Karga Gak Demeden
29-10-2019
Ömer ŞAN

Zatı muhterem, 1 milyon Liralık, yerlisiz-millisiz ‘ecnebi’ üretim makam aracı biniyor, türlü ‘tutarsızlıklar’ sergiliyor… Kadın cinayetlerine, çocuk tecavüzlerine, cinsel istismara, din hokkabazlarına, emek sömürücülerine, yalana-talana, hırsızlığa, dolandırıcılara  tek bir laf demiyor… Sigara içmek haram, diyor! Bak seeennn…

Bütün nahoşluklar dururken, buna nefes tüketmesi ve alması dahi külliyen mekruh! Peki nedir bu ‘mekruh’ bilir misiniz? Dil kökeni olarak Arapçadır. Haram gibi kesin ve bağlayıcı olmamakla birlikte, yapılmaması istenen şeydir. Sözcük anlamı olarak, ‘hoş görülmeyen, beğenilmeyen şey’ manasına gelir. Bu da zatıalileri oluyor!

Amerikanyanın grammy ödüllü komedyeni George Carlin bile çözmüş kendi içlerindeki olayı… Hani gavur, Hıristiyan ya… “Din, milyar dolarla oynar ama asla vergi ödemez ve hep daha fazlasını ister” demiş! Bizde öyle mi ya, değil di mi yani… Sigara haram!

Ne diyordu Uğur Mumcu… “Demokraside siyasi suç olmaz!”

Diyordu da, ardından da ekliyordu… “Anayasaya koymuşlar, ‘Kimse inancından, düşüncesinden dolayı kınanamaz.’ Doğru, kınanamaz, 15 yıla mahkûm olur. İnsanlar niçin hapis yatar, niçin acı çeker? Niçin Ziverbey köşklerinden, işkence karargâhlarından geçer? Bunun bir nedeni var. Daha iyi bir dünya, daha iyi bir demokrasi için.”

Peki, şimdi ne oluyor? Neresindeyiz demokrasinin?.. Uğur Mumcu öldürüleli kaç yıl oldu? Sene 1993’ün Ocak 24’ü! Geride kalan tam 26 sene! Söz verenler nerede? Bugün neredeyiz?

Tam anmışken, ‘demokrasi haftasının’ kıyısındayken bakın neler oluyor memlekette…

Sevgili mücadele adamı şair-yazar İbrahim Karaca not etmiş köşeye…

“Rize’de 1000 kişi için açılan 6 ay süreli temizlik işine, 14 bin 691 kişi başvurmuş… Yani Rize yetişkin nüfusunun yüzde 10’u!
– Bu millete, 10 sene önce, “Bakın, HES nedeniyle derelerimiz kuruyacak” dendi…
– Vuuu, bişe dersun ne dersun? Başbakanumuz Rize’nun uşağidur daa, bizum uşaumuz kendi deresinun kurumasina göz yumar mi? Dediler… Ne oldu? HES’ler yapıldı, doğa katledildi, protesto edenler dayak yedi… Ve dereler kurudu.
– Fabrika yapılmıyor, olanlar da kapatılıyor, Rize’nin yeni iş alanlarına ihtiyacı var, İkizdere’de yapılması düşünülen çay fabrikasından bile vazgeçildi! Zaten Çay-Kur da devredildi, elden çıkarılıyor, Rize iyice işsiz kalacak! Dendi 1 sene önce…
– Heee, bişe dersun ne dersun, Cumhurbaşkanumuz Rize’nun uşağidur daa, bizum uşağumuz kendi insaninun işsuz kalmasina göz yumar mi? Diye çıkışıldı… Bu yazının en başına dönün ve yazıyı tekrar okuyun: Rize’de 1000 kişi için açılan 6 ay süreli temizlik işine 14 bin 691 kişi başvurdu… Yani Rize yetişkin nüfusunun yüzde 10’u!..
Ah Rize… Ah!”

Tam da bunları toparlayıp yığınlarken köşeye… Veee… Davos başlar… Tam-tam sesleri gelirken, Amerikan emperyalizmi Venezuela’da darbe yapar!.. One minute, one minute!.. Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin ile kulak-kulağa fısıldamaktadır fotoğrafta… Chavez’e telefon eder destek verir!

¡Viva el pueblo de Venezuela!.. Kahrolsun Amerikan emperyalizmi ve terörizmi. Ve onun, dünyanın her yerindeki yerli işbirlikçileri!

Yazar-oyuncu Orhan Aydın tam bu sırada ilginç notlar paylaşır… Siyasiler de not eder duvarlarına… “İstanbul Büyükşehir Belediyesi; TÜGVA’ya 74.3 milyon TL, TÜRGEV’e 51.6 milyon TL, T3 Vakfı’na 41.4 milyon TL, Ensar Vakfı’na 29.8 milyon TL, Okçular Vakfı’na 16.6 milyon TL, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’na 16.5 milyon TL aktarmış. Kim soracak bunun hesabını? Seçimlere havale eden kaybeder…”

Falih Rıfkı Atay’ın, Çankaya-Mustafa Kemal Atatürk 1915-Çanakkale’sinden alıntı… “Erkanı Harbiye’de yapılan bir toplantıda generaller Enver Paşa’ya: “Kendinizi hiç sakınmıyorsunuz siperlerin üzerinde, askerin en önünde elde kılıç-tabanca savaşırken canınızı tehlikeye atıyorsunuz. Size bir şey olursa yerinize kim geçecek, kime güvenirsiniz, diye sorarlar… Enver Paşa, sadece kısa bir cevap verir: Sadece Mustafa Kemal’e!..”

Peki ya siz?..

Büyük hiciv ustasıydı Neyzen Tevfik… Aramızdan ayrılışının 66. yılında saygıyla anıyorum… Kısaca efsaneleşmiş satırıyla… “Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır./ Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır./ Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,/ Kürsî-i liyâkat, pezevenk puşt olanındır!”

            Özür…
            Yeşil-mavili güzide kulübümüz Ç.Rizespor’a gönül vermiş bir Kongre üyesi olarak, geçen 29 senede elimden geldiğince hiç bir Kongreyi kaçırmadım. Her seferinde aklım yettiği, dilim döndüğünce olması gerekenleri, eksik ve hataları anlatmaya çalıştım. İlk kez bu yıl, malum durum ve sıkıntılar nedeniyle bu Kongreye gidemedim! Tüm yeşil-mavili camiamızdan özür dilerim!..

Ha bir de, ‘Milli’ olan eğitimin önceleri bir bakanı var idi AKP’li, çıkmış bir yerlerde ‘mahşerde berat almak için partililerine destek verilmesini’ istemiş, sonra da yok öyle demedim falan demiş… Berat’ı o alsın!.. Biz cehennemi aldık, en babasından! Gerekirse parasını ödeyerek Martin Luther gibi…

Mekruhatla da işimiz olmadı, olmayacak!