Karga Gak Demeden-08-11-2016

Ömer ŞAN

            Şimdi çıkıp da işin içinde iş aramayın. Hele öyle ‘dış mihraklar’ lafına da hiç bulanmayın! Ne varsa içimizde var. İti de, kopuğu da, yavşağı da, işbirlikçisi de, yiğidi de, ne ararsanız hepsi içimizde, sizde, onda, bunda… Bu toplumda.

            He defasında uyardık… Bu ülkenin kurucusu, önderi ve lideri… Aynı zamanda bir Osmanlı Paşası, siyasi ve kültürel dehası, sadece devlet adamı değil, devletin de kurucusu…

            En başından beri uyarıyor! Diyor ki, şunları-bunları yaparsanız, başınıza bunlar-şunlar gelir! Kurtuluşunuz da şudur: Çağdaş, Demokratik, Laik, Halkçı, Sosyal Hukuk Devleti!

            Ancak, bazı beyni basmazlar hala İngiliz emperyalizminin, mandacılığın ve hatta şimdilerde ‘üst akıl’ denilenin peşinde.

            Biliyorlar ki, peşine düştükleri hayal aynı zamanda bütün terör örgütlerinin, Kurtuluş Savaşında yenilip, ‘geldikleri gibi giden’ 7 düvelin de, FETÖ’nün de PKK’nın da istediği şey! Hem de birebir.

            Cumhuriyet’i ve kazanımlarını ortadan kaldırmanın peşindeler ve tabii ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk hedeflerinde.

            Osmanlıcılık hayalleri kuranlar da aynı hesabın bir parçası! Osmanlı dışında bir padişah ve halife geleceğini sanıyorlar, kandırılıyor ve kandırıyorlar.

            Yahu adam çocuklarını boğdurdu, kardeşlerini katletti, babasını tahttan indirip boğazlattırdı… Sırf sülalenin bekası için! Bırakır mı o tahtı sanıyorsunuz he?

            Tam da bunları yazıp yoğrulur, haşrolurken yedi ceddimizle… Bir de ne haberi geldi bilin bakalım! Üst düzey bir ABD askeri yetkili, bundan böyle Türk Genelkurmay Başkanlığı’nda görev yapacakmış!

            Şimdi ne oldu he? Bunca kargaşa, girişim, kalkışım derken TSK’yi ABD’ye mi bağladık? Nedir bu? Hem de ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar görüşmesinden çıktı bu karar.

            Serbest köşe, atın… Ama içinizden olsun! Sonra da başınızı yana çevirip, hiç bir şey olmamış gibi ıslık çalın.

            Ardından gece yarısı yalanlama geldi TSK’den ama… Gelelim bizim yan köşelere…

            Trabzon’da AKP içindeki ‘ihale takipçiliği’ iddiaları ayyuka çıktı. Gazetelerde yazıldı, muhalefete taşındı ama askıda kaldı. Hatta yetmedi, suçlanan şahıs, suçlayanları ‘Allah’a havale’ etti, ‘ekmek parası’ dedi bir de!..

            Ne diyeceksiniz? Atış serbest gene!

            E Rize’de durum nedir? Aylar önceden yazdık, dedik ki ‘ihale takipçiliği yaptığı’ ileri sürülen bürokrat eşleri var! Ha bire personel değiştirilen kurumda işlerin takibi için bir de yeğen görevlendirilmiş!

            Yetmemiş, özel araç ve korumalarla esnaf alışverişine giden hanımefendi, ‘kredi kartlarında limit olmadığı’ gerekçesiyle borçlanıyormuş! Doğal olarak alacağını takip edip isteyen esnaf ise azarlanıp, geri gönderiliyormuş!

            E daha önceleri de var tabii ki, ‘Trabzon’daki medya-tanıtım’ işlerinin yansıması Rize’ye de vurur elbet! Plaj olmaz, turistik tesis, olmadı otel işine girişilir, hibeden teşvik alınır, güzelce de kıyıdan kenara çıkılır!

            Ondan sonra, ‘at binenin, kılıç kuşananın’ he mi? Peşine de ‘işini bilen zat’ ekle…

            Ya sonrası ne olacak. Mesela Rize Belediye Başkanlığından atılan sms’de “Dolandırıcılık maksadıyla belediyemiz üst yöneticilerinin bilgisi olduğunu ifade ederek, sizleri arayıp, bankaya para yatırmanızı söyleyenlere itibar etmeyiniz” ifadelerine yer verildi. Acaba sonucu nedir? Kimdir? söylenti ve iddialarla bağlantısı var mıdır?

            Çok merak mı geldi size! Ha merak, ha merak… Sonunda, tövbe estağfurullah!

            Geçen hafta başlayan Cumhuriyet Gazetesi operasyonu ve ardındaki milletvekili tutuklamaları çok ilginç geldi. Sanki birileri hala birilerini kandırıyor, komplo kuruyor ve altını oymaya çalışıyor! Çok dikkatli olunmalı.

            Eleştirilere balıklama dalan Başbakan, ders çıkarmak yerine özellikle de CHP’yi suçlamayı öne alıyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise yanıt veriyor: “PKK, Binali Yıldırım Bey’e saldırmadı, bana saldırdı. Teröre ve teröristlere kucak açanlar, çadır mahkemeleri kuranlar sizsiniz!”

            Ne oldu şimdi? Habur girişlerinde neredeydiniz? Çözülme süreçlerinde de yok mu idiniz? Hadi ordan…

            Daha da ilginci, tam da o gün yazdık, ‘Görevi kötüye kullanma ve casusluk’ gibi 10 ayrı suçtan soruşturma açılıp, Yargıtay’da 67 yıla kadar hapisle yargılanan Savcının yaptığı iş!

            Meğerse durum bu. Ama Adalet Bakanı da hayret etmiş, ‘talihsizlik’ demiş FETÖ’den yargılanıyor olmasına savcının.

            Tam da bunların arifesinde köyde kahvede oturmuş konuşuyoruz amcayla her türden. Ama endişeli…
“Yahu anladuk. At da bizum. İt da bizum da… Habu birbine karışan izler kimun?” Dedi birden bire. Hoş, biz de soruyoruz ya ne zamandır…

            Bu ülkenin kurucusu, Çanakkale’nin komutanı, Kurtuluş Savaşının mimarı ve Başkomutanı, ebedi Lider, bu ulusun Önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ne diyordu 1929’da… “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.” Nokta… Ama gazeteciler ha!

            Anıyoruz bir kez daha özlemle, saygıyla, rahmetle… Unutmayız, unutturmayız merak etmeyin! Ruhun şad olsun!