Sami Özçelik

19511438_10155433108268674_1013789752752759809_n

FETÖ üyesi olmamakla birlikte yaptığı haberlerle darbecilere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerini göstermek iddiası ile suçlanan ve bu haber gerekçe gösterilerek tutuklanan Sözcü gazetesi muhabiri Gökben Ulu’dan Artvin’e, Cerattepe’ye selam.

Adalet Yürüyüşünün 16. Gününde Hendek’ten başlatılan yürüyüşe Sözcü gazetesi tutuklu muhabiri Gökmen Ulu’nun kardeşi Oben Ulu’da katıldı. Oben Ulu’da İzmir’de gazetecilik yapıyor. Gazeteci Sami Özçelik ile birlikte yürüyen Oben Ulu, “ Kardeşim Gökmen Ulu 35 gündür tutuklu. Gökben Artvin’e gelerek çevre haberlerini özellikle Cerattepe’yi tüm Türkiye’ye, dünyaya duyurdu. Cerattepe olaylarında hafif yaralanan gazetecilerden birisi olmuştu.

19601138_10213426026234875_7651486522050760812_n (1)

HER PERŞEMBE ZİYARET EDİYORUZ

Her Perşembe günü kardeşimi ziyaret ediyorum. Bana Artvin’i ve Cerattepe’yi sordu. Artvin Halkı’na selamlarını gönderdi. Biliyorsunuz. Gökmen çevre konusunda çok duyarlıdır. Onun bütün haberleri de aşağı yukarı çevre ve çevreyle ilintili haberlerdir. Tutuklu olarak yargılanıyor. Ben onun sadece gazetecilik yaptığını biliyorum. Gazetecilik hiçbir zaman suç olmamıştır.“dedi..

Gökmen Ulu’nun tutuklanmasının ardından bu haberin Artvin’deki yerel gazetelerinde yayınlandığını belirten AFGAD Başkan Yardımcısı gazeteci Sami Özçelik,

“Biz Gökmen Ulu’yu Artvin’deki çevre haberlerinde ve özellikle Cerattepe olaylarında tanıdık. Havuz medyası Artvin Halkına iftiralarla dolu yalan haberlerle terörist derken Gökben Ulu halkın arasında gerek yazılarıyla gerek yaptığı röportajlarla sadece gerçeği, gördüğünü aktardı. Bundan dolayı kendisine bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Bugün, bu sıcakta aynı zamanda gazeteciler için adalet diyor ve yürüyoruz. Hem haber yapmak için hem de kendi sorunlarımızı duyurmak içi yürüyoruz. Biz Artvin Faal Gazeteciler Derneği (AFGAD) olarak yaptığımız basın açıklamalarında özellikle gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları hususuna vurgu yapmaktayız. Adalet mağdur üretmediği sürece adalettir. Eğer bir yerde mağdurlardan söz ediliyorsa orada adalet sıkıntıda demektir.

Gökben Ulu’nun şahsında görevi sadece gazetecilik olan ve gazetecilikten başka da suç işlememiş olan tüm gazeteci arkadaşlarımızın tutuksuz yargılanmasını istiyoruz. Suçlu olan varsa da cezanın en üst limitinden cezalandırılmasını. Ama suçlu olup olmadığı kesinleşmemiş insanların özgürlüğünü, mesleğini elinden almak en büyük adaletsizliktir. Gökben Ulu’nun gönderdiği selam başımızın üstüne. Biz de ona Artvin’den, Cerattepe’den, derelerimizden, yaylalarımızdan selam gönderiyoruz. İnanıyoruz ki yargılama başladığında ilk beraat edeceklerden birisi olacak. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. Biz her zaman, hakkın, hukukun, adaletin yanında yer aldık, bundan sonra da aynı şekilde adaletin yanında durmaya devam edeceğiz.” Dedi.

Oben Ulu’dan, kardeşi Gökmen Ulu için yaqzdığı yazıda şu ifadeleri kulalnmıştı;

“Yaşamı boyunca gericiliğe, eşitsizliğe, adaletsizliğe savaş açtı. Hiç kimsenin kalemi olmadı, masasında yemek yemedi.”

Buraya gelene kadar, ne yapacağını hep bilen, mutlu, inançlı ve haklıdan yana bir çocukluktu bizimkisi. Aradaki yaş farkının az olmasından dolayı da hep arkadaştık, yoldaştık, sırdaştık birbirimize. 5 kişilik bir ailede 3 kardeştik. İzmir’in güzel ilçesi Dikili’de doğmuştuk hepimiz. Annem bize hep doğruluğu tembih eden bir ev kadınıydı. Babam ise biraz fevri, ancak çok duygusal, yurtsever, demokrat bir esnaf emeklisiydi.

Bana ağabeyliğimi doyasıya yaşatan Gökmen içi içine sığmayan bir çocuktu. Ortaokul, lise çağlarında iyi bir sağ açık futbol oyuncusuydu. Fenerbahçeliydi. Ancak İzmir’in tüm takımlarının da büyük bir destekçisiydi. Edebiyatı çok güçlü, öğretmenleri tarafından da çok sevilen bir öğrenciydi. 12 Eylül’ün ardından Dikili’de yapılan Barış ve Demokrasi Festivalleri’ne katılan yazarları, akademisyenleri ve bilim insanlarını dinler, notlar alırdı. Benim 93 yılında Dikili Postası Gazetesi’nde meslek hayatına başlamamın ardından radyoda başladı spikerlik yaşamına. Dikili’de kurulan yerel bir radyoda spiker aranıyordu. Radyo sahibi benden yardım istedi. Gökmen’i önerdim. Çağırdık ve mikrofonun başına geçmesini istedik. Sonrada radyonun karşısında ki eczaneye gidip radyosunu açarak yayına başlamasını bekledik. Gökmen’in radyodan sesini duyduğumuzda orada bulunanlarla birlikte hepimizin tüyleri diken diken olmuştu. İnanılmaz bir ses tonu vardı. İnsanın içine dokunan gece programları yapmaya başladı. ‘Gecenin Sesi’ adıyla yaptığı programlarda o muhteşem ses tonuyla okuduğu şiirler, çaldığı nostaljik şarkılar Dikili’de herkesi uykusuz bırakıyordu.

19553832_1255977414547686_1068131400291466500_n

UĞUR ABİSİNİ ÖRNEK ALIYORDU

Başarısı Aliağa’da bulunan bir radyoda duyulmuştu. 96 yılında gittiği Aliağa’da çok sevdiği eşi ile tanıştı. 99 yılında askere gitti. Dönünce hemen Aliağa’da işinin başına geçti. Haber spikerliğine de burada başladı. Çevrede araştırıyor, yapılan haksızlıkları buluyor, rantçıları, hukuku tanımayanları teşhir ediyor, üst üste haber programları yapıyordu. Aliağaların sevgilisi olmuştu. Bir gün beni aradı. Abi EgeTV’den beni duymuşlar, hemen bu akşam denemeye çağırıyorlar’ dedi. Dikili’de evde annem kıyafet hazırladı ve babamın hayır duasını alarak İzmir’e gitti. Akşam telefon etti. O’nu ve birçok kişiyi denemeye almışlar, ses tonu ve diksiyonundan etkilenerek hemen başlamasını istemişlerdi. Artık EgeTV’de ana haber bültenini sunuyordu. İşe başladığı ilk günlerden itibaren diksiyonu tüm İzmirliler tarafından beğenilmişti. Yaptığı özel haber programlarıyla henüz tanışmamış olduğu Uğur abisini örnek alıyordu. 2004 yılında Burcusuyla evlendi. 2005 yılında Efe’si dünyaya geldi.

SÖZCÜ AİLESİNE KATILDI

2007 yılında ekonomik sıkıntılarında olduğu bir dönemdi. Baskıcı, adil olmayan adam kayırmacılığın hat safhaya çıkmasından yakınıyordu. Marmaris’e gitmeye karar verdi. Marmaris TV’yi kurarak yöneticilik yapmaya başladı. En büyük üzüntüsü 2011 yılında annemizi kaybetmek oldu. 2014 yılına kadar yaptığı rant karşıtı programlar ile Marmarislilerin gönlünde taht kurdu. Yıllarca habercilik anlayışında örnek aldığı Uğur ağabeyi ile burada tanıştı. Davetiyle +1 televizyonunda en sevdiği kişinin öğrencisi olarak işe koyuldu. Reyhanlı’da ve Gezi olaylarında yaptığı habercilik ile herkes tarafından tanındı. Daha sonra birçok yerden teklif gelmesine karşın, olabileceği tek yer olarak tanımladığı SÖZCÜ ailesine katıldı.

19511556_10155433105718674_1510338648697981694_n

YIRCA’DAN ARTVİN CERATTEPE’YE ORMAN KATLEDİCİLERİN VE KİRLETİCİLERİN KARŞISINDAYDI HİÇ KİMSENİN KALEMİ OLMADI

Kimsenin yazamadığı hukukun çiğnendiği yolsuzluk haberlerini yazmaya başladı. Soma 301’de madenci ailelerinin yanında oldu. Urla Hancılar Koyu’nda ki kaçak villaları yazdı. Yırca’dan Artvin Cerattepe’ye orman katledicilerin ve kirleticilerin karşısındaydı. Yaşamı savunmayı kendine ilke edinmişti. Kalemiyle ekoloji mücadelesine destek verirken, çevrecilere omuzdaşlık yaptı. 2017 Mayıs ayının başlarıydı. Bir takım malum haberler yapmaya başladı. Kimsenin dokunamadığı, yazamadığı haberler. Önce Çeşme’nin cennet koylarına yasaları ihlal ederek kondurulan inşaat haberine yasak getirildi. Ancak Gökmen durmadı. İzmir’de ki diğer rant haberlerini yazdı. 19 Mayıs sabahı Milliyet Gazetesi internet sayfasındaki manşet haberi gördüm. Sözcü çalışanlarının evlerinde arama başlatıldı yazıyordu. O sırada Gökmen aradı. ‘Abi basında yer almış ama ben evdeyim. Gelen giden yok. Yaptığım bir haber var, onu gazeteme göndermekle meşgulüm. Sen babama ve kardeşime anlat durumu. Korkacağımız hiçbir şey yok’

Yaşamı boyunca gericiliğe, eşitsizliğe, adaletsizliğe savaş açtı. Hiç kimsenin kalemi olmadı, masasında yemek yemedi. Onurunu, kişiliğini, kalemini satmayan, evrensel meslek ilkelerine bağlı, Atatürkçü, dürüst kişiliğiyle ailemin gururu oldu. Dikili’nin, Aliağa’nın, Marmaris’in, İzmir’in ve şimdi de Türkiye’nin gururu oldu.