İnsanlar çoğu kez içinde bulundukları nimetlerin değerini bilemez, nankörlük ederler. Ülkemizde de  içinde yaşadığımız tüm güzelliklere, huzur, barış, kardeşlik ve refah ortamına ragmen hallerinden yakınıp duruyorlar.

                    Bunlara kesinlikle hak vermiyorum dostlar.

                    Eskiden bizim de  ulusça çok zor günlerimiz oldu elbet. Yine de deneme-yanılma yoluyla da olsa, son yıllarda doğruyu bulduk.
Camilerinden kilimleri çalınan köylülerin bulduğu pratik çözümü bilmeyeniniz yoktur sanırım. İşte o çözüm yolu, bizim de  toplumsal kurtuluşumuz oldu. 

Son 14 yıldır, çok akıllıca  seçimler yaptık. Hamdolsun ki başımızda Allah’a Kuran’a böylesine yakın bir iktidar var. 

Velinimetlerimiz sayesinde, mezhep işini ABD ile Rusya’ya ihale ettik. Bizim artık mezhep diye bir derdimiz yok.

Ömrünce ırk,din,mezhep ayrımı yapmamış bir büyüğümüzün, gayet haklı biçimde buyurdukları gibi:”

“Bizim Şiilik diye bir dinimiz yok. Bizim Sünnilik diye de bir dinimiz yok. Bizim tek dinimiz var o da İslam’dır” 

Şimdi Şii Rusya, Suriye’deki  Müslümanları; Sünni ABD ise hem Suriye, hem de Irak’taki Müslümanları terbiye ediyor.

 

                  İktidarımız sayesinde ne zamandan beridir yağmurda çamurda, kış kıyamette cami kapılarında cihad naraları atmak, işgalcileri, Müslüman katillerini lanetlemek; kâfir bayraklarını, Obama, Rabin, Putin kuklalarını yakmak zorunda kalmıyoruz. 

Onlar sayesinde Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Yemende kurban edilen din kardeşlerimiz için; gönüllerince ve inançlarına gayet uygun yaşayabildikleri cennet vatanlarından; gerçekte birer cehennem olan  küffar ellerine sığınmak için denizlerde can veren binlerce cennet kaçkını  sığınmacı için gıyabi cenaze namazları kılmak, mevlid okutmak zahmetine girmiyoruz.

Ne mutlu bize ki artık lokmalar boğazımıza düğümlenmeden soframıza oturup yemeğimizi yiyebiliyoruz. Huzur içinde yatağımıza yatabiliyor, toz pembe rüyalar görebiliyoruz.

Bundan daha büyük nimet olur mu dostlar

Nankörlük etmeyelim. Büyüklerimizin kadrini bilelim.

                   Oturup kalkalım, bize bu günleri yaşatan büyüklerimize dua, halimize hamd ü sena edelim. Bundan büyük saadet olur mu? 

Salih ALTUN