Müzikçilerin – bu sözcüğü özellikle seçtim. onlar kendilerini müzisyen sansalar da- müziği; şarkıcıların, şarkıları ; oyuncuların, oyunları ; dizilerin, ekranları ; şairlerin, şiiri ; yazarların, yazdıklarını; ressamların, tuvalleri kirletmediği zamanları hatırlayan kaldı mı…Ha bir de “sosyal medya” denilen ortam var kiii… Evlere şenlik…

Özellikle, son on beş yılda kirlenmeyen ne kaldı ki diyorsunuz, duyuyorum. Ne diyelim…En iyisi sözü, söz ustası Bektaşi Babası Everekli Seyrani’ye bırakalım: Balık baştan kokar, bunu bilmemek / Seyrani gafilin ahmaklığından…

Bizim de ahmaktan yana hiç sıkıntımız yok.Toplumun yarısının burnunun direğini kıran kokuyu,yarısı,misk-i amber mübarek hacı yağı diye, huşu içinde vecd ile soluyup mest olmakta.

Peki buna ne diyelim: Bitli baklanın kör alıcısı olur mu diyelim. Ne dersek diyelim, onlar sefaletlerine şükürler yetirip mes’ut bahtiyar yaşıyorlar, huri – gılman hayaliyle.