Madenci Yakını Elmas Kaya’nın  “Yoksullar kaybetti, zenginler kazandı” cümlesiyle özetlediği dava Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde son kez görüldü.

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi; Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’nin patronu  Alp Gürkan’ın ve 37 sanığın beraatına, 5 sanık için 15 yıldan 22 yıl 6 aya kadar, 9 tutuksuz sanık için de 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezaları verdi.

Karar okunurken, avukatlar mahkemeyi protesto ederek ailelerin yanına geçti. Kararları beğenmeyen madenci aileleri de alkışlarla kararı veren mahkeme heyetini protesto etti.

Madenci yakınlarından Elmas Kaya “Yoksullar kaybetti, zenginler kazandı” derken, Avukat Can Atalay “Gün gelir, devran döner, bu hesap görülür. Burada herkes bunu görecek.Bu nasıl yargı?” şeklinde konuştu.

soma_dava

SOMA DAVASI KARAR DURUŞMASINA KATILAN TBB BAŞKANI FEYZİOĞLU: “VİCDANIMIZ RAHATSIZ, HUKUKA DAİR BİLDİKLERİMİZ UYGULANMADI”  

Beraberindeki Yönetim Kurulu üyeleri ve baro başkanlarıyla birlikte Manisa Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleştirilen Soma davası karar duruşmasına katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, kararlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. “Vicdanımız rahatsız. Hukuka dair bildiklerimiz uygulanmadı” diyen Feyzioğlu, şunları söyledi:

Bugünkü hükmü adil yargılama açısından içimize sindiremiyoruz. Adil yargılama hakkı bizzat HSK tarafından ihlal edilmiştir. Yüzlerce mağdur tanığı doğrudan doğruya dinleyen, madene inip keşif yapan, duruşmayı baştan sona götüren mahkeme başkanı ve heyet dosya karara çıkmaya hazırken, hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın Ceza Muhakemesi Kanunu’nun doğrudan doğruyalık ve bağlılık ilkelerini hiçe sayarak değiştirilmiştir. Bu durum adil yargılamayı etkilemiştir. Vatandaşların yargıya güvenini sarsmıştır. Dolayısıyla verilen cezalarla kusurun ağırlığı arasında orantı bulunmadığı düşüncesini insanlarda haklı olarak pekiştirmiştir.

Türkiye Barolar Birliği olarak konunun Türkiye’deki bilinen en iyi uzmanlarına ayrıntılı raporlar hazırlatmış idik. Gördük ki bu kadar çok tedbirsizlik, ihmal ancak kasten olabilir. Buradaki kasıt bu madeni işletip para kazanan kişilerin, insan hayatından tasarruf ederek kârlarını arttırmalarıdır. “Madenciler ölürse ölsün” demiştir bu kişiler.

Mahkeme, iddianameye rağmen yöneticileri kasten adam öldürmekten değil taksirli fiillerinden dolayı mahkûm etti. Kimine basit taksir dedi, kimine bilinçli taksir. Cezaları taksir maddesi içinde üst sınırlara yakın verdi. Tutukluluklara devam dedi fakat 301 insanın ölümünü değil de adeta bir otobüs kazasında birkaç tedbirsizliği cezalandırır gibi yaklaştı. Hükmün vicdanı yaralamasının sebebi bu. Arzu ederdik ki; insanların hayatlarını hiçe sayıp para kazananlar suçlarının karşılığı cezaları alsınlar ki başka ölümler önlensin, bir daha hiçbir patron parasını verip insan hayatından tasarruf ettirebileceği yönetici bulamasın. Takip etmeye elbette devam edeceğiz. Davayı ilk günden beri takip eden tüm barolarımıza başta Manisa Barosu olmak üzere teşekkür ediyorum.

Beraberindeki Yönetim Kurulu üyeleri ve baro başkanlarıyla birlikte Manisa Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleştirilen Soma davası karar duruşmasına katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, kararlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. “Vicdanımız rahatsız. Hukuka dair bildiklerimiz uygulanmadı” diyen Feyzioğlu, şunları söyledi:

Bugünkü hükmü adil yargılama açısından içimize sindiremiyoruz. Adil yargılama hakkı bizzat HSK tarafından ihlal edilmiştir. Yüzlerce mağdur tanığı doğrudan doğruya dinleyen, madene inip keşif yapan, duruşmayı baştan sona götüren mahkeme başkanı ve heyet dosya karara çıkmaya hazırken, hiçbir hukuki gerekçe olmaksızın Ceza Muhakemesi Kanunu’nun doğrudan doğruyalık ve bağlılık ilkelerini hiçe sayarak değiştirilmiştir. Bu durum adil yargılamayı etkilemiştir. Vatandaşların yargıya güvenini sarsmıştır. Dolayısıyla verilen cezalarla kusurun ağırlığı arasında orantı bulunmadığı düşüncesini insanlarda haklı olarak pekiştirmiştir.

Türkiye Barolar Birliği olarak konunun Türkiye’deki bilinen en iyi uzmanlarına ayrıntılı raporlar hazırlatmış idik. Gördük ki bu kadar çok tedbirsizlik, ihmal ancak kasten olabilir. Buradaki kasıt bu madeni işletip para kazanan kişilerin, insan hayatından tasarruf ederek kârlarını arttırmalarıdır. “Madenciler ölürse ölsün” demiştir bu kişiler.

Mahkeme, iddianameye rağmen yöneticileri kasten adam öldürmekten değil taksirli fiillerinden dolayı mahkûm etti. Kimine basit taksir dedi, kimine bilinçli taksir. Cezaları taksir maddesi içinde üst sınırlara yakın verdi. Tutukluluklara devam dedi fakat 301 insanın ölümünü değil de adeta bir otobüs kazasında birkaç tedbirsizliği cezalandırır gibi yaklaştı. Hükmün vicdanı yaralamasının sebebi bu. Arzu ederdik ki; insanların hayatlarını hiçe sayıp para kazananlar suçlarının karşılığı cezaları alsınlar ki başka ölümler önlensin, bir daha hiçbir patron parasını verip insan hayatından tasarruf ettirebileceği yönetici bulamasın. Takip etmeye elbette devam edeceğiz. Davayı ilk günden beri takip eden tüm barolarımıza başta Manisa Barosu olmak üzere teşekkür ediyorum.

CHP’Lİ ÖZEL: ANALARIN DİZLERİNDE DERMAN KALMADI

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de karara tepki göstererek, “Unutursak yüreğimiz kurusun diyorduk ya, o unutmayan anaların o karardan sonra dizlerinde derman kalmadı. Mahkemeye gelirken, eşikten çıkarken ‘Oğlumun hakkını almadan dönmeyeceğim’ dedi analar. O yüzden 2 gün burada oturma eylemi yaptı. Oturdu, kalkmadı. Hepimizin bu davayı sonuna kadar sürdürmek, katilleri ve onların işbirlikçilerini yargılamak boynumuzun borcudur” dedi.