Cenabı rabbül alemleri, son günlerde yağdırdığı yağmurlarla, ülkeyi yönetemediği tartışmasız ortada olan AKP’nin belediyeciliği de yapamadığını göstermeye çalışıyor. *

Her yağan yağmurda AKP’li Belediyelerin yönettiği kentler su baskınına uğruyor. Aynı yağmur, CHP’li Belediyelerin yönettiği kentlere de yağıyor. Ama hiç bir sorun yaşanmıyor.

Cenabı Allah, mesajını çok net veriyor. “AKP, genelde ülkeyi, belediyeler özellinde de kentleri iyi yönetemiyor. Sizin Kurtuluşunuz solda, artık yüzünüzü sola dönün” diye adeta haykırıyor.

Gel gör ki, CHP, de ısrarla “tanrının gösterdiği o adres biz değiliz” diyor.

Açıklanan Milletvekili aday listeleri adeta bunu haykırıyor. Bu listelerde Ali Şeker, İlhan Cihaner ve Musa Çam şahsında partinin sol kanadının tasviye edildiğini görüyoruz. Yeni adaylar arasında sayın İbrahim Kaboğlu hocanın varlığı pek bir anlam ifade etmiyor artık. Bu CHP’nin sola dönük yüzünü göstetmekten öteye, bir KHK mağdurunu sahiplenmeyi ifade ediyor. Ya da vitrinde bir süs olarak görünmesi isteniyor. Oysa, Sayın Kaboğlu hocanın buna ihtiyacı yoktu!

Bu meyanda, Kuvayi Millye ruhunun adeta görkemli bir hekel gibi, dik ve onurlu temsilcileri, o ruhun cisimlelmiş hali olan isimler de liste dışı bırakılmış. Konya’da Atilla Kart ve Hüsnü Bozkurt’un yerine Abdullatif Şener konmuş. Trabzon’da Haluk Pekşen bile liste dışı kalmış. Bu da ayrıca manidardır.

Abdullatif Şener’in kişiliğine şahsen itirazım yoktur. İtirazım Hüsnü Bozkurt’a alternatif olarak görülmesinedir. Bunun dışında, Milletvekili aday listelerinde, Saadet Partisi adaylarına kontenjan için bazı yeler boş bırakılmış. Umar ve dilerim o boşluklar Sivas katliamı sanıkları ile doldurulmaya!

Rüzgarın, emekten, emekciden ve özgürlükten yana estiği bu konjönktürde, sol ve solcu adaylar umudumuz, sevdiğimiz yarimizdi. Yağan yağmurlar bile solu işaret ederken, kahpe felek yine bize etti bize oyunu. Ankarayı sel aldı, sevdiğimizi, yarimizi sele kaptırdık, kırıldı kanadımız yağan yağmurlara inat çöllerde kaldık.

Sonuç: yine hicran, yine hüzün!

Ne diyelim?

Çarşınıza göre pazar ola!!!

 

Not: Seçimlerde Cumhurbaşkanı seçimi için Muharrem İnce’ye, Milletvekili seçimi için de  HDP’ye oy vermeyi düşünüyordum. Muharrem İnce’ye çok güveniyordum. Onun lehine çok şeyler yazdım çizdim, kararımdan vazgeçmiş değilim. Oyumu yine ona vereceğim, ama istemiye istemiye. HDP’ye gelince, ona biraz gönülsüzce verecektim oyumu. Ama şimdi seve seve vereceğim. Öyle adaylar göstermiş ki, herbirine ayrı ayrı oy veresim var…

 

(*) Kimse, yağmuru Allah”ın yağdırdığına inandığımı sanmasın. Bu sadece bir ironidir.