Bir tane Türkiye var.
Bağımsız bir ülke olarak kurulan bu ülkenin başına bin bir türlü çorap ördüler, yetmedi hala örmeye devam ediyorlar.
Kim ne istiyor bu ülkeden?
Ne tür çorap örüyorlar, sonuç nereye varacak?
Bu soruları çoğaltabiliriz. Ancak bu bir kaç soruya maddi temellere dayanarak cevap verirsek sanırım teşhisi doğru koymuş oluruz. Böylece tedavisi içinde doğru reçete yazıp, hastayı tedavi ederiz.
Adnan Menderes ile ülkemize ABD girdi.
ABD, bu ülkeyi sömürgeleştirmek istiyor. Bunu kısmende başardı. Konuyu detaylı anlayabilmek için Adnan Menderes sürecini ayrı, 27 Mayıs darbe sürecini ayrı, Süleyman Demirel, 12 Mart darbe süreci ve yeniden Süleyman Demirel, peşinden 12 Eylül faşizmi ve onunla ülkemize giren neoliberal politikaların uygulanmasını, Turgut Özal sürecini, Kemal Derviş sürecini ve Recep Tayyip Erdoğan ile ortağı Fethullah Gülen sürecini ayrı ayrı ele almalıyız.
Bu konuları bir çok yazımda işlemiştim. Şimdi o detayları sıralamak yerine, CHP ile AKP bu sürecin neresinde ona bakalım.
Önümüzde bir yerel yönetimler seçimi var. Ülkemiz hakkında kim veya hangi parti ne hayal kuruyor onu görelim.
CHP, bir iki istisna hariç neden iktidar olamıyor?
Bu soruya doğru cevabı bulduğumuzda mesele yavaş yavaş gün yüzüne çıkacaktır.
Evet, 1950 Yılından itibaren ülkemizde bir ABD iktidarı söz konusudur.
CHP’nin içinden bir grup milletvekili ayartan ABD, zamanla onları iktidar yaparak CIA tarafından eğitilerek ABD’nin ülkemizde kök salmasına, ülkemize iyilik yapıyormuş gibi, ülkemizde üretilen zenginlikleri ya eline geçirmiş, ya da üretilmesini engelleyerek ülkemizin gelişmemesi için elinden gelen bütün kötülükleri yapmıştır. Adnan Menderes ile başlayıp, Recep Tayyip Erdoğan ile sürdürülen bu kuşatmada, en çok bayrak ve Kur’anı kullanılmıştır.
Bu süreç Recep Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen sürecinde zirve yapmıştır. Halka kur’an ve bayrak, mal mülk ABD’ye ve o un İşbirlikçilerine. Fethullah Gülen’e ve Recep Tayyip Erdoğan’a…
CHP, cumhuriyeti kuran parti olduğu için vatana ihanet etmeyeceğini bilen ABD “camileri kapattılar, dini yasakladılar” gibi ipe sapa gelmeyecek iftiralar, ABD’nin dincilere öğrettiği iftiralardır.
CHP, vatana ihanet etmeyeceği için, önce toplumun gözünde onu itibarsızlaştırması lazım. Sonrada iş tutacağı adamı iktidar yapacaktır.
Vatandaşa bayrak, kur’an, ABD’ye ve işbirlikçisine mal mülk, ülkenin fabrikaları, madenleri, suları, ormanları…
CHP, 68 yılda kısa süreli iktidar oldu ama örgütlü olduğu sanayicilerce de hemen al aşağı edilerek itibarsızlaştırma, sürecini sürdürdü.
AKP ve onun Genel Başkanı, CIA’nın ülkemizde kurduğu derin devletçe iktidar yapılmıştır. İktidar Kurgusu ABD’deki Yahudi localarında yapılmıştır. Herkesin İsrail’e ambargo uyguladığı zaman, ambargoya sadece Erdoğanların gemi filosu katılmamıştır. Harıl harıl iş yapmışlardır.
Şimdi bu Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi yerel yönetimlerde CHP ile yarışacak.
CHP’nin iktidar olmaması için elinden geleni yapan ABD ve Yahudi locaları yine Edoğan’ın arkasındalar.
ABD ve Yahudi locaları Erdoğan’ı neden destekliyor?
Birinci soru bu…
ABD, CHP’nin iktidar olmaması için elinden gelen her şeyi neden yapıyor?
İkinci soru da bu…
Bu meseleleri bilen ve açıklayanlara Recep Tayyip Erdoğan yapmadığını bırakmıyor. Seçmeni uyandırdığı için olabilir mi?
Sanatçılara, gazetecilere, sendikacılara, aydınlara saldırması, eğitim sistemini bozması uyanan değil, uyuyan bir toplum istemesinden değil midir?
Seni uyutup oyunu istiyor kısacası.

Cumhuriyet Halk Partisi kadrolarının ise bu gerçekleri topluma anlatamama sorunu var.
Bu yazımla seçimler sürecinde CHP’ye yardımcı olmak üzere, ülkenin en azından kalan varlıklarının yağmadan kurtulmadı halkımızın menfaatinedir.
AKP politikasının sonucu  nereye gider derseniz;
Ülke burjuvazisi çöker. Bizim özel sektör ve devlet sektörünün tamamı ABD’nin eline geçer. Öyle asgari ücreti falan devletin belirlemesi de biter ve emperyalist şirketler kaç kuruş belirlerse ülke halkı o ücrete çalışır. Köylerdeki bütün tarlalar ABD şirketlerinin olur. Ülke halkının yarısı hapse atılır orada bedava çalıştırılır, bir yarısı da açlıktan ölmeyeceği kadar ücret ile çalışmak zorunda bırakılır. Afrika ülkeleri buna somut örnektir.
Bu yerel seçimlerde AKP’yi sandığa gömersen, ABD’yi gömmüş olursun. Bu ülke insanları emeğiyle, alınteriyle, namusuyla çalışacağı ve insanca yaşayacağı bir kazanç istiyor.
Bunu AKP’nin sağlama imkanı yoktur. Zaten yurttaşa maraba gözüyle baktığını cümle alem biliyor.
Her seçimlerden önce bir düşman yaratıp askeri yığınak yapması tamamen seçimlere yönelik propaganda amaçlıdır. Hatta bir çok seçimler bombalar patlatılarak alındı. Bu seçimde de yenileceğini görünce bin bir entrikaya, vahşete hazırlıklı olalım. Böylesi kirli siyasetçileri ülke gündeminden silmek, vatandaşlığın birinci görevi olmalıdır.
Bir de Devlet Bahçeli’nin dış güçlerden talimat alarak AKP’ye destek verdiği gerçeği artık çıplak gözle görülür hal aldı.
Ülkeyi satanları destekleyip, milliyetçilik yapan parti olarak ta skletinde sanırım rekor kırmıştır.

Sonuç olarak Türkiye halkı artık emperyalistlerin adayına değil, yerli adaylara, yerli partilere oy vererek örselenmiş onurunu kurtarmak zorundadır.