fft99_mf5987359

Coğrafi yapısı nedeniyle küresel ısınmadan daha az etkileneceği düşünülen Doğu Karadeniz’de son yıllarda kış aylarının daha sıcak geçmeye ve karın yerde kalma süresinin ise kısalmaya başladı.  Örneğin bu yıl kış olmadı. Sel olan, heyelan gelen yerlere baktığımızda mutlaka insanoğlunun hesapsız müdahalesiyle karşılaşıyoruz. Yani bu küresel ısınmanın en büyük nedeni insanoğludur. İnsanoğlunun aç doymak bilmez doğaya sahip olma hırsı kendi sonunu getiriyor. Bir şey için her şeyi yok edebilecek anlayış maalesef dünyanın da sonunu getiriyor.  Özellikle son 25 yılda Karadeniz’e yapılan doğa kıyımı dünya tarihinde hiç yapılmadı.  2 bin rakımda Samsun’dan sarp’a yapılan Yeşil yol ile ekosistemi parçaladılar.

KÜRESEL ISINMA, “DOĞU KARADENİZ”İ DE VURUYOR

Sahilde ise 600 kilometre boyunca denizi doldurarak bir başka eko sistemi yok ettiler. Dağlarda eriyen karların suyu , dereler burada sıkıştı ve sele , can kayıplarına neden oldu. Artvin özeline geldiğimizde  özellikle HES’lerle birlikte başlatılan Taşkın Koruma Projeleri adeta derelerimizi itlaf etti!.  Dereleri Doğadan, canlıdan,  insandan 3-4 metrelik perde beton kanallarla  ayırdılar!.   Bunu da büyük bir marifetmiş gibi övünç kaynağı olarak insanımıza anlattılar!.

Her yıl atmosfere 6 milyar ton karbon girişi olduğunu ve atmosferdeki sera gazı oranı yükseliyor. Küresel ısınmanın göstergeleri arasında son yüzyılda yer seviyesi sıcaklığının 0,3 ile 0,6 derece artmasını, kuzey yarım küredeki kar örtüsü ve kutuplardaki buzulların hızla azalmasını, son yüzyılda deniz seviyesinin 15-20 santimetre yükselmesini, tropik bölgelerde yağış miktarının azalmasını sayabiliriz. Mevcut durumun devam etmesi halinde 2100 yılına kadar dünya yüzey sıcaklığının 1 ile 3,5 derece artması bekleniyor. Dünyanın akciğerleri olarak tanımlanan Amazon bölgesinde son 40 yılın en büyük kuraklığı yaşanmakta ve kuraklık, orman yangınlarına ve kuruyan nehir yataklarında toplu balık ölümlerine, mikroplu kuyu sularıysa salgın hastalıklara yol açmaktadır. Kuraklığın ana nedeni, ormanların yok edilmesi ve küresel ısınmadır” diye konuştu.

SELLERİN NEDENİ KÜRESEL ISINMA 
KÜRESEL ISINMANIN NEDENİ İNSAN!

 

Küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin Türkiye’de de gösteriyor. son yıllarda artan aşırı ve düzensiz yağışlar ile sellerin başlıca nedeninin küresel ısınmadır.

Bozulmamış doğasıyla Türkiye’de küresel ısınmanın daha geç etkileyeceği düşünülen Doğu Karadeniz’de geleceğin sigortası olan doğal çevrenin bozulmaya başladı.  Son dönemlerde yörede yıllık ortalama 0,54 derece sıcaklık artışı gerçekleşmiştir. Yerel ama yıkıcı sellerin görülme sıklığı artmış, yağış rejimi değişmiş, yıllık yağış dağılımı değişim göstermektedir.

Kısa süreli şiddetli yağışlarda artış görülmektedir. Yağış miktarı azalmasa dahi, yağışın dengesiz ve aşırı şekilde olması, bölgede heyelan, sel ve su baskını riskini artıracaktır. Yazın çamur yağmuru olarak adlandırılan sahra tozları barındıran yağışların görülme sıklığı artmıştır.

Oysa ki sahra tozu daha önceleri Anadolu’nun güneyinde kalırdı ve daha çok bahar aylarında görülürdü. Şimdi ise Karadeniz’e kadar geliyor. Akarsuların akış rejiminde düzensizlik, su azlığının arttığı görülmekte. Yörede kışlar daha sıcak geçmekte, karın yerde kalma süresi azalmaktadır. Sıcaklığa bağlı buharlaşma oranının artışı nedeniyle kar yükünün kısa sürede erimesi sonucu, yer üstü ve yer altı su dengesi olumsuz etkilenmektedir. Yağış miktarı azalmasa dahi, yağışın dengesiz ve aşırı şekilde olması, bölgede heyelan, sel ve su baskını riskini artıracaktır.”

Küresel iklim değişimi sonucunda Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelecek olumsuz etkilerin azaltılabilmesi için bilimsel çalışmalara dayalı iklim değişimine uyum stratejisi oluşturulmasının kaçınılmaz bir zorunluluktur.

Her ilde kamu kurumları, üniversiteler, sivil toplum ve üretici temsilcileri işbirliğinde, yaşanan ve yakın gelecekte artarak yaşanacak olan mevsim normalleri dışı meteorolojik olayların tahminine dayalı erken uyarı ve tarımsal üretim planlamasına geçilmesi gerekmekte. Mevsim dışı ve aşırı yağışların artmasının beklendiği Karadeniz Bölgesi’nde, toprak işleme ve altyapı, sanayi yatırımlarında doğal yapının ve sığ toprak örtüsünün zarar göreceği uygulamalardan kaçınılmalıdır. Yanlış ve duyarsız uygulamalar sonucu doğal dengesi bozulan yamaçlarda ve tarım alanlarında toprak erozyonu, kütlesel toprak hareketleri ve buna bağlı yıkıcı sellerin, can ve mal kayıplarının oluşması kaçınılmaz olacaktır.”

2009-2015 YILI ARASINDA 24 KİŞİ SEL VE HEYELAN NEDENİYLE HAYATINI KAYBETTİ!

Artvin’de 2009-2015 arasında 24 kişi sel ve heyelandan yaşamını yitirdi. Artvin’de 2009-2015 yılları arasında meydana gelen sel ve heyelan facialarından dolayı 24 kişi hayatını kaybetti. Bu da Artvin’de doğaya karşı ciddi bir tahribat yapıldığı ve bunun neticesinde bu insanların hayatını kaybettiğini düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Doğa denince akla dağlar, vadiler, dereler, ormanlar, mezralar, su havzaları, milli parklar, korunan alanlar geliyor.

Maalesef Artvin’de hesapsızca yapılmış büyük projeler nedeniyle girilmemiş, parçalanmamış, dengesi bozulmamış, katliama uğramamış bir alan kalmadı. Bu da faciaları, felaketleri beraberinde getiriyor. Özellikle Cerattepe Artvin’in koruluğu, yasak ormanı gibi. Burada madenciliğin yapılmak istenmesi açıkça felaketlere davetiye anlamına geliyor.

ESEN KALIN