ABD, 1980 yılına kadar da ülkemizi sömürüyordu. Ancak bir yere kadardı o. Yani öyle Uzun Musa değildi etki alanı. Bununla yetinmediği gerçekti. Çünkü CIA bir yığın siyasi eylemler organize ediyor, sağ siyasetçiler ile yakın temas kuruyordu. İki konuda yaklaşıyorlardı;
1- Ülkenizin demokrasisine katkıda bulunmak istiyoruz.
2- Komünizm tehlikesinden ülkenizi korumak istiyoruz.
Bunların ikisi de yalandı.
ABD, cumhuriyetin ahengini, köşe taşlarını bozmak istiyordu. Mustafa Kemal’in kurduğu sistemi bozmak istiyordu.
Acelesi yoktu.
Sinsi sinsi çalışıyordu. Uzunca bir zamana yaymıştı. Acele ederse gerçek niyetini belli edecekti. Süreç 1946 Yılında demokrat Parti ile başlamıştı. 1980 yılına gelindiğinde artık ekonomiyi tamamen eline geçirmeliydi. Çünkü siyaseten artık ülkeye yerleşmişti. İstediğini iktidar yapıyor, istediğini indiriyordu. 12 Eylül faşizmi de bu sürecin bir parçasıydı. Demokratik ortamda yapamayacaklarını açık faşizm sürecinde yapacaktı. Bu konuyu daha önce çok işlediğim için hızla geçiyorum. Turgut Özal ile 24 Ocak kararlarını uyguladı.
Adnan Menderes
Süleyman Demirel
Turgut Özal
Recep Tayyip Erdoğan
Bu isimler Amerika’nın bir numaralı adamlarıdır.
Amerika ülkemize ve halkımıza ne kadar kötü şey yapmışsa burada ismi geçen dört kişi kanalıyla yapmıştır.
Celal bayar
Cemal Gürsel
Kenan Evren
Tansu Çiller
Mesut Yılmaz
Alparslan Türkeş
Gibi ismi yazılılar da ara elemanlardır. Gömlek değiştirme sürecinde bunlar devreye sokulmuştur.
O gömlek değiştirilince bir numaradan birisiyle yola devam edilmiştir.
Recep Tayyip Erdoğan ülkemiz için emperyalistlerin yetiştirdiği bir elemandır.
ABD adına çalışmaktadır.
Görevi, Türkiye Cumhuriyeti Devletini ABD’ye entegre etmektir. Bunu yapmak için ülkeye dair yerli ne var ne yoksa tarumar etmektir hedefi.
Ne bir kent meydanı, ne bir önemli bina, ne bir gelenek, ne bir görenek, ne bir fabrika, ne bir yol, ne bir park… Uzar gider liste. Eski Türkiye diye tutturması ondandır. Bizim yurt bildiğimiz değerli ne kadar maneviyatımız varsa, hepsini ortadan kaldırmaktır esas derdi. İnsanları kendi kentlerine ne kadar yabancılaştırırsa, insanlar yapılanlara o kadar karşı çıkmaz. Bu bilinçte olanlar kentlerine sahip çıkıyor, direniyor ve azınlıkta kalıyor. Düşünün yüz yıllardır var olan bir park ve o parkta bir çeşme. Ne büyük değerdedir. Orada doğup büyüyenler için ne çok kıymetlidir orası, ne aşklar yaşanmıştır, ne şiirler yazılmıştır, ne kızlar, oğlanlar, gençler kadınlar ne muhteşem anılarla doludurlar. Bizi insan yapanda bunlar değil mi?
İşte kapitalizm bizim bu insan yanımıza saldırıyor.
Kim aracılığıyla?
Tabi ki Recep Tayyip Erdoğan aracılığıyla. Eski Türkiye diye diye hem yüz yılların kültürüne, hem de asıl hedefi olan Mustafa Kemal’in Cumhuriyetine saldırmaktadır.
Yahu alkışladığınız, oy verdiğiniz adam sizi kandırıyor.
Müslümanım diyor kendisine.
Bak oy veren kardeş, ya sen Müslüman değilsin ya o…
Karar ver.
Yahu bir Müslüman, Atatürk’ün kurduğu ve muhteşem üretim ve istihdam yaratan ne kadar fabrika varsa satar mı?
Peki bir milliyetçi satar mı?
Hem de Amerikalılara, Avrupalılara en çokta İsraillilere…
Bu ülkenin kalkınmasını ve senin bu ülke vatandaşı olarak müreffeh bir ülkede yaşamanı isteyen bir insan ülkenin fabrikalarını satar mı?
Madenleri satar mı, suları satar mı?
Satmaz dediğini işitiyorum.
Ama Recep Tayyip Erdoğan sattı.
Eyyy ABD, eyyy İsrail, Eyyy Avrupa demesi seni kandırmak içindir.
Çünkü onlarla yapıyor ne yapıyorsa.
Çünkü Çanakkale’den onlar geçememişti.
Çanakkale’den geçemeyenlerin bu ülkedeki temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Bahsi geçen ülkelerle yaptığı ikili anlaşmaların metinleri bir gün açığa çıktığında sizlerde anlayacaksınız ama atı alan bu defa gerçekten Üsküdar’ı geçmiş olacak.
FETÖ ile bir olup Türk silahlı Kuvvetlerini tarumar etti.
Recep Tayyip Erdoğan okul hademesi değil ki beni aldattılar, beni kandırdılar diyerek işine devam etsin.
Sen koskoca Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanısın. Senin kanma şansın yoktur. Bir tek defa bile kanma hakkın yoktur.
Kanıyor isen demek ki sen Cumhurbaşkanlığı yapamazsın.
Bizim ülkemizde Cumhurbaşkanlığı yapmak Artvin’de şoförlük yapmak gibidir. İkinci hata yapma şansın yoktur. İlk hata da gidersin çünkü.
Sen neden oturuyorsun hala orada?
Bir de diyorsun ki; bir değil, iki değil, üç değil, dört değil… Ey git ama. Tek kere kandırılma hakkın olmadığı halde, bu halk sana saygısızlık etmemiş, sırf ülkelerinin hatırı için. Sen ne kadar terörist varsa doldurmuşsun devletin kilit noktalarına. Bu olmaz ama, bu ülkeye bu kadar kötülük yapılmaz. Madem bu kadar suçlusun ve kabul ediyorsun sende git artık. Çekil adaylıktan ve git! Duydunuz mu Recep Tayyip Erdoğan?
Derhal adaylıktan çekil!