Karga Gak Demeden
15-08-2018
Ömer ŞAN
Yaşamın tüm güzelliklerinden yana bir ömrü sonsuzlaştırma direngenliğinin yüreğimizdeki bütünü… Ne dünü, ne bu günü… Nefesin alınıp verildiği her günü… Adadığımız evlatlarımızı, bizi, sizi, evreni dünyaya getiren… Annelerimize bugün de saygıyla!
Analardır insan eden insanı… İnsan olabilenlerin hatırına bütün anaların, toprağa can veren su gibi o mübarek ellerinden öpüyoruz bir kez daha!
Hani atasözüdür ya… “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz” diye… Bakın ne durumdadır Bağdat? Doğu ve hatta Güneydoğu, Suriye, Filistin… Toprak ve insan!
Dün, daha şu geçtiğimiz gün yine saldırdı insanlığa ve umuda düşman, eli-gözü-yüreği kanlı emperyalizm… Yine ağlattı, kanattı toprağın kara bağrını.
İsrail, güttüğü ABD emperyalizmiyle, saldırdığı Filistinli binlerce insanı katletti… İlk açıklamalara göre 50’ye yakın insan yaşamını kaybetti, yüzlerce yaralı var!
Ve Onlar, umudun ve geleceğin, düşlerin ve çiçeklerin katilleridirler, iyi tanıyın onları…
Daha sımsıcak ha #Soma! Sadece iş cinayetine kurban edilen 301 candan mı ibarettir? Oğlunu bekleyen ana, yırtık pabuçlu baba, tekme yiyen oğul, tokatlanan genç?.. Bunlar neresindedir Soma’nın bilir misiniz?
Hani girdik ya seçim dönemine… Unutuldu ya geçim derdi… Hastanelerde kuyruklar kalktı!.. Otoyollar, köprüler,tüneller yapıldı! Çaykur, rekor zarar ve borçla Varlıksız Fonlara devredildi. Şekerin tadı kaçtı. Yaş çayda açıklanan 2.32 TL’lik fiyatın altına düşmeyen özel sektör 1.85’ten yaş çay almaya başladı!.. Değil mi?
İşi çözmesi gerekenler çıkıp ‘kimi kime şikayet ediyorlar’ bilinmezcesine kamuoyuna açıklama yapıyorlar. Yapıyorlar da kime diyorlar bunu! Sorumlusu, muhatabı kim bu uygulamanın? FETÖ mü, muhalefet mi?
Kim ulan bu çayın fiyatıyla, kotasıyla oynayıp duran fırsatçılar? Kim?
Yetmez Ama… Sıkılmadan TAMAM!
Ne diyor ozan/şair yada ben… “Günaydın umudun aydınlık yüzlerine…/ Vakit TAMAM./ Güneş göründü bir kere…/ Geri dönmez artık gelen gün!”
Alın size yeniden Çay ve Çaykur yalanları: Kurumun geçen yıl 267,742 trilyon zarar ettiği açıklandı. Ayrıca bankalara, 1.529 katrilyon borcu bulunduğu, resmi raporlarda yer aldı. Girin bakın resmi internet sitesine Çaykur’un.
Buna karşın AKP’li vekil, bütün rakamlarla birlikte Rizelilere de ‘Ayar’ verdi, ‘Çaykur altın yıllarını yaşıyor’ diyebildi! Bilindiği üzere Bakan Fakıbaba, bu yılın yaş çay fiyatını açıklamak için Rize’ye gelecekti; Başbakan Yıldırım dayanamadı,aynı akşam fiyat açıkladı! Başbakan Ankara’da, Bakan da Rize’de, “Kimse bu fiyat altında alım yapamayacak” dedi ama yapıyor! Ne olacak şimdi?
E AKP’liler, Cumhurbaşkanı da aynısını diyor… Yetmedi 16 sene, ‘viran ettiklerimizi düzelteceğiz’ diyorlar!
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce Rize’deydi geçen hafta sonu. Büyük dedesinden kalma çakısını çıkarıp gösterdi, hikayesini de anlattı ve sonunda da “Çıraklık, kalfalık, ustalıktan sonra dördüncü dönem artık emeklilik dönemi” dedi ve devam etti: Cumhurbaşkanı adayı olarak, pislik, tezek gibi şeylerin konuşulmasını istemiyorum.
Gelsinler projelerimizi konuşalım. Eğitim sistemimizi acilen değiştirmemiz lazım. Bunu yapamazsak en az 100 yıl geride kalacağız. Adama şunu söylerler: Testinin içinde ne varsa ağzından o çıkar.
Valla sıkıldık, ne diyeyim şimdi. Yine bir başörtüsü yalanı uyduruyor. Bizim başörtüsü diye derdimiz yok. Nerede istiyorsan orada tak. Ama kendini kullandırtma. Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı sözüdür: Her yıl 10 bin gencimizi yurt dışına göndereceğiz.
16 yıl sonra manifesto yayımlanıyorlar. Bir gelecek bildirgesidir. Seninki iflas belgesi. Manifestoyu yeni seçilmemiş aday yayınlayabilir, Erdoğan yayınlayamaz ki. 81 milyonun temsilcisiyim. Ben AK Partililerin, MHP’li, HDP’lilerin de cumhurbaşkanı olacağım. Tek olan şeyler değerlidir. Tek olan herkes içindir. Atatürk 81 milyonun kurtarıcısıdır. Bayrak sadece MHP’lilerin değildir, hepimizindir. Cumhurbaşkanı da tektir, cumhurbaşkanı 81 milyonundur. O yüzden partili olamaz. Misafire iyi davranmak lazım. Şimdi ilk seçildiğinde çıraklık döneminde, ikinci dönemi kalfalık dönemi, üçüncü dönem ustalık dönemi, dördüncü dönemi artık emeklilik dönemi. Benim çılgın projem, huzur.”
Ve hiç daha uzatmadan, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz’ın, İsrail vahşetini kınayan açıklamasını da aynen alıyoruz buraya:
“14 Mayıs 2018 tarihi, İsrail Devleti’nin savunmasız Filistin halkına karşı uyguladığı büyük vahşetle tarihe geçmiştir.
Bundan 70 yıl önce yurtlarından sürülen Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönüş haklarını talep ettikleri 30 Mart Toprak Günü’nde başlayan İsrail Vahşeti, bugün onlarca kişinin öldürüldüğü, binlerce kişinin yaralandığı büyük bir katliama dönüşmüştür.
Yaşanan bu katliamdan, İsrail Devleti kadar, Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak bölgede büyük bir provokasyon yaratan Amerika Birleşik Devletleri de sorumludur.
İsrail Devleti derhal bu insanlık dışı katliama son vermelidir. İşgal ettiği topraklardan çekilmeli ve Filistinli mültecilerin kendi topraklarına geri dönüş hakkına saygı göstermelidir.
İşgalciler ve katliamcılar kaybedecek, direnen Filistin halkı kazanacak!”
