HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçim çalışmaları kapsamında Ankara’da Batıkent ve Tuzluçayır’da halk buluşmalarına katıldı. Temelli, şu ifadeleri kullandı:
Batıkent: 
HDP hakikatin sesi, her yerde sesini yükseltmeye devam ediyor. Hakikatin sesi demokrasi diyor, barış diyor Türkiye’nin geleceği diyor.
Hep birlikte Kürt halkının onurlu direnişiyle, Türkiye emekçilerinin, savaş karşıtlarının mücadelesiyle yan yana omuz omuza barışın önünde duran bu barajı hep birlikte yıkacağız.
AYM’ye sesleniyorum, kendi içtihadınıza uyun
Cumhurbaşkanı adayımız sevgili Demirtaş hala tutsak. Bugüne kadar 18 ay boyunca haksız hukuksuz yere tutsak edildi. Son bir şey söyledik dedik ki “bakın Demirtaş cumhurbaşkanı adayıdır, Türkiye’nin adayıdır, Türkiye haklarına, emekçilerine seslensin, seçme seçilme hakkını ihlal etmeyin.” Ama buna rağmen mahkemeler talebimizi reddetti. Bugün AYM’ye başvurduk, buradan bir kez daha AYM’ye sesleniyorum, kendi içtihadınıza uyun, kuruluş yasanıza uyun ve Demirtaş’ı bir an önce serbest bırakın. Demirtaş, Türkiye’nin adayıdır. HDP’nin milletvekili adayları da Türkiye’nin adayıdır. HDP, Türkiye’nin partisidir. Kadınların, geçlerin ve emekçilerin partisidir. Şimdi faşizme karşı omuz omuza diyoruz. 24 Haziran’da bu barajı aşmak için, Türkiye’nin önünü açmak için, 7 gün 24 saat çalışıyoruz.
7 Haziran’da yarım bıraktığımız işi 24 Haziran’da tamamlayacağız. Sabahın bir sahibi var, sabahın sahipleri 25 Haziran sabahına sahip çıkacak.
Tuzluçayır: 
Cezaevinde tutulan yoldaşlarımıza, Demirtaş’a sözümüz var bu sözün gereği 24 Haziran’a kadar hep birlikte çalışacağız. Demokrasinin, barışın önündeki bu barajı yıkacağız. Barajdan medet uman Erdoğan iktidarı 400 vekil hayalini gerçekleştirmeye çalışıyor, dolayısıyla da bizim 80 vekile göz koymuş. Anayasa’yı tek başına değiştirme yetkisini alacak, böylece diktatörlüğün yolunu açacak. Buna izin vermeyeceğiz.
Ne ona 400 vekil için izin vereceğiz, ne de bu barajdan medet umanların bunu sağlamalarına izin vereceğiz. Ancak HDP Parlamento’ya girerse bu ülkeye demokrasi ve barış gelir. Çünkü bu ülkede gerçek temsiliyet HDP’dedir.
Yola çıkarken dedik ki “Kürt halkının bu onurlu mücadelesi, bu baskı karşısında demir olsa çürürdü” ve toprak oldu fidan oldu barışı büyüttü. 8 Mart’ta, Newroz’da, 1 Mayıs’ta olduğu gibi Kürt halkıyla Türkiye halkları yan yana geldiler. Hep birlikte bu ceberrut iktidardan kurtulma zamanı geldi.
Biz acılarımızla akraba olduk
Bu ülkenin tüm kadim haklarına reva görülen katliamların hepsini hatırlıyoruz. Gezi’yi, İsmail’i, Ethem’i Medeni’yi hatırlıyoruz. Biz acılarımızla akraba olduk, bu acılarla yüzleşmeden, bu acıları dindirmek mümkün değil. İktidar halkları birbirine düşman ederek yoluna devam etmek istiyor, buna izin vermemek için Türkiye’deki tüm halklar yan yana gelmeli, acılarımızla yüzleşmeliyiz.
Çözümü de biz üreteceğiz
Çözümü başka yerden beklememeliyiz, hala bu sorunların altında ezilen bizleriz. HDP çatısında yan yana gelerek çözümü de biz üreteceğiz. Alevi halkının, Kürt halkının, tüm halkların sorunlarını biz çözeceğiz. Hem Cumhurbaşkanı adayımızın programı, hem HDP’nin programı ortak sorunlarımıza birlikte çözüm üretiyor ve herkesi siyaset yapmaya davet ediyor.
Bütün bu sorunların çözümü siyaset yapmakla mümkün. Siyaset yapmak müdahil olmaktır, hak aramaktır. AKP iktidarı en çok hak gasp etmiş olan iktidardır, bu haklarımızı geri almak için hep birlikte Parlamento’ya gidiyoruz.
Bunlar bilim insanı değil iktidar dalkavuğu
Bugün KHK’lerle ihraç edilmiş arkadaşlarımız aramızda. Ben de bir mağdurum ve KHK ile üniversiteden uzaklaştırıldım. Özerk demokratik üniversite mücadelesi verdiğim için her gelen iktidar “YÖK’ü kaldıracağız” dedi ama her gelen iktidar YÖK’ü güçlendirdi. 15 Temmuz darbe kalkışmasını bahane eden AKP, KHK’lerle bilim insanlarını üniversitelerden uzaklaştırdı. Kim kaldı? Bu rektörler, bu YÖK Başkanı ne yaparlar? Bunlar liste tutarlar, kim ki halkın bilim hakkını savunur, onlar uzaklaştırılsın diye rapor hazırlar, bunlar bilim insanı değil olsa olsa iktidar dalkavuğu olur. YÖK’e hayır diyenler Parlamento’ya gidecek ve YÖK’ten ülkeyi kurtaracak.
Mesleği elinden alınmış öğretmen ve sağlık emekçileri aramızda. Halk sağlığı için mücadele edenlerden biri de Onur Hoca’mız. O’na da buradan selamlarımızı yollayalım. “Savaş bir halk sağlığı sorunu” dediği için tutsak. Evet savaş bir halk sağlığı sorunu. Kürde kurt işareti yapanlar bütün memleketi cehenneme çevirdiler, savaştan beslenerek, yolsuzluk ekonomisinden beslenerek ayakta durmaya çalışıyorlar.
Düştüğümüz duruma bakın: Neoliberal politikaların savunucusu İMF bile Türkiye’ye yeter diyor
Bugün Türkiye’de bunca yoksulluk varsa, bunun birinci nedeni emek sömürüsüdür. Bu o kadar ciddi boyutlara yükselmiştir ki neoliberal politikaların savunucusu İMF bile yeter diyor, Türkiye’ye sosyal planlar öneriyor, düştüğümüz duruma bakın. O denli emek sömürüsü var ki artık nöbetleşe çalışıyoruz, ve nöbetleşe yoksulluğa birlikte direniyoruz. Bu yoksulluğa son vermenin yolu yolsuzluk ekonomisini durdurmaktan geçiyor.
HDP’nin halkça dağıtım programına sahip çıkmak zorundayız
En mağdur kesimlerden biri emekliler. 12 milyon emekliden 8 milyonu çalışmak zorunda. 12 milyon emeklinin hepsi açlık sınırının altında bir maaşla yaşamak zorunda. 10 milyon engellinin hepsi açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalıyor. Bunlara son vermek için HDP’nin halkça dağıtım programına sahip çıkmak zorundayız. Hakça dağıtım programı bir sosyal büyüme politikasıdır. Hep birlikte bu politikayı hayata geçirmek için değil 80, 180 vekille Parlamento’ya gideceğiz.
24 Haziran’a çok az bir zaman kaldı, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için, bu mezhepçi eğitim sisteminden kurtulmak için, 24 Haziran’da geleceğimize sahip çıkacağız. Bu kayyumcu anlayıştan kurtulmak için irademize sahip çıkacağız.
YSK dahil tüm kamu kurumları HDP baraj altı kalsın diye seferber olmuş
24 Haziran büyük bir fırsattır, bu fırsatı hep birlikte değerlendirmeliyiz. Sandık görevlisi olmak için, müşahit olmak için son 2 gün. Bu son iki günü çok iyi değerlendireceğiz. Oylarımız çalınmasın diye… YSK dahil tüm kamu kurumları HDP baraj altı kalsın diye seferber olmuş. Biz ise kötülüğe karşı huzur gelsin diye, herkesi sandık görevlisi olmaya davet edeceğiz. Kapı kapı dolaşacağız, herkes oyuna sahip çıkacak ki ülke bu kötülükten kurtulsun.
Tüm aday arkadaşlarımızla, tüm teşkilatlarımızla, bileşenlerimizle, ittifak yapmış tüm yapılar ve halklarımızla birlikte, 24 Haziran’da barajı devireceğiz. 25 Haziran’da umutlu bir sabaha günaydın diyeceğiz.