CHP’li Mehmet Tüm: Gazetecilik, içinde 657 kez ‘haber’ kelimesi geçen bir iddianameyle yargılanıyor!

CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, basında sansürün kaldırılışının 109. yıldönümünde yazılı bir açıklama yaptı.

OHAL Türkiyesi’nde ‘haber yapmak’ terör faaliyeti olarak görülüyor!

Günümüz Türkiyesi’nde basın için ‘bayramdan’ söz etmenin imkânsız olduğunu ifade eden CHP’li Tüm, şunları belirtti: “109 yıl önce 2. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte sansürün kaldırıldığı 24 Temmuz tarihi, 1946 yılından bu yana ‘Basın Bayramı’ olarak kutlanmaktadır. Bugün 20 Temmuz’la başlayan OHAL Türkiyesi’nde ise gazetecilik ve basın için bayramdan söz etmek imkânsız hale geldi. Gazetecilik, 170’ten fazla gazetecinin cezaevlerine atıldığı, yüzlercesinin işsiz bırakıldığı, gazetelerin ve televizyonların kapatıldığı, gazetecilerin her gün tehdit edildiği bu darbe döneminde, tarihimizde olmadığı kadar büyük bir yara aldı. ‘Haber yapmak’ fiilen terör faaliyeti olarak görülüyor. Öyle ki, Basın Bayramı olarak tarihimize geçmiş bir günde, Cumhuriyet yazarları, dünyada eşi benzeri görülmemiş absürt suçlamalarla yargılanıyor. Cumhuriyet’i ‘FETÖ’cü diye yargılayanlar, Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ kitabını bir kez bile okusaydı 15 Temmuz darbe girişimi belki olmayacaktı. Yine Sözcü Gazetesi FETÖ’cülükle suçlanıyor, hayatını FETÖ’ye karşı mücadeleye adamış insanlar darbecilikle suçlanıyor. Atilla Taş, Murat Aksoy ve adını sayamadığım yüzlerce kişi, yaptığı haber, attığı tivit veya köşe yazısı yüzünden müebbetle yargılanıyor. Bu ülkeyi bu hale getirenler kalemini satmayan gazeteciler değil; yasakçı, kumpasçı, darbeci, tek adamcı zihniyet ve onun savunucularıdır; terör örgütünün devlete sızmasını destekleyip sonra ‘kandırıldım’ masalıyla halkı aldatmaya çalışanlardır.”

Gazetecilik, içinde 657 kez ‘haber’ kelimesi geçen bir iddianameyle yargılanıyor!

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının yargılandığı davaya çağrı yapan CHP’li Tüm’ün açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının yargılandığı davanın içeriğinde tam 657 kez ‘haber’ kelimesi geçiyor. OHAL darbecileri ‘haber yapmayı’ terör suçuyla eşdeğer görüyor. Cumhuriyet’le birlikte aslında gazetecilik de yargılanıyor. Biz adalet için 450 km yol yürüdüğümüzde, gazeteciliğin onuruna sahip çıkmak, halkın haber alma özgürlüğünü savunmak için de yürümüştük. Bugün Cumhuriyet’i savunmak da yine boynumuzun borcudur. Gazeteciliğe ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak isteyen herkes Cumhuriyet’in, gazeteciliğin yargılandığı o davada bulunmalıdır. Diğer taraftan, şundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır: Karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu zamandır. İstibdat dönemleri nasıl bittiyse, bu karanlık baskı ve sansür dönemi de aynı şekilde bir gün bitecek. Gazeteciler özgürce dilediğini yazabilecek. Bu darbe döneminden sonra 24 Temmuz belki ‘bayram’ olarak değil ama ‘basın özgürlüğü için mücadele günü’ olarak hatırlanacaktır.”