hod2 

Atvin Merkez Aşağı ve Yukarı Maden Köylerini içine alan yaklaşık 7 bin 500 hektar alanda madencilik faaliyetinde bulunmak için sondaj çalışması yapan maden şirketine karşı açılan davanın 2. Bilirkişi heyeti keşif için Yukarı Maden Köyü’ne geldi.

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Artvin Faal Gazeteciler derneği Başkan yardımcısı Sami Özçelik ve az sayıda Hod halkı katıldı. Yine yoğun güvenlik önlemleri altında gelen heyet Meydanlar Mevkii’ne giderek burada incelemelerde bulundu. Bilirkişi heyeti Avukat Metehan Özkan’ın yanı sıra köy halkının savunmalarını dinledi. Önceki heyetin aksine, çok kısa süren bir keşif oldu. Bilirkişi Heyeti’nin raporu bekleniyor.

HODLULAR SAVAŞ NEDENİYLE İKİ KEZ MUHACİR OLDU GERİ GELDİ

Bilirkişi heyetine madenin Yukarı ve Aşağı Maden Köyleri’nin yanı sıra civardaki yerleşim yerlerini tümden yok edeceğini anlatan Emekli Öğretmen Abdullah Aydın, “Burası yüz yıllardır insanların yaşadığı, milyonlarca yıldır bitki ve diğer canlıların yaşadığı bir havza ve yaşam alanıdır. Buradaki insanlar Gerek muhacirlik döneminde, gerek kurtuluş savaşı döneminde 2 kez büyük göçlere maruz kaldı. Hot halkı her ikisinde de köylerini, yaşam alanlarını terk etmedi. Onca yolları geri döndü, yerine, evine, bağına, geçmişine, geleceğine sahip çıktı. Ama şimdi bu maden projesiyle sonsuza dek köylerini, yerlerini kaybedecekler.

Artık bir daha geriye dönebilecekleri bir yaşam alanları kalmıyor. Bu insanlar mağdur oluyor. Onun için şu soruyu soruyoruz; Buradaki insanlar, doğa ve canlılar için ne gibi bir projeleri var? Burada siyanür havuzları kurulacak, tüm yaşam yok olacak. Madencilerin en çok ihtiyaç duydukları şey su… Bu dere de yok oluyor. Yani bu insanlar, arazileri, geçmişleri ne olacak?” dedi. Onun için burada maden çıkarılması durumunda köy, canlı yaşamı hiçbir şey kalmayacak.”dedi.

ABDULLAH AYDIN GİBİ YÜREKLİ İNSANLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM

Abdullah Aydın’ı dinleyerek duygulanan Çulhaoğlu Şarküteri’nin sahibi Hülya Dokur, “Hocama duyarlığı için teşekkür ederim. İstanbul’dan kal kip gelip te toprağım yoksa anılarım mezarların ve dostlar im var deyip bizi burada yalnız bırakmadı. Taşı, toprağı, arazisi, evi, barkı olup ta kiraya veren sondaj yaptıran işsizim diye köyünün yok olacağını bile bile madende çalışan ve ķöyde oturup Artvin’de olup ta bugün böyle bir günde bizim yanımızda olmayan Hodlu kadını erkeği genci emeklisinden daha duyarlıdır gelip hâkim karşısında Hodumu savunan birkaç yürekli insanımızdan biri olan bilgilerini kullanan hocama Hod ve kendi adıma teşekkür ederim.

Gerçek okumuş ve vatanın ne olduğunu bilen öğretmen diyor ki okumuşlar örnek olabilir. Belki okumak bunun içinmiş doğduğum ve doyduğum toprakları satmak kiralamak yok oluşa sürüklemek değil, sahiplenmektir. Okumak milli değerlere değer katmaktır.

Abdullah Hocam gibi her Hodlu böyle olsaydı bugün bu sorunları hiç birimiz yaşamazdık. Haram para hiçbir yerde örtülü kalmaz. Yiyeni de aracı olana da ne burada nede öteki dünyada tarafta rahat veri. Şimdi aklanmaya çalışın aklanabilecek misiniz? Abdullah hocam sizden çok öğreneceğim daha çok şeyimiz var. Bunu biliyorum sonsuz teşekkürler.”dedi.

Hod maden davasının avukatlarından, kendisi de HOD’lu olan Mete Han Özkan, proje uygulanmaya konduğu taktirde sonsuza kadar yok olacak olan HOD için hukuki ve demokratik haklarını sonuna kadar kullanacaklarını söyledi.

Haber: Sami ÖZÇELİK