Haber: Sami Özçelik
Artvin

‘Artvinlinin Yaşam Kaygısı Cerattepe’ Konulu Panel Düzenlendi. Artvin’de Yeşil Artvin Derneği tarafından, Prof. Dr. Ali Demirsoy (Biyolog), Prof. Dr. Doğanay Tolunay (İ.Ü Orman Fakültesi Ekoloji Toprak İlmi), Gazeteci Yazar Özgür Gürbüz (Çevre Enerji Analist) katılımıyla, ‘Artvinlinin Yaşam Kaygısı Cerattepe’ konulu panel düzenledi.

DSC_0711

Artvin’in Kafkasör- Cerattepe bölgesinde madencilik faaliyetine karşı mücadele veren Yeşil Artvin Derneği, ‘Artvinlinin Yaşam Kaygısı Cerattepe’ konulu panel düzenledi. Grand Artvin Otelin toplantı salonunda gerçekleşen panele Baro Başkanı Avukat Ali Uğur Çağal, ESOB Başkanı Demirhan Elçin, ARTSO Başkanı Kurtul Özel, CHP İl Başkanı Ahmet Biber, CHP Merkez İlçe Başkanı Cüneyt Öztürk, CHP Borçka İlçe Başkanı Vehbi Yılmaz, CHP Kadın Kolları Başkanı Gülşen Kurul, TEMA İl Temsilcisi Elif Kübra Bağrıyanık, Saadet Partisi İl Başkanı Gültekin Soydan, İYİ Parti Yönetim Kurulu Üyesi Pervin Arslan, 23 yıl önce kurulan Yeşil Artvin Derneği’nin Kurucu Başkanı Erdoğan Gazihan, EDernek eski başkanı Necati Altun, Şimdiki Başkan Nur Neşe Karahan, İstanbul Hizmet Vakfı Başkanı Mustafa Melek, Ankara Kültür Yardımlaşma Derneği Eski Başkanı Gürbüz Akyüz, ADD Artvin Şube Başkanı Ayla Varan, KOre Gazisi Ahmet Sezgin, Artvin Faal Gazeteciler Derneği Başkanı (AFGAD) Başkanı İsmet Başar, Artvin Gazeteciler Derneği Başkanı Zeki Alkan, Siyasi Parti Temsilcileri, Oda Başkanları, STK’lar ve vatandaşlar katıldı.

DSC_0721

Program Yeşil Artvin Derneği Başkan Yardımcısı Nursal Bülbül’ün kısa bir konuşmasıyla başladı. Bülbül, Artvinlinin Kaygısı Cerattepe’dir, Artvinlinin kaygısı yaşam alanlarını korumaktır. Bundan dolayı böyle bir panelin yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu salonu dolduran tüm Artvin dostlarına, panelistlerimize, basınımıza çok teşekkür ediyoruz. Sözü paneli yönetecek olan Dr. Oğuz Kurdoğlu’na bırakıyor, programın faydalı ve verimli geçmesini diliyorum diyerek kürsüden ayrıldı. Panele Cerattepe mücadelesinin yakın tarihini anlatan slayt gösterisiyle başladı. Paneli Prof. Dr. Oğuz Kurtoğlu yönetirken, Biyolog Prof. Dr. Ali Demirsoy sunum eşliğinde bilgilerini salonda bulunanlarla paylaştı.

Demirsoy gerçekleştirdiği “Cennet Bir İlin Değişim Öyküsü” başlıklı sunumunda Artvin yöresinin jeolojik geçmişinin nasıl oluştuğunu anlatarak, bölgede yetişen endemik bitkilerin, yaşayan çeşitli hayvanların ve böcek türlerinin şimdiye kadar yapılan baraj çalışmalarıyla ve altın madeni çıkartma çalışmalarının ardından yok olacağını vurguladı.

HES raporlarına değinen Demirsoy, şimdiye kadar incelediği HES raporlarının hiçbirinin bilimsel raporlar içermediğini belirterek, “Her ne kadar HES raporlarını düzenleyenler de biyolog ya da yakın meslek gruplarından olsa da. Artvin’in aydınlık yüzlü insanlarının bu değişimlere direnmesi, doğa koruma tarihi bakımından kayda geçecek yüz akı bir eylemdir” dedi.

Artvin Cerattepe’de çıkarılan altın madeni faaliyetlerinin bölge için olumsuz etkilerinden söz eden Prof. Dr., “Rusya için faaliyet gösteren KGB gelip Türkiye’yi yıkmak için plan hazırlasa bu kadar başarılı bir plan hazırlayamaz” dedi.

BENİ BORÇ’KA KARAGÖL’E BIRAKIN CENNET, YETMİŞ İKİ HURİ SİZİN OLSUN!

Demirsoy sunumunun devamında Artvin’de bulunan doğal güzelliklere değinerek, “Cennete gidince 72 huri diyorlar, gençleşeceksin diyorlar. Ben size söz veriyorum, beni Borçka’ya bırakın cennet filan istemem” diyerek eldeki bilgilerle en yakın bin ışık yılı ötesinde dahi yaşanabilir gezegenin olmadığını, belki de evrende kendini yenileyen ve üretebilen tek yaşam ortamının dünya olabileceğini dile getirdi.

Sunumunun sonunda, Kızılderili katliamının son evresinde, 1854’de A.B.D. Başkanı Franklin Pierca’nın toprak talebine, Reis Seattle’nin verdiği “Biz Kızılderililer, bir su birikintisinin yüzünü yalayan rüzgârın yumuşak sesini, yağmurun temizliğini ve kokusunu, yağmurlarla yıkanıp temizlenmiş çam ormanının kokusunu taşıyan rüzgârı severiz. Hava önemlidir bizim için. Beyaz adam için bunun önemi yoktur. Bu toprakları da bizden alacak olursanız, çocuklarınıza havanın ve suyun kutsal olduğunu öğretmeniz gerekir” cevabını ekleyerek devam eden Demirsoy, “Yasalarda ve zihinlerde değişiklik yapmak lazım: Doğa hakları insan haklarından önce gelmelidir” diyerek sunumunu bitirdi.

MADENCİLİĞİN SONDAJDAN BAŞLAYARAK EN BAŞINDAN EN SONUNA KADAR HATTA BİTTİKTEN SONRA BİLE YÜZLERCE YIL ETKİLERİ YAŞANIR!

Panelin 2’nci sunumu “Madenciliğin Ekolojik Etkileri” başlığıyla Prof. Dr. Doğanay Tolunay tarafından gerçekleştirildi. Tolunay sunumunda madencilik faaliyetinin en başından, sondaj çalışmaları işlemlerinden, en sonuna hatta madencilik faaliyetleri bittikten sonra bile zararların devam ettiğini vurguladı.

DSC_0732

2017 YILINDA SATILAN MADEN RUHSATI SAYISI 17   BİN 221

Türkiye’de 2017 yılı içinde verilen maden ruhsat sayılarının on yedi bin iki yüz yirmi bir olduğunu belirterek, “Madenciler, yaptığımız şey doğaldır, kullandığımız ürünlerin tamamı doğaldır diyorlar ama doğal olan her şey yararlıdır diye bir şey yok. Bir yerde madenciler giriyorsa her türlü zarar verilecektir ve verilir” dedi.

Madencilik faaliyetlerinin açık ve kapalı galeriler olarak işleyişine ve bu işleyiş türlerinin tarıma, hayvancılığa, arıcılığa, floraya ve sağlığa olumsuz etkilerinden söz eden Tolunay, “Sondaj çalışmalarından itibaren madenciliğin her aşamasında çeşitli kimyasallar kullanılıyor. Madencilik faaliyeti bir yerde maden çalışmalarının başlamasından bitene kadar hatta bittikten sonra dahi zehir yaymaya devam ediyor.” Diyerek madenciliğin doğa ve yaşam için olumsuz etkilerine değindi.

GAZETECİ GÜRBÜZ MEDYAYI VE ÇELİŞKİLERİ ANLATTI!

DSC_0775

Gazeteci/Yazar Özgür Gürbüz, “Gazeteci Gözüyle Cerattepe” başlığıyla panelin 3’üncü sunumunu gerçekleştirdi. Gürbüz konuşmasının başında Artvinlilere “Türkiye tarihine, altın harflerle demeyeceğim, büyük bir yaşam mücadelesi yazdınız. Umudumuzu hiç yitirmeyelim” diyerek seslendi.

Yaşanan Cerattepe mücadelesini dışarıdan bir gözlemci olarak anlatan Gürbüz, “Dışarıdan bir gazeteci gözüyle gördüklerimi ve neden sizin yanınızda yer aldığımı anlatmaya çalışacağım” dedi ve Cerattepe’de yirmi beş yılı aşkın bir mücadelenin var olduğunu ve bu direnişi gören hiçbir gazetecinin bu durumu görmezden gelemeyeceğini vurguladı.

Bir gazeteci olarak süreç içinde ilk gördüğü şeyin hukuki kararlarda olan çelişki olduğunu ve ardından TMMOB’dan gelen raporu incelerken ve bilim insanlarını okurken, bilirkişinin hazırladığı raporu gördüğünde gülmeye başladığını dile getiren Gürbüz, “Annem bana bir çiçeğin yerini değiştirdiğinde çiçek yeni yerini sevmez ve açmaz derdi. Bugün bilirkişi raporuna baktığımda endemik bitkilerin yerleri değişebilir yazıyor ve ben annemin haklılığını dile getiriyorum” dedi.

Özgür Gürbüz, halkı soru soranlar ve soru sormayanlar olarak ikiye ayırdığını ve doru soranları da doğru soru soranlar ve doğru souyu sormayanlar olarak böldüğünü dile getiren Gürbüz, “Doğru soruyu soranları da yanıt aldıktan sonra harekete geçenler ve geçmeyenler olarak 2’ye ayırıyorum” dedi ve “Yanıt aldıktan sonra harekete geçin, eğer harekete geçmezseniz soru sormanızın hiçbir anlamı kalmaz” diyerek ekleme yaptı.
DSC_0806

ÇED FİRMALARI PARA KARŞILIĞI RAPOR VERİYOR!

Tüm süreç boyunca Çevresel Etki Değerlendirmesi’nin önemli olduğuna değinen Gürbüz “ Ne yazık ki Türkiye’de, özellikle son 3-4 yıldır ÇED iyice formalite oldu” dedi ve ÇED firmalarının bu işi parayla yaptıklarını dile getirerek, “Biz şunu iyi öğrendik, böyle bilindik ÇED raporunu hangi firmanın hazırladığına bakıyoruz. Bu çok bilindik projelerde çok önemli” dedi.

Ayrıca ana akım medyada yapılan çevre haberlerinde ÇED raporu hazırlayan şirketlerin isimlerinin geçmemesine değinen Gürbüz, BirGün Gazetesi’nin yaptığı bir haberden örnek vererek, “ÇED hazırlayan firma isimlerinin haberlerde geçmesi gerekiyor fakat buna dikkat edilmiyor” dedi.

Düzenlenen panelde Pro f. Dr. Ali Demirsoy (Biyolog) , Prof. Dr. Doğanay Tolunay (İ.Ü Orman Fakültesi Ekoloji Toprak İlmi), Gazeteci Yazar Özgür Gürbüz (Çevre Enerji Analist) kendi uzmanlık alanlarından, Artvin’de yapılan madencilik faaliyetleri yaşatacağı doğa tahribatlarından bahsetti. Panelin sonunda soru cevap bölümüne geçildi. Yazılı olarak alınan sorular panelistler tarafından yanıtlandı.

 

Özet olarak henüz hiçbir şeyin başlamış olmadığı, dolayısıyla biten bir şeyin de olamayacağına vurgu yapan panelistler, mücadeleyi sadece direnenlerin kazandığına dikkat çekti. Artvinlilerin, sadece Artvin’de, Türkiye’de değil, dünyada sömürgeci maden şirketlerine karşı çeyrek asır boyunca hukuk i ve demokratik haklarından faydalanarak yaptıkları mücadelenin haklılığına vurgu yapıldı.

Panelin yöneticisi Dr. Oğuz Kurdoğlu, Artvinlilerin yaşam alanlarını savunmak gibi çok önemli bir nedeni olduğuna dikkat çekti. Yaklaşık 3 saat süren panelin sonunda katılımcılar panelistlere ve Yeşil Artvin Derneği’ne teşekkür ederek, günün anısına fotoğraf çekindi.