CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “İktidar, gazeteciliği yapılamaz hale getirmek istiyor.  Bir günde altı gazeteci ve bir avukata hapis cezası istenmesi bunun göstergesidir” dedi.
Gazetecilerin 94 yıllık cumhuriyet tarihindeki en ağır baskı dönemini yaşadığını belirten Yarkadaş, “Yargı, iktidarın sopası oldu. O sopa, sürekli gazetecilere vuruyor” ifadesini kullandı. Yarkadaş, “Gazetecilerin aldığı nefesi bile suç sayıyorlar” tepkisini gösterdi.
HUKUK GARABETİ
Perşembe günü akşam saatlerinde altı gazeteci ve bir avukata hapis cezası istenen iddianamelerin düzenlendiğini  belirten Yarkadaş şöyle konuştu:
“FOX TV Haber Programcısı İsmail Küçükkaya, dile getirdiği Bylock iddiası yüzünden hapisle cezalandırılmak isteniyor. Programa katılmayan Avukat Fidel Okan’a ‘Programda aynı iddiayı dile getirmek suçlaması’ yöneltiliyor. Okan programda olmadığını söylemesine rağmen, davadan kurtulamıyor. Fidel Okan’a ‘Programda olmadığını kanıtla’ deniliyor. Bir başka hukuk garabeti ise 10 Ekim Katliamı’na ilişkin haberlerde yaşanıyor. Barış isteyenleri katledenlerin peşine düşmesi gereken yargı, katliamda polisin ihmali olduğunu raporlara dayanarak yazan gazetecileri hapse attırmaya çalışıyor.”
“TALİMATLI DAVA”
Davaların bir çoğunun talimatla ve baskıyla açıldığını belirten Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İsmail Küçükkaya’ya AKP’li Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’ya ilişkin bir iddiayı dile getirmesinden dolayı açılan soruşturmanın jet hızıyla davaya dönüşmesi ve bir yıldan beş yıla kadar hapsinin istenmesi baskının açık göstergesidir. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ‘Bizzat takip ediyorum’ dediği bu soruşturma, baskı altında davaya dönüşmüştür. Erdoğan’ın süreci bizzat takip ettiği de ortaya çıkmıştır.  Savcının açtığı dava ve istediği ceza, yargı mekanizmasının baskı altında kaldığının göstergesidir.”
ORANTISIZ CEZA
Savcının, yapılan haberin ardından, orantısız bir ceza istediğini belirten Yarkadaş, “Tabii ki; Sayın Bakan Kaya’nın dava açma hakkı bulunuyor. Ancak bu şikayetin konusu ile açılan dava arasında orantısızlık vardır. Ne demek beş yıl hapis? Ne yapmış Küçükkaya? Ne yapmış Fidel Okan?  Ne yapmışlar da beş yıl hapisleri isteniyor?” tepkisini gösterdi.
‘SAVCI MÜEBBET İSTESE ŞAŞIRMAZDIM’
AKP’nin “AKP – FETÖ – Bylock” üçlüsünü yan yana getirmemek ve toplumun hafızasını silmek için gayret ettiğini belirten Yarkadaş, şöyle konuştu:
“İsmail Küçükkaya üzerinden, gazetecilere ve topluma gözdağı veriliyor. ‘AKP – FETÖ – Bylock’ üçlüsünün aynı cümlede kullanılması  istenmiyor. Bu dava, aslında işaret ettiğimiz mesajı veriyor. Küçükkaya ve Okan’a beş yıl hapis istenmesi de savcının baskı altında kaldığını gösteriyor. Soruşturma Savcısı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı’nın ‘Bizzat takip edeceğim’ sözünün ardından, kendisini baskı altında hissetmiştir. Keza; Bakan Kaya da ‘Peşini bırakmayacağım’ diyerek, yargıya baskı yapmıştır. Savcı, bu baskılara rağmen, neyse ki; müebbet istememiş… Müebbet istese şaşırmazdım. Ne yazık ki; yargı artık baskı ve talimatla karar almaya zorlanıyor.”
‘MEDYAYA YÖNELİK BASKININ İŞARETİ’
İsmail Küçükkaya’nın bir iddiayı dile getirdiğini, Avukat Fidel Okan’ın ise ‘İddianın kaynağı ben değilim, programa da katılmadım ve konuşmadım’ dediğini belirten Yarkadaş, “Ne yazık ki; bunların tamamı görmezden gelinmiş ve dava gazetecilere yönelik gözdağı halkasının bir parçası olmuştur” dedi. Yarkadaş, İsmail Küçükkaya’ya beş yıl hapis istenmesinin, medyaya yönelik baskının somut işareti olduğunu da dile getirdi.
CHP’li vekil, “Küçükkaya üzerinden FOX TV’yi susturmaya ve yıldırmaya çalışıyorlar. Kanalın gerçekleri duyurmasına tahammül edemiyorlar” dedi.
“POLİSİN İHMALİNİ YAZMAK DA SUÇ”
10 Ekim’de barış isteyen 102 kişinin katledildiği katliama ilişkin ihmalleri haberleştiren Evrensel Gazetesi Muhabirleri Cem Gurbetoğlu ve  Tamer Arda Erşin ile Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş’a 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına da tepki gösteren Yarkadaş, “Katliamdaki polis ihmalini yazmak da suç oldu” dedi.
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat ile haberin yapıldığı dönem Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Can Dündar’ın da “suça iştirak ettikleri” iddiasıyla davaya dahil edildiğine dikkat çeken Yarkadaş, “Yargı bu hızla giderse, ihmale ilişkin haberleri okuyanlar hakkında da iddianame düzenler” diye konuştu.
Davanın katliamdan 1.5 yıl sonra açıldığına da işaret eden Yarkadaş, “Her şeyi bir kenara bırakın; bu dava Basın Kanunu’na da aykırı. Haber yayınlandıktan sonra üzerinden 120 gün geçtiyse, dava açamazsanız” dedi.
“İHMALİN DEĞİL YAZANIN PEŞİNE DÜŞTÜLER”
Emniyet ihbarının delil sayıldığı iddianamenin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesine tepki gösteren Yarkadaş, “Ortada bir suç varsa, bu suç katliama yol açan ihmaller zinciridir. Yargı ihmalin sorumlularının değil, bunu resmî belgelere dayanarak yazanların peşine düşüyor ve cezalandırmak istiyor” dedi.
Gazetecilerin aldığı nefesin bile suç sayılmaya başlandığını belirten Yarkadaş, “Cezaevinde 180 gazetecinin bulunmasından hiç utanmayan AKP, dışarıda tek bir gazeteci bile kalsın istemiyor. Çünkü çok suçları var ve bunların yazılmasını – konuşulmasını istemiyorlar” ifadesini kullandı.