Karga Gak Demeden
04-09-2018
Ömer ŞAN

           Memleketin çivisi mivisi çıkmadı, siz de öyle aklınızdan estiği gibi yoruma moruma girmeyin! Hele ki kıçtan yalayıcı ‘yArdıçlar’ köşelerde şaplanıyorsa hiç boşuna tuzu alıp koşturmayın sağa-sola… İşin sırrı dış güçlerde! Siz kendinize bakıp durmayın…

            O nedenledir ki, güllük gülistanlık olan bu ‘ileri demokratik’ ülkemizi bırakıp, ‘Marsistan’daki sıkıntılarımız anlatıyoruz varsayabilirsiniz!

            Dolar dolmaz da, ‘yuro ya kulum’ tekerlemelerine de bakılmaz. Hele osuruktan bir nebze taşınabilen en doğalından gaza yapılan zamları bilseniz aklınız uçuklar. Daha bir ay önce yüzde 48, birkaç gün önce de yüzde 14 zam geçirdi ziktidar! Öyle bizdeki gibi enerji tasarrufu falan da yok ha, elektrik diye bir şey var şak diye yüzde 16 oturtuyorlar maturaya!

            Mesela bakın, bizim bu Marsistan’ın Bize diye bir vilayeti var, oranın da Zındıklı bölgesi…

            Burada 13 yıldır ara vermeden haftada bir, Salı günü çıkardığımız ve elinizdeki 693.sayısını çıkardığımız Yeni Viçe Gazetesi için bir zamanlar 22₺’ye aldığımız gazete kağıdının topu 125₺ olmuş mesela. Tek gazetenin maliyeti neredeyse 0.85₺’ye geliyor! Yani işçilik, emek memek yok. Yıllık abonelik bedeli ise hala 150₺…

            ‘Dayanın’ diyorlar bize… De, kime, nasıl? Diye sormuyoruz… Ancak biline ki, “Dinlenmemek üzere yola çıktık…” Yorulmayı düşünmedik bile!

            Döndük memlekete…

            Her konunun neredeyse her bileni gibi konuşup, cemi-ül cemaate akıl-fikir veren Prof.Dr. İlber Ortaylı, 2 Eylül Pazar günlü Hürriyet gazetesindeki, “Karşılaştırma Yanlış” başlıklı yazısında, ‘yanlış karşılaştırma’ yapmış! Kendi damak zevkine uymayabilir ama ‘Karadeniz değil’ Türk çayının kalitesini ölçebilecek bir ‘kalibrasyon’ mekanizmasına sahip değildir!

            “Bizim hayatımızın içinde çok yakın zamanlara kadar sebze ve meyvenin cenneti Türkiye’ydi. Büyük bir gerilemenin içine girdik. Tarımda destekleme politikasını körü körüne ve ayırt etmeksizin terk eden 1980 sonrası iktidarlar bir yıkıma neden oldular. Üstelik bu alanda da kayırmacılık yapıldı; mesela hiçbir şekilde kalitesi iyi olmadığı halde Karadeniz çayına verilen sübvansiyon başka bazı tarımsal ürünlerden esirgendi” şeklindeki ifadesi, bir çay üreticisi olarak bizi incitmiştir!

            Ancak biz O’nun düştüğü inciticiliğe düşmek istemiyoruz…

            Ve ayrıca, diğer tarım ürünleri ile bir karşılaştırma hatasına düşmemeliydi!
Egemenlerin, ‘sözde kalite’ vurgusuyla yıllardır ‘ düşük fiyat ve sınırlı’ alım politikaları altında ezilen çay üreticileri ve hatta sektörüne ‘ağır’ itham veren bu ifadeler düzeltilmelidir!
Sayın Ortaylı’nın ifade ettiği şekilde Türk çayı, diğer tarım ürünlerine karşı sübvanse edilmemiştir. Ülkemizin diğer tarım ürünleri gibi çayı da ‘Türk çayıdır’ ve diğer ürünleri gibi kaliteli ve doğaldır!

            Hayır, yani bilmeyenler de bilsin diye.

            Hoop döndük Marsistan’a…

            Kolonibaşkanlığı, “illetin evinden ikram” diyerek şöyle bir menü sunuyor: – Ejder Meyveli Smoothie, – Efuli (Liçi meyvesi eşliğinde), – Aloevera (Starex eşliğinde), – Orman Meyveli Special, – Bahçe Naneli Limonata, – Zencefilli Somonlu Suşi!” İllet buna ‘yerli ve milli’ diye bayılıyor! Nasılsa gayrisafi milli hasıla rekorlarda, hazine fazla veriyor, tasarruf masarruf hak getire!

            Hele de bu Marsistan’da Barış da; yürek ister, yücelik ister! Yüreği olmayan, yüce olamaz! Yüreği olmayan korkar barıştan, hem yaşanmasından hayatın! Oysa ki barış, en başa tutturulmalı ve her canlı-cansızı yaşatmalı… Mutlu olsun yürekli olanlara! #1EylülDünyaBarışGünü

            Memlekete döner ise… Güzel insanlar, Sevgili Dostlar, Okurlar… Bizim bir de yerel gazetemiz var, çoğunuzun bu satırları okuduğu! Bugüne kadar bizlere vermiş olduğunuz her tür desteğe bir kez daha yürekten teşekkür ediyoruz!
Bu hafta 693. sayımızı çıkardık. Haftalardır bu mesajlarımıza yürekli destekler gelmesine karşın, üç güzel insan dışında olumlu dönüş olmadığı gibi bugüne kadar 5-13 yıl arasındaki sürelerde hiçbir abonelik ödentisi yapmayan bazı okurlarımızın artık gazete istemeyerek, bazılarının ise aboneliklerini iptal etmeleri de bize ders oldu!
Yine de gazetemizi ve yazdıklarımızı bunca yıl emeğimize karşılık vermeden okudukları ve hatta bazen bizi de eleştirdikleri için teşekkür ederiz. Bu itibarla… Yıllık Abonelik bedeli (150.-TL) katkılarınız bize bu durum karşısında da güç verecektir! Emeğe Saygı, çok mu haksız bir istektir?
Derken, son sözü de Marsistan’dan alıntılıyoruz… Stephen Hawking, sallamış evrene…

            “Bir; ayaklarınızın altına değil, yıldızlara bakmayı unutmayın. İki; çalışmayı asla bırakmayın. Çalışmak size bir anlam ve amaç verir, bunlarsız bir hayat boştur. Üç; eğer aşkı bulacak kadar şanslıysanız, onun da olduğunu hatırlayın ve başınızdan atmayın.”