Karga Gak Demeden
Ömer ŞAN

Yaşadığımız birçok toplumsal olayda hep bu vurguyu öne çıkarmaya çalışıyoruz. Toplumbilimciler, yaşam koçları, ombudsmanlar dahi anlam veremiyor toplumsal reaksiyon veya tepkileşimlere… Herkeste bir ‘akıl tutulmasıdır’ gidiyor! Hepsi hikaye…

Ceyhun Hoca alıyor sazı eline… “Ya Diyojen olacaksın ya da Yunus Emre. Eğer olamazsan Sezar ol, veya Cengiz Han… Kendini insanlığa adamış, dünyevi beklentisi olmayan bir muhterem gibi gösterip de malı götürmeyeceksin. Ayıp oluyor! Ya da kendine bir rol biçme! Sadece, ben insanım, de. Beşer, şaşar… Böylece yediğin bir halta kılıf uydurmak zorunda kalmazsın.”

Ne diyor? ‘Aklını tutmayacaksın mı? Sokakta gezerken bakıyorsunuz birçoğu ‘saplama kesmiş’ gibi!.. Ne yaptığını bilmiyor. İnsan görünümlü varlıklar üzerinize geliyor, araçlarıyla saygısızca işgal ediyor yaşam alanlarımızı! Mal dahi güdemezken ve hatta güdülürken dahi mala…

Gazeteci dostumuz İdris Akyüz, durumu tamamlıyor… “Helal olsun! Öyle bir algı yöntemi ki… Kutlamamak mümkün değil! Neymiş efendim, ‘metal yorgunluğu’ymuş… Yok, koltuk meraklısı değilmişler, yok, gençlere yer açmak gerekliymiş, falan filan… Bu milleti aptal mı zannediyorsunuz? Göz göre-göre yalan söylüyorsunuz!”

Acaba öyle mi? Sizce de yani…

Geçen gün AKP, ‘Bonzai önergesini’ de reddetti! İşin içinde akıl falan yok, merak etmeyin! Altında malum yapılanmalar var! Hatta yerse, ÖTV de alırlar ya nihayetinde ‘özel tüketim’ yani…

Hatta, ‘açılım-saçılım’ dediler, alkış geldi…. ‘Aldatıldık’ dendi, alkış! ‘Kandırıldık’ deniyor alkışlıyorsun! ‘İhanet ettik’ geliyor ardına yine alkış! Bir ara ‘ver kurtul’ dendi, sandukalar kaçırıldı, adalar gitti… Neredeyse memleketin tapusu verilse alkış kopacak!.. Ne zaman akıl tutulacak?

Çünkü, ‘terör olayları araştırılsın’ dendi, reddedildi. ‘Uyuşturucu araştırılsın’ dendi, ret geldi… ‘Paralel yapı araştırılsın’a da ret çıktı! Darbe girişiminin göbeği ’15 Temmuz araştırılsın’ dendi gene ret çıktı! ‘Evet’ çıkanları da biliyorsunuz!

Fabrika, iş sahası, tarım çalışmaları hep geride… Et, ot, saman ithal ediliyor, GDO hak getire… Ama yeni cezaevleri açılacağı için alkışlıyoruz! İcra Daireleri için resmi açılışlar düzenleniyor, resmi törenlerle yıkımlar yapılıyor! Cumhuriyet’in kurumlarına yerleşenler, Cumhuriyet düşmanlarını anıyor, panel, çalıştaylar düzenliyor adlarına… Emperyalizmin kucağında debelenip, ‘badeleşmelerden’ dem vuruyor yavşaklar!

Cumhurbaşkanı, ‘metal yorgunluk var’ dedi, birçoğuna yolu gösterdi, belediye başkanlarının istifası istendi… Hepsinin kamburu var! Birisi çıkıp, “beni halk getirdi, halk götürür” diyemedi… Diyemez!

Bu arada Cem Toker,‏ “Erdoğan’ın ‘İstanbul’a ihanet ettik. Bundan ben de sorumluyum’ sözleri ile eski Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ‘Ne yaptıysam Başbakanın bilgisi dahilinde yaptım, o da istifa etmelidir’ sözleri birlikte değerlendirilmelidir” vurgusu da dikkate değer sayılmalı…

“Hepimiz İstanbul’a ihanet ettik” dedi ve bütün salon ayakta alkışladı… Peki sizce hiç bir terslik yok mu?

Abdulkadir Selvi, FETÖ darbecisi General Mehmet Dişli’nin, “15-16 Temmuz’da kimlerle telefonla konuştuğunun kayıtları olduğu halde bunlar çağırılıp ne konuştukları neden sorulmadı” sorusuna ne demeli?

Tam da ardından çok da ilginç olan bir şekilde… Daha önce de 1 milyon Dolar’dan dolayı siyasetten ve görevlerinden el çektirilmiş olan AKP Genel Başkan Yardımcısı, milletvekili ve son olarak Genel Başkan Baş Danışmanı Rize kökenli Şaban Dişli, görevi bırakmış! Gerekçesi de ‘Kardeşi’ olmuş…

Yeni üniversite sınav sistemi açıklandıktan 2 gün sonra ilk test kitabı, ortağı AKP Milletvekili ve MEB Komisyonu üyesinin ortağı olduğu bir şirket tarafından basılmış! Sizce de ortada bir tezgah yok mu?

Hem ne diyordu şair; “Tezgah aynı tezgah götler değişik…” Yoksa tezgah mıydı, koltuk mu? Ama önemli olan göt kısmı zaten… Tezgah/koltuk fark etmiyor!

Nazım Hikmet Ran, “(…) Hayvanların çoğu insan gibidir, hem de iyi insan gibi!.. (…)” derken hoş hayvanları aşağılamıyordu…

Osmanlı torunu olduğunu iddia edip, mirasyedilik peşinde koşan, bikinili ve hatta giysisiz fotoğraflarla nam salan kadın bir zevat, kendini devenin kılı sanan bir gürühatı, son halifeye ait materyallerin sergilendiği bir alana saldırtmış! Aslında siz de Harem’i bilirsiniz belki de… Gılman Odaları ne işe yarardı?.. Bilir misiniz! Araştırın.

Van depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

Doğa mücadelelerinde her zaman ön saflarda yer alan, Arhavi halkının her zaman yanında olan, CHP gönüllüsü ve Arhavi’nin eski belediye başkanı Musa Ulutaş’ı, ani bir kalp krizi sonucu kaybettik. Mekanı cennet olsun, Allah rahmet etsin!

Ve önümüz 29 Ekim… Emperyalizme, köleliğe ve mandacılığa başkaldırının, bağımsızlığın, birey ve yurttaş olmanın… Varoluşun bayramı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı… Kutlu ve mutlu olsun!

Merak etmeyin kimsenin aklı-maklı tutulmamış… Herkes bildiğinin dikine şark kurnazlığı peşinde… Ufak ve minicik hesaplarla! Yoksa akıl tutulur mu?