Karga Gak Demeden
25-12-2018
Ömer ŞAN

20. yüzyılın en etkili Alman şairi, oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni olarak nitelendirilir, 10 Şubat 1898 Almanya doğumlu Bertolt Brecht… Onca tehlikeyi yaşamıştır ki, “Faşizme karşı birleşmeyenler faşizmin zindanlarında buluşur” ifadesini kazımıştır beyinlere…

Neredeyse bir çok eserini müsveddeye çekmiş, çıkarmıştır! Bizde ise neredeyse her şeyin cılkını çıkarır gibi, ‘karalama’ manasında, ‘bir şeyin kötü bir benzeri’ olarak kullanılıp ele alınır… Hele de siyasi arenada!

Oysa ki asıl amacı, bizim meslekteki kullanım hedefi, ‘basımevinde dizilecek, dizgisi ve mizanpajı yapılacak olan bir yazının orijinali’ anlamındadır. Gerçeği de budur! Yani, işin orijinalidir ama her şeyde olduğu gibi bunda da bozmuştur bizim siyasetçiler! Hele de yeni yetme olanları…

Fazla söze hacet yok! Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz da demiştir eskilerimiz! Hani şu eşek ile semer hikayesi var ya…

Gelelim geçen haftaya… Neredeyse, 612’den biraz daha evla olan TBMM’nin üyeleri arasında, sadece konuşup, kendini tatminden daha fazla bir işe yaramadan, sessizlik ve huşu içerisinde AKP ve MHP’lilerce onaylanan Bütçe için bir iki not vereceğiz…

            Bütçe’den Terör Çıkar mı?

Bir ülkenin Bütçesi 81 milyon Lira Açık olarak hazırlanıyor ve bu şekilde onaylanıyor…

Başta üretimsizliğin, hayat pahalılığının kaynağı… Üreticilerin, işçinin, köylünün, çiftçinin, emekçinin, emeklinin, esnafın, işadamının, ve dahi eğitimin…
Gelir adaletsizliğinin temelindeki tek canavar Enflasyon olmak üzere…
Terörün, dışa bağımlılığın, basiretsizliğin, istikrarsızlığın varoluşunun tek nedenidir Açık Bütçeler!..

Ülkemizin kuruluş ilkeleri, Anayasa, Yasa ve Yönetmeliklere, toplumsal adalet ve hukuk kurallarına aykırı olan Açık Bütçelerden derhal vazgeçilmelidir!

Ve aynı zamanda yurttaşların ceplerinden paralarının, sofralarından yemeklerinin alınması denilen enflasyon, emperyalizmin dayatmalarının beslendiği en temel dış mihrak odağıdır!

Bu nedenledir ki; Bütçeler kesinlikle Denk olmalıdır. Denk olmayan Bütçeler, bütün kötülüklerin anasıdır!

Bütçelerin Denk hazırlanmasından sonra Mali Yıl sonunda açık vermesi ayrı bir gerçekliktir.

Ancak, Bütçenin en baştan bu şekilde Açık olarak hazırlanması, kafadan bu sorunlara zemin oluşturulmasının en net göstergesidir!

Nitekim demokrasi, hak-hukuk ve adaletin, insan hakları, inanç ve ibadet özgürlüğünün prangası olan Açık Bütçelerden derhal vazgeçilmeli, bir an önce bu 81 milyon Lira Açık olan Bütçe geri çekilerek, Denk olarak yeniden düzenlenmelidir!

Unutulmamalıdır ki;

Bütçeyi Denk Yapmadıkça, Denk Bütçe mücadelesi vermedikçe ne terör biter, ne sömürü, ne enflasyon ortadan kalkar, ne de hak-hukuk-adalet gelir!

Kaldı ki, Açık Bütçelerin özellikle de 1950’den sonra ülkenin başına bela olması, yaşanan darbeler, muhtıralar, idamlar… Hep bu dönemin içerisindedir! Köy Enstitülerinin kapanması, Amerikan emperyalizminin vesayetçileri!

Bir de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öğreti ve öz sözleri var ki… “Sanatkâr, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır”, “Uygarlık doruğunun merdiveni sanattır” ve “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz. Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkâr olamazsınız” vurgularının yanında, “Sanatçı el öpmez! Bilakis, sanatçının eli öpülür” demesi, herhalde bugüne iyice ışık tutuyordur!

Tam da bu sıraya, bugünün kendini beğenmişlerine gidecek olan, merhum Neyzen Tevfik’in, ‘Ben Sana’ başlıklı inceden bir şiiri vardır ki… Onu da siz araştırıp, bulun, okuyun, yorumlayın…

Önceki hafta, makamında uğradığı silahlı saldırı sonrası şehit olan Rize Emniyet Müdürü’ne saldırı olayının bu kadar basite indirgenemeyeceğini vurgulamıştık… Şimdi işin içine Fetö’ş yerleştirilmiş… E güzel, emniyetin makam odasına kadar giren ve dahi bir dönemin Genel Kurmay Başkanının, ‘kendi ifadesine göre’ kafasına silah dayayabilen bu güruhat oralara nasıl yerleştirilmiş! Yahu bunu bir sorgulayın da!

Ha unutmadan, bu yazıyı da biz düşünüp, derleyerek önce ‘müsvedde’ olarak hazırlayıp, aslını dizgileyerek, gazetenin veya bu minicik köşe başlarına yerleştiriveriyoruz!

Sahi, bir dönemlerin en acımasız siyasi eleştiricileri arasında yer alan Metin Akpınar ile Müjdat Gezen, ‘terör’ suçlamasıyla geçen Pazar günü, Savcı talimatıyla adliyeye çağrılıp ifadeleri alındıktan sonra ‘adli kontrol şartıyla’ serbest bırakılmışlar…

Nedense, ‘halkı din-dil-mezhep ayrımıyla kin ve düşmanlığa sevk etme’ suçlamasıyla yargılanan, ceza alan siyasiler geldi aklımıza!

Ama hiçbiri için, ‘karalama-aşağılama’ yüklemesiyle ‘müsvedde’ denmedi!