Yokuşa sarmış kamyon, (kulakların çınlasın Yılmaz Özdil) grup toplantısında diyor ki, “bazı CHP’li vekiller,  AKP, PKK ve PYD’yi teör örgütü olarak görmüyor” diyorlar. Devamla, “bunlar, dünyadan bi haberler. Ben bunların yalanlarını kanıtlamak için belgelerle geldim”diyor. (Kürsüde önünde bulunan ve birbirine zımbalı bir kaç sayfa kâğıdı göstererek) Devam ediyor. “Bunlar, 28 Şubat’dan bu yana alınmış MGK kararlarıdır. Bu kararlar içinde, her iki örgütün hatta FETÖ’nün de terör örgütü olduğuna dair 20 kadar karar vardır. Buna rağmen, CHP’li bir akademisyen Milletvekili dahi bu konuda… ilh….ve ( hatırı sayılır bir alkış)

Şimdi oldu mu benim, Bin’den de öte Milyon Milyon Milyon Alim?

Oldu mu benim Yokuşa Sarmış Kamyon Alim?

CHP’li o Akademisyen Milletvekili, MGK’nun mu bu örgütleri terörist olarak görmediğini mi söylemişti de, sen MGK kararları ile savunma yapıyorsun?

O, AKP’nin görmediğini söylemişti.  Şayet vars bu konuda AKP’nin kararları, boş yere sorgusuz sualsiz alkışlamayalım. Çıkar onları konuşalım.

Hani, “MGK bu konuda şu karaları aldı. Biz de AKP ve Hükümet olarak bu kararların gereğini şöyle yerine getirdik” desen amenna!

Örneğin: 2004 Ağustos MGK’sında, Fetullah Gülen’in “yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerine dönük bir eylem planının hazırlanması” önerilince, biz de AKP ve Hükmet olarak şunları şunları yaptık desen amenna!

Ama CHP’li o Akademisyen milletvekilin bildiği, MGK’nun bu tavsyesinin; gereği yerine getirilmeyen bir tavsiye olarak kağıt üzerinde kaldığıdır.

Ve ya, “her ne kadar hakkında MGK kararı yoksa’da, doğuştan PKK’nın bir kolu olduğunu bildiğimiz PYD’nin sözde Lideri  Salih Müslim, bu ülke topraklarına ayak basar basmaz, derdest yakalanıp mahkeme huzuruna çıkarıldı. Hesap soruldu-soruluyor” desen gene amenna!

Ama CHP’li o akademisyen Milletvekili biliyor ki, hesap sormak üzre yargı önüne çıkrarılmak bir yana, o Salih Müslim, kırmızı halılarla karşılanmıştır ve Devlet Protokolu ile ağırlanmış ve uğurlanmıştır.

Hani desen ki, biz, bir barış süreci yürüttük ama, hiç bir yasadışı organizasyonu, bu sözden olmak üzere PKK ve onun sözde lideri Öcalan’ı da muhatap kabul etmedik. Bunu kendi parlametomuzda temsil edilen Siyasi partilerle, yasalarımızca faaliyetine izin verilmiş olan diğer örgütlerle birlikte sürdürdük temennah ile amenna!

Ama CHP’li, o Akademisyen Milletvekili biliyor ki, bu sürecin sadece iki muhatabı vardır, onlar da, İmralı ve Kandil’dir. İmarlı’da PKK’nın tartışılmaz lideri Öcalan, Kandil’de de PKK’nın en üst askeri ve siyasi yöneticileri vardır.

Bu sürecin iki tane de meşru unsuru vardır. Biri AKP, diğri de HDP’dir.

AKP yasadışı örgütleri ve onların yöneticilerini muhatap alarak kabul edip meşruiyetini yitirmiştir.

HDP ise sadece arada haber götürüp getirendir.

Zevalden azadedir.

Durum, hal ve ahval işte budur;

Benim Miyon Milyon Milyon Ali’m!

Benim Yokuşa Sarmış Kamyon Ali’m!