Kamuoyunda zeytin tasarısı olarak bilinen ancak zeytinin ötesinde bir talan yasası olan yasayla ilgili TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerle bir görüşme yapabilmek için Mecliste idik. HDP grubu ile sıcak ve samimi bir görüşme yaptık. Taleplerimizi ilettik. Meclis kürsüsünde ve komisyonlarda bu talepleri dile getirmelerini istedik.

Bu rant ve doğa katliamı sayılabilecek yasaya karşı mücadele edelim, Meclisten geçmesin dedik. Olumlu görüş ve yaklaşımlardan sonra CHP grubuna geçip konuyu kısaca tartıştık.

Meclis bahçesinde bir basın açıklaması yaptıktan sonra ben Meclisten ayrıldım.

Türkiye’nin birçok ilinden gelen Zeytin üreticileri ve çevre aktivistleri MHP ve AKP grupları ile görüşmeye çalışıyorlardı. Umarım görüşüp dertlerini anlatabilmişlerdir.

Yıllardır bir “Torba yasa” diye tutturulmuş gidiyor. Neymiş efendim bürokratik engelleri bir çırpıda aşmak için uygulanan bir yöntem olarak görülüyormuş. Unu,tuzu bulguru, suyu aynı torbaya koyup çorba yapmak gibi bir şey bu. Ya da yılanla insanı aynı torbaya koyup karıştırıp barıştırma gibi bir şey.

Torba yasada; Kanun yapım sürecinde sivil toplumun müdahalesi, tartışması engellenmektedir. Zeytin yasası çıkarken Zeytin üreticilerine sorulmamıştır. Sanayicilere ve Maden şirketlerine sorulmuştur.

Torba yasa demek; İlgili bakanlık ve kurumlardan görüş almamak, tartıştırmamak ve katkı sunmasını engellemektedir.

Tarım bakanlığından, Çevre bakanlığından, Ziraat Odalarından, TMMOB’dan,Üretici Birliklerinden, İlgili Sivil insiyatif ve örgütlenmelerden görüş ve katkı istenmemiştir.

Torba yasalarda; Komisyondan gelen madde sayısı ile kabul edilen madde sayısı aynı olmamakta, kabul esnasında toplumun gözünden kaçırmak istenilen birçok madde ilave edilmektedir. Birçok örneği var. Son anda yapılan sürprizler halka ödetilmiştir.

Torba yasada gelenekselmiş ihtisas komisyonlarının uzmanlığından yararlanmak yerine tek komisyonla işi çözüverme yoluna gidilmektedir. Her komisyonun bir uzmanlık alanı vardır. Doktor Doktorluğunu, Mühendis Mühendisliğini, Avukat Avukatlığını, Çoban da Çobanlığını bilir. Doktorun, Avukatın, Mühendisin yapacağı işi çobana yaptırmaya kalkarsan olumlu bir sonuç alamazsın.

Torba yasa; Birbiriyle konu bakımından, uygulama bakımından, özellik bakımından ilgisi ve ilişkisi olmayan bir çok maddeyi aynı çuvala koyup çıkartmaktır. Çevre ile ilgili yasalar, Üretimle ilgili yasalar, Çalışma hayatı ile ilgili yasalar, Teknoloji ile ilgili yasalar aynı torbaya konursa bunun adı Çorba yasa olur. Ne tadı ne tuzu olur.

Torba yasalar gerekçesi olmayan (topluma izah edilebilecek bir gerekçeden yoksun) yasalardır. Bu nedenle topluma izah edilebilecek yasalar öne çıkartılır diğer yasalar sürpriz özelliğini korur. Biz günlük yaşamımızı etkileyen sürprizler istemiyoruz.

Her biri ayrı teklif veya yasa önerisi olarak gelmesi gereken kanunları bir torbaya doldurup genel kuruldan geçirmek hataları ve yanlış uygulamaları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle bilmem kaç nolu torba yasadaki yanlışları düzeltmek için yeni torba yasalara ihtiyaç olacak gibi görünüyor.

İşte en son çorba yasa ile; Zeytinlikler Sanayicilere ve Maden şirketlerine açılacak. Meralar Özel sektöre devredilerek Hayvancılık tamamen yok edilecek et ve süt ürünlerinde dışa bağımlılık oluşturulacaktır. Ayrıca bu alanların yer altı yerüstü tüm zenginlikleri özele devredilecektir.(yer altı suları dahil) Aynı torba yasada kıyıların doldurulması ve yağmalanması da var. Sanayici teşvikleri de var. OSB’lerle ilgili düzenlemelerde var. Çalışma yaşamına ilşkin düzenlemelerde var. Tam bir Çorba yasa. Hepsinin ortak paydası bizim cebimizden alıp rantiyeye aktarmak.

Bizim soframızdan çalıp Sanayiciye yedirmek.

Torbasına da, Çuvalına da Çorbasına da HAYIR…