CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun telefonlarının dinlendiğinin ortaya çıkması üzerine “Belli ki; yeni bir çete oluşumuyla karşı karşıyayız. FETÖ gitti ama yöntemleri sürüyor. İçişleri Bakanı’nın telefonu bile dinleniyorsa, hiç kimse güvende değildir” dedi.

Cumhuriyet Gazetesi’nde Ahmet Şık imzasıyla yayınlanan “Emrindeki polis, Süleyman Soylu’yu izledi” haberi siyasetin gündemini de belirledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun telefonlarının yedi polis tarafından izlendiği ve dinlendiğini iddia eden haber üzerine, CHP harekete geçti. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, haberde yer alan iddiaların araştırılması için geniş kapsamlı bir soru önergesi verdi. Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle verilen soru önergesinde, iddiaların ardından hangi işlemlerin yapıldığı ya da yapılacağı soruldu.

“ARKASINDA HANGİ GÜÇ VAR?”

Aynı zamanda TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu CHP Sözcüsü de olan Yarkadaş, komisyon üyesi CHP milletvekilleri Tuncay Özkan, Tufan Köse ve Hilmi Yarayıcı’yla birlikte bir de araştırma önergesi hazırladı. CHP’li 20 milletvekilinin imzasıyla verilen araştırma önergesinde, “Emniyet içinde yasadışı telefon dinlemesi yapılıp yapılmadığı – yapılıyorsa bu oluşumun kim ya da kimler tarafından yönetildiği”nin ortaya çıkarılması istendi. TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu CHP Sözcüsü Yarkadaş, “Emniyet Genel Müdürlüğü ve İstihbarat Daire Başkanlığı’nı denetlemekle görevli GİK de bir an önce toplanmalı ve konunun muhataplarını meclise davet etmelidir. Bunun için de gerekli başvuruyu yaptık” dedi.

CHP OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRDI

TBMM İç Tüzüğü’nün 26. Maddesi’ne göre komisyon üyelerinin üçte birinin isteği üzerine komisyonun toplanabileceğine dikkat çeken Yarkadaş, şöyle konuştu:

“Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu, yönetmeliğe göre en geç iki gün içinde toplanmalıdır. Biz CHP olarak resmi çağrı yaptık. MHP ve HDP de bu çağrıya olumlu yanıt verirse, komisyon toplanır… GİK Başkanı AKP Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, bu toplantıya dinlemenin yapıldığı iddia edilen birimlerin yetkililerini de davet etmelidir. Kavaklıoğlu’nun bunu yapma yetkisi var. Bu toplantıya Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ile İstihbarat Daire Başkanı Akın Karatay da davet edilmelidir. Her iki bürokrat da iddialara ilişkin ne yapıldığı konusunda meclise bilgi vermelidir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yedi polis tarafından dinlendiğinin ortaya çıkmasının ardından, hiçbir şey yokmuş gibi davranılamaz ve meselenin üstü örtülemez. Türkiye’nin veliaht savaşları gölgesinde yeni bir çete oluşumuyla karşı karşıya olduğu ortaya çıkmıştır. Devletin kozmik bilgilerinin bir çetenin eline geçtiği ortaya çıkmıştır.”

“VELİAHT KAVGASI DEVLETİ ÇÜRÜTÜYOR”

AKP içinde yaşanan ‘’veliaht kavgası’’nın devletin tüm birimlerine sirayet ettiğine ve bürokrasiyi çürüttüğüne dikkat çeken Yarkadaş, “Haberde altı polis ile İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı’nın da açılan soruşturma sonucu görev yerlerinin değiştirildiği belirtiliyor. Bu yedi polis, hangi siyasi kavganın aparatı haline getirildi? Bu polislere İçişleri Bakanı ile bazı AKP’lileri dinleme yetkisi ve cesaretini kim verdi? Polisler bu cüreti nereden alıyor, polislerin arkasındaki siyasi gücün tüm bağlantıları ortaya çıkarılmalıdır” dedi.

AKP’li Enerji Bakanı Berat Albayrak ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun parti içinde uzun bir süredir çekiştiğine ve Recep Tayyip Erdoğan sonrası için post kavgasına giriştiğine dikkat çeken Yarkadaş, “Polis teşkilatı bu kavganın aparatı haline getirildiyse; bu devletin çöktüğünün de işaretidir” diye konuştu.

FETÖ YÖNTEMLERİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu dinleme ve izleme cüreti gösteren polislerin, muhalifleri de rahatlıkla izleme cesaretine sahip olabileceğini belirten Yarkadaş, “FETÖ öldü ama ruhu AKP’de dolaşıyor. Aynı yol ve yöntemler kullanılmaya devam ediliyor” diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım’ın aynı çetenin kim ya da kimleri dinlediğini ve kimleri hedef aldığını bir an önce açıklaması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması için harekete geçmesi gerektiğini belirten Yarkadaş, “Suçlanan polisler, kimlerle ilgili hangi servisleri yaptı? Hedef kişi ve kurumlar arasında kimler vardı? Bu bilgiler nerede toplandı ve nasıl kullanıldı? Tüm bunların açığa çıkarılması gerekiyor” dedi.

“PARTİ DEVLETİNİN GELECEĞİ NOKTA…”

Yaşananların “parti devleti” oluşumunun yansıması olduğunu da belirten Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“AKP, devleti ve kurumlarını partisinin bir organı gibi görüyor ve öyle yönetiyor. Bürokratlar, AKP’nin uzantıları haline getiriliyor. Devleti, partisinin organı gibi gören siyasetçiler, anayasal hakları kötüye kullandırarak, hem parti içi muhaliflerini, hem de muhalefetin diğer unsurlarını izletiyor, takip ettiriyor… AKP içindeki veliaht kavgasının, poliste hangi sorunları yol açtığını biliyoruz. Daha önce de İçişleri Bakanı Soylu’nun oğlunun arabası, İstanbul polisince aranmış ve saatlerce durdurulmuştu… İçişleri Bakanı Soylu ile İstanbul Emniyet Müdürü arasında yaşanan gerilimi de biliyoruz. Bunlar devlet yönetiminde bugüne dek görülmemiş olaylardı. AKP, bunların da mimarı oldu.”

“DEVLETİN TÜM BİLGİLERİ TEHLİKEDE”

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, sözlerini şöyle tamamladı:

“ Yaşanan son olay ise devletteki ve bürokrasideki çürümenin zirvesidir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, emrindeki polisler tarafından izleniyorsa, onlara emir ve cesaret veren başka bir iradenin olduğu ortadadır.  O irade, Afrin operasyonları sürerken zaten Soylu’yu by-pass etti. Soylu, emrindeki PÖH ve JÖH’ü ancak operasyondan sonra ziyaret edebildi. AKP’deki veliaht kavgası, tüm ülkenin güvenliğini riske sokuyor. Bu dinleme ve izleme iddiası geçiştirilemez, üstü örtülemez… İstihbarat savaşlarının ülkeleri hangi krizlerle karşı karşıya bıraktığı bilinmektedir. Soylu da bugüne dek izlenmiş ve dinlenmişse, bakan olarak edindiği tüm bilgilerin bir çetenin elinde olduğu bilinmelidir. Bu bağlamda, Soylu’nun sorumlulardan hesap sorması, soramadığı takdirde derhal istifa etmesi gerekir. Çünkü; bugüne dek elde edilen bilgilerin kim ya da kimler tarafından kullanılacağı da meçhuldür… Bu bağlamda, sadece Soylu’nun değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de kozmik istihbari bilgileri tehlikededir. Soylu hergün onlarca emniyet müdürü ve vali ile konuşarak bilgi almaktadır. Şimdi bu bilgiler kimin elindedir ve nasıl kullanılacaktır… Soylu’nun dinlenmesi ve izlenmesi kadar vahim olan bir nokta da budur…”