Dünyanın öteki ucundaki Arakanlı, Sincanlı,Müslümanlar, din kardeşleriniz. Balkanlı, Filistinli, Suriyeli Müslümanlar din kardeşleriniz.

Zorbalıkla, resmen açlığa mahkum ettiğiniz emeklilerin maaşlarından gasp edip onları besliyorsunuz da Yemen’de yaşanan kanlı vahşete niye gözünüzü, kulağınızı, kararmış vicdanınızı niye kapatıyorsunuz.

Eeyy Osmanlıcılık oynayan arlanmaz utanmaz takıyyeciler. Yemen, Osmanlı toprağıydı. O topraklarda binlerce insanımız can verdi. Söyleyecek söz bulamıyorum. bu kadar kara vicdanlı olanlar, hangi sözlere nasıl anlatılır.

Kullarınızı kandırıyor, inandırıyorsunuz da Allah, ne der bu ikiyüzlü kepazeliğe diye düşünmüyor musunuz; Allah’a inanıyormuş gibi mi yapıyorsunuz.

Yemen, kanlı ateşler içinde yanıyor; kâfir dediklerinizin vicdanları kanıyor. Siz gibi yaratıklara acaba ne deniyor…

Bir de şu epeydir kafama takılıyor:

PARALEL MİSYONERLİK Mİ

Bütün Hıristiyan filmlerinde yerli yersiz, uyar uymaz demeden ve de hiç şaşmaz bir biçimde araya, mutlaka “baba oğul kutsal ruh” lafını sokuştururlar.

Ekranlara, her ortamda, her kademeden, irili ufaklı bütün yandaşlar da hiç şaşmaz bir biçimde, başkanları Recep Tayyip Erdoğan’ın adını telaffuz etmeden geçemiyorlar.

Bu benzerlik sadece masum bir rastlantı mıdır yoksa onlardan esinlenilmiş bir misyonerlik midir… Bir bilen var mı.