21199351_10155624347458674_6881892478593441153_o

“Kusursuz Enerli Planı” kitabıyla Türkiye’nin tanıdığı isim haline gelen Yazar, araştırmacı Emekli İnşaat Mühendisi Yurttaş Mazlum Çoruh (Naci Özen) Çoruh Enerji Planı ile ilgili yazdığı yazıyı sosyal paylaşım sitesindeki sayfasından paylaştı. Çoruh, 11 yıldır sesine ses verilmemesinden şikâyetçi. “Ülkemizde yapılan barajların yüzde 90’ından fazlası, olması gereken rakımlarda yapılmamıştır.”

Bu mühendislik sefaletiyle murat edilen nedir dersiniz?

Barajlarda bekletilmesi gereken sular, Mart Nisan Mayıs ve Haziran aylarında ortalama debinin üstünde gelenlerdir. Peki, bu sular, nerelerde, hangi yüksekliklerde ortaya çıkıyorlar? Akşam evine gidecek kadar aklını kullanan herkes, bu sorunun cevabını verebilir. Benim yazılarımdan “Mazlum Çoruh’un Barhal Çayı Havzası ve Artvin Gezisinden akılda kalanlar” başlıklı olanların fotoğraflarını seyredenler ise herkesten önce cevaplandıracaklardır. O fotoğraflarda bu suların 1800-2000-2200- 2400-2800 rakımlarında ortaya çıktıklarını görmüşlerdir.

DSC_9129A1A

Şimdi her akıl sahibine soralım: Etrafı yıkan, enerjisini kullandırmakta çok huysuzluk eden suları terbiye etmek görevi alan bir mühendis nasıl davranır? Çıktığı yerlerde mi denetim altına almak aklın gereğidir; yoksa her tarafı yıkıp enerjisinin büyük çoğunluğunu harcadıktan sonra mı denetim altına almak mühendis aklının ürünü olur?

Mühendisin ettiği yemine hangisi ters düşmez? Değerli paydaşlarım, artık, siz bu soruların cevabını verecek durumdasınız. Aklın emrini yerine getirmek; çıktığı yerlerde denetim altına almak değil mi? Eğer enerji üreteceksek bekletilen suyun en yüksekte olması aklın emri, mühendisliğin gereğidir. Yok sulamada kullanacaksak da yine en yüksekte bekletmek yine aklın emridir çünkü daha çok alana su götürebiliriz. Buralarda yapılacak barajların çevre zararları sıfır mertebesinde olur. Yerleşim yerleri yoktur, tarım alanları yoktur.

Peki, bu suları bekletmenin en son akla gelmesi gereken barajların hemen hepsi neden bu rakımlardan, yüksekliklerden çok aşağıda yapılmıştır? Bunu yapanlar, çıkıp size gerekçelerini söyleyebilirler mi? Söyleyemezler; çünkü hala vicdanları kalmışsa utanırlar… Susmayı tek çare olarak görürler. Hep öyle yapmışlardır.

DSC_9133

Bu mühendislik sefaletinin neden işlendiğini, aklımızı kullanarak, çıkan sonuçlara bakıp anlayacağız. İşlenen bu mühendislik sefaletinin ortaya çıkardığı sonuçlar:

0001 1

1- Ülke kaynakları, imkânları hiç gereği yokken büyük ölçüde yok edilmiştir. Ülkenin edilgen edilmesinin yollarından biri budur. Çünkü biliyoruz ki: yüksek rakımlarda 1 metreküp suyu bekletmek 0,5 USD’yi zor geçerken, örneğin Yusufeli barajında bu rakam, metreküp başına 15-20 dolara mal olmaktadır.

2- Ülkenin en değerli tarım alanları, hatta çok özel tarım alanları, yok edilerek beslenme güvenliğimiz tehlikeye sokulmuştur. Tarım alanlarının en değerlileri akarsu kenarları ve yamaç etekleridir. Buraların yüksekliği ne kadar az olursa verimliliği o kadar artar. Bu alanlar külliyen yok edilmiştir.

3- Yüz binlerce insanımız binlerce yıldır yaşadıkları yerlerden sökülmüşlerdir. Gittikleri yerlerde psikolojik yıkım sonucu hayatlarının sonunu hüzün içinde geçirmişlerdir. Devlete olan inançları sarsılmış bu durum evlatlarında şiddetlenerek artmıştır. Sebep, bu dev bayındırlık(!) eseri olan barajlardır.

4- Su bekletme yapıları, aklın emrettiği rakımlarda yapılsaydı, dış finansa, ağır iş makinelerine ihtiyaç olmayacaktı. Ülkemizin geri kalmış alanlarında herkese yetecek kadar iş ve çalışma imkânı verilmiş olacaktı. Bu imkân da yok edilmiştir. Üstüne üstlük O insanların olmazsa olmaz yaşam sahaları olan kışlakları yok edilmiştir.

5- Çok daha vahim bir mühendislik sefaleti işlenmiştir: Enerjinin hammaddesi potansiyel enerji büyük oranda azaltılmış, enerji üretim imkânları yok edilmiştir. Sulama için bekletme yapıyorsak yine en yüksekte bekletmek aklın emriydi; bu da yapılmamıştır.

6- Sosyal Hukuk Devleti olma imkânları yok edilmiştir: Su bekletme yapılarının yüksek rakımlarda yapılması yapıları hızla küçültür ve sayısını artırır. Bu ise birçok kişinin o işi yapabilmesi imkânını doğurur. Yatırımların toplumsallaşmasını sağlardı. Bu imkân yok sayılmıştır.

7- Düşük rakımlarda barajların ölü hacimleri hızla artmış; dolayısıyla baraj gölü uzamış, işgalleri artmış; yırtığı uzatılmıştır.

8- Barajlar düşük rakımlarda yapılarak daha çok yerleşim yerinin su altında bırakılması başarılmıştır(!). Bu melanetin bir başka yüzüdür.

9- Coğrafyamızda yırtık, daha uzun ve sosyal yönü daha etkileyici olmuştur. Fırat ve Çoruh üzerinde düşük rakımlardaki barajlar, coğrafya yırtığını çok daha uzun ve etkili yapmışlardır. Bu çok dikkat edilmesi gereken vahim bir stratejik melanettir. Paylaşınız, paylaşınız ki belki yapanlardan biri çıkar bu milletten özür diler. mazlumcoruh@gmail.com Yurttaş Mazlum Çoruh- İnş. Müh. Naci Özen.

HABER: SAMİ ÖZÇELİK