DSC_2916
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Ankara Valiliği’nin Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile röportaj yapmak isteyen gazetecileri engellemesini “12 Eylül’ü bile aratan yöntemler buluyorlar” diyerek eleştirdi.
Barış İçin Akademisyenler’in Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşmasına katılan ve gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, AKP iktidarının gazetecilerden aydınlara, işçilerden köylülere dek yargı önüne çıkarmadığı ve kavga etmediği hiçbir kesimin kalmadığını söyledi.
“ÜNİVERSİTE DEĞİL MEDRESE İSTİYORLAR”
1200’ü aşkın akademisyenin barış çağrısında bulundukları için yargılanmasının kabul edilemez olduğunu belirten Yarkadaş, “Türkiye’nin en saygın akademisyenlerini üniversitelerden tasfiye ediyorlar. Dertleri hem toplumsal barış çığlığını bastırmak, hem de aydınlanmadan yana akademisyenleri üniversitelerden uzaklaştırarak, eğitim kurumlarını medreseye çevirmek” dedi.
Yarkadaş, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın da bu politika doğrultusunda okuldan uzaklaştırıldığını dile getirdi.
CHP’li vekil, “Barış isteyenleri yargılamak, faşist iktidarların karakteridir. Akademisyenlerin yeri, adliye ve cezaevi değil üniversite anfileridir” ifadesini kullandı.
İktidarın, haksızlıklara karşı çıkan tüm kesimleri baskı altına alarak sindirmeye çalıştığını belirten Yarkadaş, “Bunun son örneği Ankara’da Akademisyen Nuriye Gülmen’in evinde yaşanıyor” dedi.
“AKP ŞAŞKINLAŞIYOR”
Akademisyen Nuriye Gülmen’in tahliye edilmesinin ardından, mücadelesine devam etmesinin AKP’yi ‘çıldırttığı’nı belirten Yarkadaş, “KHK be cezaevi zulmüne teslim olmadığını gördükçe, ne yapacaklarını şaşırıyorlar” diye konuştu.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça ile röportaj yapmak için, Gülmen’in evine gelen ‘Özgürüz’ adlı sitenin muhabirlerinin polis tarafından içeri alınmamasının “tarihte örneğinin olmadığı”nı belirten Yarkadaş, “Hayaldi gerçeğe döndü. Bu faşizan uygulama da AKP’ye nasip oldu” dedi.
“BÖYLE YASAK GÖRÜLMEDİ!”
Ankara TEM Şube’nin, valiliğin talimatıyla Nuriye Gülmen’in evinin önüne karakol kurduğunu belirten Yarkadaş, “Polis, eve gelen gazetecilere ‘Valilik bu bölgede röportaj yasağı koydu’ diyor. Keyfilik ve hukuk tanımazlık sınır tanımıyor. OHAL, halkın tüm haklarını gasp ediyor” diye konuştu.
Bu uygulamaya 12 Eylül faşizminde bile rastlanmadığını anlatan Yarkadaş, “AKP 12 Eylül’e rahmet okutuyor. Kenan Evren yaşasa ve yapılanları görse ‘Bunlar benim niye aklıma gelmedi’ diye hayıflanırdı” ifadesini kullandı.
“BAŞKENT’İN ADI DEĞİŞTİ”
Ankara Valiliği’nin daha önce de açık alanlarda şarkı ve türkü söylemeyi yasakladığını hatırlatan Yarkadaş, “Başkent, AKP yüzünden Yasakkent haline döndü” dedi.
Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve her gün Yüksel Caddesi’nde direnişe katılan emekçilerin AKP’nin ezberini bozduğunu belirten Yarkadaş, “Kanun Hükmünde Kıyım’a baş eğmeyenler, iktidarın zorbalığını paçavraya çeviriyor, onu çaresiz ve zavallı hale getiriyor” dedi.
İktidarın bu zavallı ve çaresiz halini göstermemek için baskı ve sansüre başvurduğunu belirten Yarkadaş, “Kapıya polis dikip gazeteciyi içeri sokmamak, faşizmin ta kendisidir. Faşizm baskı ve sansürle beslenir. Halkın haber alma hakkını engelleyerek yaşayabileceğini düşünür. Ama önünde sonunda gerçeğin karşısında diz çöker” ifadesini kullandı.
VALİLİĞE ÇAĞRI
Ankara Valiliği’ne çağrı yapan ve “Polisleri derhal geri çekin” diyen Yarkadaş, “Haber alma hakkını engelleyerek anayasal suç işliyorsunuz” diye konuştu.
İnsan Hakları heykelini abluka altına alarak tarihe geçen valiliğin, son yasakla zirveye ulaştığını da belirten Yarkadaş, “Peki, röportajları engelleyerek neyi çözdünüz? 104 bin KHK mağduru ve ailesine hangi yararı dokundu bu saçma ve keyfi uygulamanızın?” sorusunu sordu.
“AKP IŞIKTAN KORKUYOR”
OHAL’in, halkın yaşamını sınırladığı ve özgürlüklerini ortadan kaldırdığını da belirten Yarkadaş, “Nuriye ve Semih, OHAL duvarını deldi. AKP, oradan sızan ışığın Türkiye’yi aydınlatmasından korkuyor. Çünkü AKP karanlıktan besleniyor” diye konuştu.
Yarkadaş, Nuriye Gülmen’le yapılacak röportajın engellenmesini TBMM gündemine taşıdığını da sözlerine ekledi.