Karga Gak Demeden
19-02-2019
Ömer ŞAN

Kibirli ve Bay Kemal’li!..

            Her şeyi bilen, her şeyi yapan, kendinden öncesini silen, sonrasına da ‘tufan’ gözüyle bakan, bırakın aylar seneler öncesini ve dahi saatleri… Dakikalar önce söylediği birbirini tutmayan!

Aslında işin aslı Almanlardan geliyor… Bildiniz mi, ‘Büyük Yalan Teorisi’ni… Ya da yaygın olarak bilinen adıyla ‘Goebbels’in Prensibi’ni… Hah işte ondan!

E tabi, defalarca kanıp-kandırılan, her önüne konana inanan, ‘habu ne diyi şini, manyak midur’ diyordur içinden ama içini de boşaltıyorlar, haberi yok!

İşte bunları, bu toplumu, bu güzelim insanları bu hale getiren o kibir abidesi, bu durumuyla milletten gerçekten iyice kopmuş! Şimdilerde mitinglerde ‘satın alma gücünden’ bahsedip duruyorlar. Eee milletin satın alma gücü tanzim satışlara düşmüş, 2 kilo ucuz soğan-patates, domates-biber için saatlerce kuyrukta bekliyor.

Ne deniyordu bu duruma, ‘gözünüz var görmüyor, kulağınız var duymuyorsunuz’ değil mi? Yazık mı, Yazık!

Bir de ufacık minicikler var ötede beride öttürülüyor… Yeter mi? Yetmiyor… Millete, ‘zillet’ diyen, ‘zilletin’ kendisidir! Muhalefete ‘çukur’ diyen, ‘çukurun’ kendisidir! Kendinden olmayana ‘pislik’ diyen, ‘pisliğin’ kendisidir!.. Diyor, ‘kem söz sahibinindir’ diyen atasözlerimiz…

Başka söze gerek var mı?

Onuncu Yıl Marşını dahi tersine çevirdiler, ‘Demir ağları ‘gömdük’, anayurtta ‘sil baştan’ diyorlar için için!

Kadınlarımız var ya… Nazım’ın, Kurtuluş Savaşı Destanı dizelerinde can verdiği… Şimdi tutsak edilmek isteniyor ya…

Unuttunuz mu, evlilikte resmi nikâh zorunluluğunu ve tek eşle evlilik esasını getiren, kadınlara istedikleri mesleğe girebilme hakkını veren ve mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadınla erkeği eşitleyen Türk Medeni Kanunu’nun çıkarılmasını… Önceki gün 93. yıldönümü idi ha…

Umurunda mı, Cumhuriyet’i ‘reklam arası’ olarak gören cenahın?.. Değil… Ama o kadına tanınan bu hakların üstünden onları ezmeye varlar!

Yalova’ya bağlı Kadıköy Belde Belediye Başkanı ve AKP’li Belediye Başkan Adayı Mehmet Şahin, camide kahvaltılı toplantı düzenledi ve seçim propagandası yaptı. (Haberlerden.)

Sonra da, ‘Ne Oldu’ diyorlar… Camiler sizin kahvaltı salonunuz, AKP’nin seçim bürosu mudur? Derhal bu aymazlıktan dönün! Görmeyen siyasilerin gözüne girsin…

Tam da bunları analizlerken… Hele bir isim var ki! Bugüne kadar memleketin başına gelmiş en bölücü, ayrıştırıcı, fitne-fesatçı, ağababasından da ‘ağar’ meczup! Dün, Erdoğan’a sövüp siliyordu, bugün Kılıçdaroğlu’na atıp duruyor! Toplumun mal ve can güvenliği, huzur ve refahını sağlamak gerektiği makamda duruyor ama halkın arasına kin ve nefret sokuyor!..

Ama Türk Medeni Kanunu’nun bu ülkeye sunan zamanın Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un hazırladığı, kanun gerekçesinde, “Yasaları dine dayanan devletler, kısa zaman sonra memleketin ve milletin isteklerini tatmin edemezler. Çünkü dinler değişmez hükümler ifade ederler” diyordu. O Bakandan, bu bakana!

Bir başkası, damat yanından askerliğini bedelli şekilde 21 günde tamamlayan Bakan Berat Albayrak ise, “Tarlada 2 Lira olan domates şehirde nasıl 8 lira oluyor” diye sormaz mı…

Yanıt, gecikmiyor elbette vatandaştan… Fabrika’dan 23 Liraya çıkan ‘rakı’ bayide nasıl 145 lira oluyorsa… 1,8 Liraya çıkan sigara markette nasıl 15 lira oluyorsa… Ve 150 Liralık elektrik faturası nasıl 253 Lira oluyorsa…

İşte öyle oluyor, diyor! Vatandaş.

Yağmurun, çayın ve sırtı lacivert hamsilerin memleketi Rize’de, işsizlik girdabında can çekişiyormuş…. Ama iktidarın siyasilerine ve yandaşlarına göre, iş var, çalışan yok… Bakın mesela, 60 kişilik iş için toplam 15 bin 641 kişi başvuruda bulunmuş! Sadece ve sadece 10 kişilik temizlik işi için ise 12 bin 571 kişi başvurmuş!

Nasıl? Güzel mi keyifler… Hayaller gerçekleşiyor mu birer birer?

Ve unutmadan… 22 Mart 1992’de, dönemin Başbakanı Özal’a yazdığı mektupta, “Çekiç güç, pkk ile birlikte hareket ediyor. Bölgede yurttaşların göçe zorlanması, terör örgütüne alan açıyor. Özel kuvvetler içinde yanlış tasarruflarda bulunanlar var” demişti. Orgeneral Eşref Bitlis… Ve kaza süsü verilerek katledildi, 17 Şubat 1993’te!             Ardından bir başka Orgeneral, Genel Kurmay Başkanlığı yapmış İlker Başbuğ… Türk ordusunun, milleti ve devletinin en mahrem yeri için konuşuyor… FETÖ’nün kumpaslarını yok sayarak… “Bugün olsa yine açardım” diyor… Ve birkaç gün sonra şaşıyor, ‘Kozmik Oda’yı açardım’ ifadem maksadını aştı, geri alıyorum…” diye ekleme yapıyor şaşkınlığına…

İyi de bre, derdest edilmiş, hapse atılmış, haksız yere suçlanarak, cezaevlerinde yatmış olan komutan!.. O yaptığından dolayı olanları, yaşananları geri alabilme olasılığın da var mı? Ne anlatıyorsun? Suikastlar, devlet sırları, intiharlar… Vicdan varsa, kalın baş başa…

‘Bay Kemal’ dedi, ‘Bana bak Muharrem’le devam etti ve yeniden başa döndü siyasetin nabzı… Olmasaydı ne olurdu? FETÖ kafese girer miydi yandaşın yalanında…

Kim yaptırmışsa iyi tutturmuş Goebbels’in Prensibi’ni!