Karga Gak Demeden
11-09-2018
Ömer ŞAN

Bizum Temel’in hikayesi aslında uzun… Kısaltalım, kıssadan hisse çıkartalım! Eskiden yürünen Boğaz Köprüsü üzerinde tartıştığı adamdan yumruğu yer bizum Temel! Fadime’nin içi gider, “Ola ne oldi sağa, o kuvetli adamuma ne oldi, kak da bitur da işini” der… Temel, gözünün kenarını ancak açar, “Kakacağum anasini ağlatacağum da Fadime’m, tik tik edemeyirum…”

Memleketin hali bundan biraz hallice diyeceğiz ama daha da kötü olduğunu siz de, devletin erkanı da, siyasetçileri ve dahi ortanın direğinden altı da biliyor! Ama gık yok! Hatta ve hatta ‘umut da’ yok!

Ceyhun öğretmenimiz, alıntılayarak paylaşmış sosyal medyadaki duvarında, okumayanlar için bir de alıntılıyoruz… Çin’den kıssadan hisselik bir hikaye!..

“Eski Çin’de, idam mahkûmlarının son gecelerini hep birlikte neşe içinde geçirmelerine izin verilirmiş. Mahkûmlar, cellât da aralarında olmak üzere, hep birlikte sabaha kadar şarkılar söyler, en sevdikleri yemekleri yer ve pirinç rakısı kadehlerini peş peşe yuvarlayıp mutlu olurlarmış. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte cellât, ansızın hareketlenip palasını çeker ve hafiften çakırkeyif mahkûmların kellesini, tırpanla başak biçer gibi alıverirmiş.

Yine böyle bir infaz ayininde mahkûmlar, sabahın ilk ışıklarına kadar pek güzel eğlenmişler, şarkılar söyleyerek yiyip içmişler. Derken güneşin ilk ışıkları dağların arasından görünmüş. Fakat hiçbir şey olmamış.
Mahkûmlardan biri, cellâda sormuş: “İnfaz neden gecikti?” Cellât, “Gecikmedi ki” demiş. “Fakat kellelerimiz yerli yerinde duruyor” diye diretmiş mahkûm…

“Size öyle geliyor” demiş cellât, palasına bulaşan kanı göstermiş mahkûma. Dehşete kapılan mahkûm, “Nasıl yani?” diye mırıldanmış. “Ben çok hızlıyımdır” demiş cellât… “Ayağa kalktığın anda kellen kucağına düşecek!”

Kıssadan Hisse: Kelleniz çoktan gitmiş olabilir, ancak siz bunu henüz fark etmemiş olabilirsiniz. Bir şey olmuş, ama siz olan şeyi henüz idrak edemediğiniz için olmamış gibi davranıyor olabilirsiniz. Kellenizin hâlâ yerinde olduğunu sanıyorsunuz, gerçeği anlamanız için ayağa kalkmanız gerekiyor.”
Bu araya başka da bir şey sokuşturmuyoruz! Yok HalkBank imiş, katılımbank imiş, dolar veya dolmaz imiş!

Mesela, ‘Bizim Allah’ımız var!..’ Diyebiliriz biz de… Konutta 2 metreküp su 22,69 TL… İşyerinde 5 metreküp su 106.75 TL… Markette 32’li tuvalet kağıdı 72.50 TL olabilir. Başka söze gerek olmaz!

Aklıma gelmişken… Hainlerin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında tankların egzozuna atlet tıkayıp durduran kahramanlar… Şu Dolara da bir parmak atsa olmaz mı? Kaçışı değil de belki uçuşu durdururlar he? F16’lara iş düşmezdi hani yani…

Tam yerine gelmişken sahi ne oldi… Darbecinin kardaşini Lahey’e elçi gönderdunuz… Şini da ‘fetonun’ film ve dizicisi ‘zurtlar (v)adisi’ ekibi, ‘Vatan’ somurusinlan trt’ye mi geri doneyi… Ne oliyi, Hizir Acil’un deduği gibi ‘hayat devam edeyi’ heee…

Şarbon serildi ortalığa… Neredeyse onlarca karantina var! Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bakan haber veriyor…

“Türkiye, Sudan’da tarımsal yatırımlara başlıyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli: Türk girişimcilerin yatırımlarına açılacak Sudan’daki tarım arazisinde, iklimsel nedenlerle Türkiye’de üretilemeyen veya üretimi yetersiz kalan tarımsal ürünlerin üretimi gerçekleştirilecek.” Demiş… Da…Ülkemizdeki 65 un fabrikasında üretimin durduğunu hesaba katmamış.

Yahu arkadaş, ne oldu bu memlekete? Anadolu topraklarının suyu mu kalmadı? Ülke tarımını, tarımsal üretimini bitirdiniz, yurtdışında medar arıyorsunuz? Onun için mi vampir kelebekle mücadele etmiyorsunuz? Ülkenin tarımsal alanları yeniden üretim yapılacak hale gelsin, dolar da altın da düşsün!

11 Eylül’ü anımsayan var mı? Ve devamında gelen saldırıları vs… Ama bu ülkenin 9 Eylül’ü var ha, İzmir’in kurtuluşu… Emperyalizmin denize dökülüşü… Ve…

Emperyalizmin vahşi saldırılarına boyun eğmeyen, yürekli cesur insanların karşı duruşuyla bütünleşen;
Çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı halk topluluklarının bütünleşerek özgürlük ve bağımsızlık mücadelesiyle uluslaştığı;
Yaşadıkları toprakları canları pahasına yurt yaptığı yüce bir mücadelenin kurucusu ve kurtuluşun simgesi;
Çağdaş, Demokratik, Laik Sosyal Hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşı; Geleceğin ve Umudun güvencesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kuruluş Yıldönümü… Kutlu Olsun…

Ve ince bir serzeniş… Sevgili Okurlar… Bu hafta gazetemizin 694. sayısını çıkardık. Haftalardır mesajlarımıza yürekli destekler veren dostlara teşekkürler. Bunun dışında 5-13 yıl arası sürelerde hiçbir abonelik ödentisi yapmayan bazı okurlarımızın artık gazete istememeleri bize ders oldu!
Biz gene de bir solukta okunup, suya sabuna dokunmaya devam edeceğiz! Ve 13 yıldır ara vermeden haftada bir, Salı günü çıkardığımız Y.Viçe Gazetesi için bir zamanlar 22 TL’ye aldığımız gazete kağıdının topu 125 TL oldu.
Tek gazete maliyeti neredeyse 0.85TL”ye geliyor! Yıllık abonelik bedelimiz ise hala 150 TL… Bu itibarla… 150 TL’lik Yıllık Abonelik bedeli katkıları bize, bu durum karşısında güç verecektir! Bilin istedik.

“Dünyada açlık çeken tek bir çocuk bile olduğu müddetçe, her türlü servet çalıntıdır.” Nakamura Fuminori…

“Bir; ayaklarınızın altına değil, yıldızlara bakmayı unutmayın. İki; çalışmayı asla bırakmayın. Çalışmak size bir anlam ve amaç verir, bunlarsız bir hayat boştur. Üç; eğer aşkı bulacak kadar şanslıysanız, onun da olduğunu hatırlayın ve başınızdan atmayın.”
Stephen Hawking..