşı vermiş olduğumuz mücadele yeni bir boyut kazanmıştır. Biz şunu da söylemek isteriz; Bilirkişi heyetini biz oluşturmadık. Bilirkişi heyetinde çevre mühendisi vardı da biz mi kabul etmedik? Bu nedenle çevre mühendisi olmayışının karşı oy gerekçesi yapılmış olmasını da anlamış değiliz.

Daha öncede söylediğimiz gibi bilirkişi heyetine güvenmek hukukun varlığına, üstünlüğüne inanmak istiyoruz. Tüm canlıların, doğanın yaşam kaynağı olmazsa olmazımız suyumuzu paradan başka hiçbir şeyi görmeyen hiçbir şeyi umursamayan şirketlere teslim etmek istemiyoruz. İnsanları ve ekosistemi susuz bırakacak, tahrip edecek projelere hayır diyoruz. Bu nedenle hukukken de geçit verilmemesini istiyoruz.

ATALARIMIZ BU COĞRAFYADA YOL, SU, ELEKTRİK YOKKEN BİLE YAŞADILAR AMA BİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ Kİ SU OLMADAN HİÇ BİR ŞEKİLDE YAŞAYAMAYIZ

Atalarımız bu coğrafyada yol, su, elektrik yokken de yaşadılar, Bir yaşam kültürü oluşturdular. Bu kültürü, bu doğayı korumak ve geleceğe taşımak görevimizdir. Suyun, yaşam hakkı ve yöre kültürünün devamı olduğunu düşünerek karar verilmesini bekliyoruz.

Bizler, kendi çıkarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen, doğayı, insanı, bitkiyi, yaban hayatını umursamayan paragöz şirketlerle karşı karşıya gelmek istemiyoruz. Hukuka inanıyoruz, mücadelemizi hukuk içinde yürütüyoruz. Bu coğrafyada çevreyi yok edecek insan yaşamını olumsuz etkileyecek HES başta olmak üzere, maden ve “Taş Ocakları” işletmeciliğine de karşıyız. Kamuoyuna saygı ile duyuruyoruz.”dedi.

HES PROJELERİ GERÇEKTEN ENERJİ İÇİN Mİ YAPILIYOR YOKSA….

Emekli Öğretmen Mahmut Yaşar , Havza sakini ve dava müdahili olarak HES Projelerine karşı olduğunu belirterek, “ Havza içerisindeki tüm su kaynaklarının HES şirketinin kullanımı ve tasarrufuna

bırakılacağı gerçeği ile karşı karşıyayız. HES projesinin 1125 kotu ile sınırlı kalacağı söylemi inandırıcı değildir. Bunun gerçeği membadan yani suyun kaynağından mansapa kadar HES şirketine 49 yıllığına veriliyor olduğudur. Bizim buna evet dememiz, razı olmamız mümkün değildir. Kaldı ki tüm Karadeniz’de, ve Türkiye genelindeki tüm HES’lerin üreteceği toplam enerji, Türkiye toplam enerji ihtiyacının %2’sini karşılamıyor. O zaman şu soru akla geliyor. Hes’ler gerçekten kalkınmanın bir parçası olarak enerji üretimi için mi, yoksa küresel ısınma sonucu kuraklığa giden dünyanın su kaynaklarının kullanım hakkını birilerinin elde etmesi midir? Takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Umarım yöre halkının yaşam kültürünü hukukunu yargı korur. Beklentimiz bu doğrultudadır.” Dedi.