Cumhurbaşkanlığı seçiminde beş aday üç akım…
Seçimin bir cümlelik tanımı böyle yapılabilir.
Ancak buna rağmen toplum ikiye ayrılmış durumda.
İyiler bir tarafta, kötüler diğer tarafta…
Mesela iyi olan her adayı ziyaret eden taraftır. Yetmedi her birine beş yüz lira göndererek bu iyiliği centilmenlikle taçlandırdı.
Karşılığında, Bay Muharrem, Eyyy Muharrem aldı.
İyi olan barış diyor, insan hakları diyor, kardeşlik diyor, huzur diyor.
Karşısında bolca hakaret, tehdit, iftira, kin ve nefret saçan bir dil var.
Tüm ezilenler adına ipi göğüsleyen Muharrem İnce, ülkeye umut olma yolunda önemli ilerleme yaptı. Artık her gittiği kentte halk sokaklara dökülüyor. Bunca sıcağa rağmen, oruç olmasına rağmen muhteşem bir ilgi var.
Muharrem İnce’nin jargonu iş ve aş üzerine bina olduğu için, ülke halkının yüreklerine su serpiyor.
Ayrıca muhafazakar kesime de güven veriyor.
Bir tarafta da çıktığı kabuğunu beğenmeyen, gece kondu dan çıkıp kendisine şaşaalı saraylar yaptıracak kadar arabesk, padişah özentisi bir zat…
“Bay Muharrem bana bak bana…” diyor her gün.
O da “sana devlet bakıyor, ben halkıma bakacağım” diyor.
Bir gün de parti sorumlularını başına toplamış, HDP’ye seçimde nasıl madik atacaklarını anlatan videosu düşüyor, sosyal medyaya.
Peşinden “Bay Erdoğan…” deyiveriyor.
Adam o gün kavga edecek birini bulamayınca bay Erdoğan ile kavgaya tutuşmuş.
Yöntem belli;
Bir gün Recep olacak, Tayyip ile Erdoğan’a veryansın edecek.
Bir gün Tayyip olacak Recep ile Erdoğan’a veryansın edecek.
Ertesi gün Erdoğan olup Recep İle Tayyip’e veryansın edecek.
Bay Erdoğan kendine gel, sen Recep Tayyip Erdoğan’sın.
O, böylesi kalabalık kavgaya dalınca Muharrem İnce Atı alıp Üsküdar’ı çoktan geçmiş olacak.
Sandıkların başında bekleyeceğiz. Diyelim ki okulda otuz sandık var, her sandığın bir parti görevlisi. Sandık görevlileri tutanakları fotoğraf çekecek, okul sorumlusu sandık sonuçlarını derleyip kesin sonucu ilçeye bildirecek. İlçeler ile, il genel merkeze bildirecek. Gelmeyen sandık olursa da Genel Merkez ile, il ilçelere, ilçeler okul sorumlularına ileterek kesin sonucu toplamış olacaklar. Kendilerinin derledikleri sonuçlar ile YSK’nun sonuçları tutuyorsa sayımda bir sorun yoktur. Tutmuyor ise itiraz yöntemi ile sorun çözülmeye çalışılacak. Çözmek istemiyor ise sorun çözülene kadar evlere dönmüyoruz.

Başından dedik ya, bu seçim iyiler ile kötüler arasında yapılıyor.
İktidar bir yığın pisliği halkın gözü önünde yapmaktadır. Caminin imamı da işin farkında, öğretmeni de…
Poliste farkında, askerde…
Hakim, savcı, katip, mübaşir, gardiyan, hepsi farkında. İş insanları, odalar, borsalar, dernekler, sendikalar ve bilcümle herkes işin farkında.
Bu saydığım görevliler ve tüzel kişiler bu kadar kötülük yapan ve bir daha seçimin bile yapılmayacağını bile bile bu iktidarı destekleyemez. Öyle bir hakları yoktur. Recep Tayyip Erdoğan art niyetli ve bunu bütün dini kuruluşlar da biliyor.
AKP güdümünde katliamlarından tutun da, çıkar amaçlı her türlü çeteleşmenin olduğunu, bunların en büyüğünün de Recep Tayyip Erdoğan olduğunu bile bile hala onu desteklemesi bir insanın vatana, millete, dine ve insanlığa ihanetidir. Mesela bu gün ki Suruç olayına bir bakalım,  kaç seçim yaşandı tek bir olay çıkmadı, şimdi seçimi kaybedeceklerini anlayınca çirkeflik yapıyorlar. Güç gösterisi yaparak halkı sindirmek, korkutmak ve oylarını bu yöntemle almak istiyorlar.
Karşılarında birileri bu çakal sürüsüne boyun eğmeyince de, sonuç Suruç’ta ki gibi oluyor..
Ben bilmem ne tarikatıyım diyerek kasıla kasıla iktidarın pisliğinin içine batmışsa onun tarikatlığına tüküreyim. Hani tarikat yol gösterendi? Din adına kitleleri kendine bağla, dön iktidarın kirli ilişkilerine su taşı…
Kısacası Müslümanlık iyilik dini ise Recep Tayyip Erdoğan ile yan yana anılmamalı.
Propaganda yapacağı hiç bir şey kalmadı. Nereye dokunduysa yıkıp geçti. Şimdi üç şeye odaklandı;
1- Kandile saldırarak şehit cenazesini çoğaltarak oy devşirmek…
2- HDP’yi baraj altında bırakarak beleş milletvekili edinmek…
3- Kargaşa yaratarak seçimleri iptal etmek…
Oysa ülke insanının yapacağı tek bir hamle vardır. İlk turda Muharrem İnce’yi seçtirerek, ülkeye bir derin nefes aldırmak.
Dindar biri oyunu Muharrem İnce’ye neden vermesin ki?