78’liler Derneği Artvin Şubesi Başkanı Seyfettin Altıkulaç, Aralık ayında her zaman acılarının katlandığını, birçok acı olayları bu ayda yaşadıklarını hatırlattı.

SEYFETTİN ALTIKULAÇ

Başkan Altıkulaç, yazılı olarak yaptığı açıklamasında;

”Aralık ayı, ülke olarak acılarımızın katlandığı aydır. Mesela, 13 Aralık’ta yaşı tutmayan, çocuk yaşta olduğu için yaşı büyütülerek asılan Erdal Eren’in idam edilmesi var. Sadece Türkiye tarihine değil, dünya tarihine de kara bir leke olarak geçen 12 Eylül askeri cuntası, 17 yaşında idam sehpasına yolladığı Erdal Eren adıyla da lanetlenmeye devam ediliyor.

161213144730

Erdal Eren, 37 yıl önce idam edildi. Erdal Eren 1980 yılında tutuklanmış 18 yaşının altında olmasına rağmen yaşı büyültülerek idama mahkûm edilmişti.

Erdal Eren,25 Eylül 1964 Şebinkarahisar, Giresun doğumlu olan Erdal Eren, 12 Eylül Darbesi öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen ve 13 Aralık 1980’de asılarak idam edilen Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisidir.

gv548

Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi Sinan Suner, 30 Ocak 1980 tarihinde Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürüldü.

Erdal Eren, Suner’in öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 tarihinde gerçekleştirilen gösteride gözaltına alınan 24 kişiden biriydi. Gösteri esnasında çıkan çatışmada ölen er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı ve yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edildi. Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nde infaz edildi. İdam kararı verilen Erdal Eren’in 17 olan yaşı bir gün içinde 18 olarak büyütüldü ve sonrasında hemen idam edildi.

22-24 Aralık tarihlerinde yaşanan Maraş Olayları var.  Bu toprakların gördüğü en büyük acıyı yaşadı Maraş. K.Maraş diye yazılan ilin açılımı Kahramanmaraş olarak bilinir. O meşum olaydan sonra başındaki K. harfi Kanlı diye de okunabilir. Kuşkusuz yakın tarihimizde pek çok katliam yaşadık. Yabancısı oldukları bir şehre mihman olarak gelenlerin otel odasında benzin dökülerek yakıldığına da tanık olduk. Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul’da, Kayseri’de hain bombalarla onlarca insanımızın katledildiğine de…

HER KATLİAM BİR İNSANLIK SUÇUDUR!

maraş-katliamı-indigo-e1450447813663

Her katliam bir insanlık suçudur. Hiç birinin acısı diğeri ile yarıştırılamaz. Ancak Maraş katliamı diğerlerinden farklı kılan pek çok unsur var. Ön hazırlığının aylar öncesinden yapılması, katledilecek kitlenin evlerinin önceden belirlenmesi, katliama katılacak kitleyi psikolojik olarak hazırlamak için provokatif olayların sahnelenmesi, bir hafta boyunca sürmesi, toplu bir cinnet halini yansıtması, olayın failleri arasında çok sayıda kadın olması, katillerle maktullerin çoğunlukla tanıdık hatta komşu oldukları, kurbanların savaşta bile eşine rastlanmayacak vahşetle katledilmeleri, kurbanların arasında çok sayıda kadın ve çocuğun olması Maraş Katliamı’nı diğer katliamlardan ayıran özellikler.

HEPSİ SERBEST KALDI

K.Maraş Katliamı’nın bir diğer yönü de 804 sanıklı davada 29’u ölüm, 7’si müebbet, 7’si 15-24 yıl, 259’u 5-10 yıl, 26’sı 1-5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasına rağmen 1991 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Yasası nedeniyle tüm sanıklarının serbest kalması.

19-26 Aralık 1978 tarihinde meydana gelen K.Maraş Olayları ile ilgili davanın 1330 sayfalık iddianamesini bugüne kadar onlarca kez okuduk. Okumak ne kelime deyim yerindeyse hatmettik. Bizi en çok etkileyen ise bu katliamın özneleri arasında pek çok kadının olması. Kimi sanık, kimi tanık, kimi mağdur kimi de katliam mağdurlarının koruyucusu, kalkanı olmuş kadınlar.

Maraş Katliamı Davasında yargılanan 804 sanıktan 54’ü kadın. Bunlardan 36 kadın sanık yeterli delil bulunmadığından ya da tek tanığın ifadesi ile suçlandığından beraat ediyor. Firari 68 sanıktan iki firari kadın sanık bulunup sorgulanamadığından davadan tefrik ediliyor. Dokuz kadın sanık hakkında 6 yıl ağır hapis, dört kadın sanık hakkında ise 2 yıl hapis ve 50 TL para cezası veriliyor.

Katliamın yaşamını yitiren 111 kişiden 17’si kadın. Ölenlerin isimlerine bile yer verilmedi dönemin gazetelerinde. İddianamenin sararmış sayfalarında yer aldılar sadece. Bir de köylerindeki mezarlıklarda dikilen beyaz mermer taşların üzerlerinde. O bile şüpheli, zira katledilenlerin büyük bir kısmı belediyenin Şeyh Adil Mezarlığı’na toplu gömülmüşler.

indir (1)

Aralık ayında acımızı katlayan bir diğer devrimci arkadaşımız Erkan Uzuneminağaoğlu’dur. Emperyalizme, faşizme karşı direnen Erkan Uzuneminağaoğlu, tıpkı Deniz Gezmişler gibi  diğer devrimciler gibi tam bağımsız, Bu nüfusu  80 milyona ulaşmış insanlarımızın  barış, huzur içinde yaşadığı;  üreten, kimseye muhtaç olmayan, Amerika’ya, Avrupa’ya başka ülkelere avuç açmayan, kendi ayaklarında dimdik duran  bir Türkiye için canını verdi. Erkan UzunEminağaoğlu hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.

1956 yılında Artvin’in Borçka İlçesi’nde doğdu. Demokrat bir ailenin çocuğuydu. 3 kardeşin en küçüğüydü. Arkadaşları arasında “Altı otuzbeş” lakabıyla anılırdı.

Ortaöğrenim yıllarındaki atak kişiliği ortaokulu değişik okullarda sürdürmesine neden olmuştu. 1972-73 yıllarında Borçka Ticaret Lisesi’ne girdi. Lise yıllarında devrimci saflarda yer aldı. Liseden sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi’ni kazandı. Bir süre burada okuduktan sonra 1977 yılında Borçka’ya geri dönerek, Devrimci Yol’un bölgede gelişen siyasal faaliyetlerinin önderlerinden biri oldu. Erkan Uzuneminağaoğlu 26 Aralık 1980 tarihinde Şavşat’ın Şalcı Köyü’nde askeri birliklerle girdiği çatışmada Taner Uzun’la birlikte öldürüldü. Karlı bir kış günü Borçka’da kalabalık bir halk topluluğunun katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi.

Son olarak  ülkemizde FETÖ darbe kalkışması sonrası uygulamaya konan, yaklaşık 1,5 yıldır uygulanan OHAL, ne yazık ki demokrasi ve hukuk ilkelerini ortadan kaldırdı. Ülke KHK’larla yönetiliyor. O tarihten bu yana TBMM’nin çıkardığı tek şey bütçe oldu. Bunun dışında hiçbir kanun TBMM’den çıkmıyor. TBMM görev yapamıyor.

Son 696 Sayılı KHK gerçekten çok büyük bir sakınca barındırmaktadır.  İnanıyoruz ki bu KHK ile ilgili çalışma yapılacak. Çünkü son derece tehlikeli, muğlâk ifadeler içeriyor ve suistimale çok açık duruyor. 2017 yılı maalesef diğer yıllar gibi birçok acı yaşatarak gitti. Her yeni yıldan umutlar dilenir.  Eskiden bunca sorun, yük aktardığınız yeni yıl bunların altından nasıl kalkabilir ki? Umut  fakirin ekmeği misali.. Biz de umut edelim 2018 yılının tüm insanlığa mutluluk getirmesini diliyoruz.”dedi.

HABER: SAMİ ÖZÇELİK