Haber: Sami Özçelik
Artvin

DSC_007630 Ağustos Zafer Bayramı’nın 96. Yılı Kutlamaları çerçevesinde Cumhuriyet Halk Partisi Artvin İl Örgütü Atatürk Anıtı’na çelenk koydu. Önemli günlerde ve milli bayramlarda çelenk koyma geleneğini hiç bozmayan CHP, halka, diğer partiler böylesine önemli dünlerde neden çelenk koymazlar sorusunu sordurmaya devam ediyor. Kendisini, Milli, cumhuriyetçi, Atatürkçü olarak niteleyen diğer partilerin neden çelenk koymadıkları merak konusu?

O zaman insanın aklına şu soru geliyor. Çelengi olan partiler: Siz bu çelengi ne zamanları koyuyorsunuz? En son ne zaman çelenk koydunuz? Atatürk Anıtı’na çelenk koymayı sulandıran ve gereksiz olduğu algısını yaratan proje tıpkı iptal edilen artık kutlanmayan uyduruk  Kutlu Doğum Haftası gibi bu da  bir FETÖ projesidir.  Amaç Atatürk’ü unutturmaktır. Artık her parti ve önemli kurum kuruluşlar çelenk sunma etkinliğine katılmalıdır.

30 Ağustos 2018 Perşembe günü saat 13.00’te Saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başlayan program CHP İl Başkanı Ahmet Biber’in  günün anlamını belirten konuşmasıyla devam etti..

Atatürk Anıtı’na çelengin konulmasının ardından İl Başkanı Ahmet Biber günün anlamını belirten bir konuşma yaptı.

DSC_0091 ZAFER BAYRAMI’NIN 96. YILINI BURUK DA OLSA GURURLA KUTLUYORUZ

CHP İl Başkanı Ahmet Biber,  yaptığı açıklamada 30 Ağustos Zafer Bayram’ın ulusal bağımsızlık yolunda mihenk taşı olduğunu belirterek; “ 30 Ağustos emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık mücadelemizin taçlandığı vatanı uğruna can vermiş bütün şehitlerimizin anma günüdür. Türk Tarihi’nin dönüm noktasında kazanılan ve Türkiye Cumhuriyetin temellerinin sağlamlaştıran bu büyük zaferin 96. yıl dönümünü buruk da olsa gururla kutlamanın heyecanı içinde Atamızın huzurunda bulunmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

 ÜNİTER DEVLET VE ULUS KİMLİK ZAFER BAYRAMININ KAZANIMIDIR

Türk silahlı kuvvetleri arkasında yüce Türk Ulusundan aldığı destekle bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da Anayasada kendisine verilen hak görev ve yetkiler dâhilinde üniter devlet ve ulus kimliğinden taviz vermeden Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü ve bekası içinde yorulmadan çalışmaya devam edecektir.

Ata’m; bu kutsal görevi yerine getirirken ilke ve devrimlerinden aldığımız güçle işaret ettiğin uygarlık yolunda ilerleyişimizi sürdürebileceğimizden şüphen olmasın. 789 bin kilometre karelik Misak-i Milli sınırlar içerisinde Türk halkı, tek yumruk olarak dış ve iş odakların ihaneti karşısında, yokluklar içerisinde büyük fedakârlıklarla verdiği kurtuluş savaşı mücadelesinde en son Başkomutanlık Meydan Muharebesini de kazanarak bu topraklar ebedi vatan toprağı olmuştur.

DSC_0083PAROLA:” YA İSYİKLAL YA ÖLÜM!”

19 Mayıs 1919 başlatılan Kurtuluş Savaşı’yla işgalci düşman ordusuna art arda darbeler vurulmuştur. Anadolu’da bulunan bu işgalci güçlerin kesin olarak denize dökülmesi için büyük bir taarruz gerekiyordu. İzmir’den Anadolu’ya çıkan Yunan Ordusu birçok ilimizi işgal etmiştir.  Bu ilerleyiş Sakarya savaşı ile durdurulmuştur. Türk Ordusu Sakarya’nın doğusuna çekilmiştir. Bununla ilgili Atatürk şunu demiştir; “ Hattı Müdafaa yoktur, Sathı müdafaa vardır. O satıh,  tüm ülkedir. Türk topraklarının bir karışı kanımızla sulanmadıkça teslim edilmeyecektir demiştir.   Ülke yokluk içindeydi. Perişan haldeydi. Hazırlık yapmak gerekiyordu. Yunanlıların silahları o dönemin modern silahlarıydı ve İngilizler destekliyordu. 7 Ağustos 1921 yılında bir kararname yayınlanır.  O kararnameyle hazırlıklar yapılır, halktan yardım toplanır, asker toplanır.  Çünkü ülke dört yandan işgal altındadır. Başkomutan bu kararı verirken toplantılar yapar.

“Ya istiklal ya ölüm” parolasıyla 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan ve 5 gün süren savaşın ardından  Yunanlar Ege’ye dökülür. Yunan general trikopis esir alınır. Ama ona esir muamelesinde bulunmaz. Önüne Yunan Bayrağı sererler, kaldırtır. Bu bir halkı temsil ediyor.  Demiştir. Atatürk, savaş gerekmedikçe cinayettir demiştir. Ama gerektiğinde kanımızın son damlasına kadar savaşmalıyız demiştir.

DSC_0092Atatürk,  31 Ağustos’ta şu emri vardır. “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri”.  15 Mayıs 1922 yılında İzmir’den çıkan Yunan ordusu  9 Eylül 1922 yılında  denize dökülür.  30 Ağustos 1922 “Büyük Taarruz” sonucunda elde edilen zafer Türk halkının mührü olmuştur.

30 Ağustos’ta bir şey yapılır. Türkiye’yi bölmek isteyen yabancı güçlere karşı büyük bir zafer kazanılır. Bu bir direniştir. 30  Ağustos destan bir zaferin adıdır.

Son olarak  Başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere Kurtuluş Savaşı’nın tüm kahramanlarına, vatanımız için can veren Aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, bugün bölücü, hain terör eylemleri sonucunda şehit olan Türk Silahlı Kuvvetleri ile güvenlik güçleri personelini ve bu hain terör saldırılarında hayatını yitiren tüm vatandaşlarımızı saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyoruz. Atatürk’ün dediği gibi; “Benim Naçiz Vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet Payidar kalacaktır. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.”dedi.