Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Ahmet Aydın, muhaliflerin görüşlerine yer veren haber ajansının faaliyetlerini durdurdu.
Akdeniz Üniversitesi, yeni bir sansürün adresi oldu. Üniversitenin İletilşim Fakültesi öğrencilerinin çalışmalarına yer veren AKİL adlı sitede, iki ay önce Gazeteci Barış Yarkadaş ile İsmail Saymaz’la yapılan röportajlara yer verildi.
Dekan Ahmet Ayhan, bunun üzerine her iki röportajı da sitenin sayfasından sildirdi. Kamuoyunda tepki çeken bu uygulama sonrası Dekan Ayhan bu kez ise sitenin yayınlarına son verdirtti.
Konuyu sosyal medya hesabından duyuran CHP 26. Dönem Milletvekili Barış Yarkadaş, sansüre tepki gösterdi. CHP’li Yarkadaş şu bilgileri paylaştı:
Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Ahmet Aydın, öğrencilerin benimle ve @ismailsaymaz ‘la yaptığı röportajı okulun sitesinden sildirdi. Bu da yetmemiş olacak ki; öğrencilerin çalışmalarına yer veren Akdeniz İletişim Haber Ajansı’nın sitesinin yayınını da durdurdu!
AKİL olarak da bilinen ajans için haber yazan, fotoğraf çeken ve video yayınlayan öğrenciler artık bu imkandan mahrum… ‘Dekan belki bu yanlıştan döner’ diye 30 gündür bekliyorum. Ancak ne yazık ki; Dekan yanlışta ısrar ediyor ve öğrencilerin bilgi verme hakkını gasp ediyor.
Bahsi geçen sitenin adresi. Bu: akilhaberajansi.net Öğrenciler artık yaptıkları haberleri yayınlayacak bir mecra bulamıyor. Site son iki aydır güncellenmiyor. Öğrencilerin suçu ise çok büyük: Benimle ve İsmail Saymaz’la röportaj yapıp yayımlamak…
İşte Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinin haber sitesinin “kapatılması”na neden olan röportajın bir
bölümü:
51758_814x458
– Basın özgürlüğü nedir, nasıl uygulanmalıdır?

Basın özgürlüğünün kapsamı çok geniştir. İnsanların kendi düşüncelerini özgürce hiçbir baskı altında kalmadan ifade etmeleri gerekir. Burada bir noktayı karıştırmayalım ifade özgürlüğü ya da basın özgürlüğü aklınıza gelen her şeyi söylemeyi, istediğiniz herkese hakaret etme hakkını barındırmaz. İnsanlara ya da çeşitli gruplara yönelik nefret suçunu işlemeyeceksiniz, savaş kışkırtıcılığı yapmayacaksınız, ırkçılık yapmayacaksınız, insanları diline, dinine göre ayırmayacaksınız. Bunun dışında istediğiniz her şeyi özgürce ifade edebilirsiniz. İktidarlar kendilerini eleştiren gazetecileri, yazarları, düşman olarak görmemelidir. İktidarlar, basın özgürlüğünün çerçevesini genişletmelidir. Yurttaşlar eleştirel aklı kullanırsa ülkeleri gelişir. Yurttaşlar düşüncelerini eğer özgürce ifade edemiyorsa o toplumda ilerleme olmaz.

-Türkiye’deki İletişim Fakültesi mezunlarının istihdam sorunu nasıl çözülecek?

Her yerde iletişim fakültesi açılıyor. İhtiyaçtan fazla iletişim fakültesi açmak hiçbir şekilde doğru değil. Bu kadar çok arkadaşımız, bu okulu bitirdikten sonra mesleklerini nerede icra edecekler? Ak Parti iktidarı yaptığı düzenleme ile yerel gazeteleri ortadan kaldırdı. Eskiden illerde 8-10 tane yerel gazete yayınlanırken, onları kontrol edebilmek adına tüm gazeteleri birleştirdi. Geçmiş dönemde bir kentte 10 yerel gazetede 50 gazeteci istihdam edilirken, yerel gazete sayısı düşürüldüğü için artık 4-5 gazeteci istihdam ediliyor. Gazetecilik yapmak isteyen arkadaşlarımızın ne yerelde ne ulusal çapta mesleklerini icra edebilme ihtimalleri zorlaştı. Bu bağlamda iletişim fakülteleri ihtiyaca göre öğrenci mezun etmelidir. İletişim fakültesi öğrencileri okullarını bitirirken bir konuda da uzmanlaşmalıdır. Bu çevre olabilir, hukuk olabilir, uzay olabilir, sağlık olabilir, siyaset olabilir.

– Cemal Kaşıkçı olayının ülkemizde yaşanmasının nedenleri neler olabilir, Türkiye için nasıl sonuçlanabilir?

Cemal Kaşıkçı’nın bugün itibariyle Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu’nda öldürüldüğü belli oldu. Cesedinin nerede olduğunu şu an için kimse bilmiyor. Burada iki temel sorun var. Birincisi, bir insanın yaşama hakkının gasp edilmesi. İkincisi, bu olay ne yazık ki bizim ülkemizde gerçekleşti. Yani düşünün, Suudi Arabistan bir Amerikan vatandaşını gelip Türkiye’de rahatlıkla infaz edebiliyor. Bu cüret nereden alınıyor? Belli ki bu cüreti alabilmelerinin en önemli sebebi Suudi Arabistan ile girilen ekonomik ilişkiler. Suudi Arabistan bu operasyonu Amerika’da, Rusya’da veya İngiltere’de yapabilir miydi? Yapamazdı. O halde Türkiye’nin dış ilişkilerinde bir imaj kaybı ve güvenliğinde bir zafiyet söz konusudur. Bu belli ki İhvan adıyla bilinen Müslüman Kardeşler’e bir operasyondur.

– Türkiye’de nasıl bir muhalefet gerçek anlamda başarı sağlar?

Türkiye’de muhalefetin önünde birkaç handikap var. Bu handikap, Ak Parti iktidarının son 17 yılda siyaseti bir kimlik çekişmesinin içine sokmasıdır. Ak Parti bunu uzun bir süredir dini istismar ederek yapıyor. Şimdi buna birde milliyetçiliği ekledi. Yerli ve Milli sözü aslında 1980 cuntasının Türk İslam sentezinin bugüne yansımasıdır. Geçmişte Türk İslam sentezi deniliyordu. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi’nin tabanının oylarını almak için yerli ve milli sözü kullanılıyor. Siyaseti bir kimlik anlayışı içine sokuyor. Bu da partiler arası geçişkenliği zorlaştırdı. Muhalefetin en başta aşması gereken nokta bu kimlik siyasetinin dışında bir dil kurmaktır. Türkiye’nin sorunlarına yönelik çözümler üretirken bunları uygulayabileceğine yönelik bir güven vermektir. Muhalefetin temel sorunu topluma bu güveni verememesidir. Bu güveni verebildiğinde ve ben Türkiye’yi bu kişiyle ve şu kadrolarımla yönetirim dediğinde, bunu da topluma benimsettiğinde önüne konulan bu duvarı aşacaktır.

Röportajın tümünü okumak için: https://www.gercekgundem.com/siyaset/44673/yarkadas-halka-ragmen-siyaset-yapamazsiniz