Sosyal demokratlar, sosyalistler göz göre göre alanı boş bıraktılar, AKP’de o boşluğu doldurarak hükümet oldu, şimdi de parti devleti olma yolunda…
Sol kesimin göremediği birkaç önemli noktayı ikinci defa sizlerle paylaşacağım. Türkiye’de bu tespiti derli toplu bendeniz yapmışımdır.
 
 ABD menşeili iktidarlar aynı zamanda birbirlerinin devamıdır. Birisinin bıraktığı yerden diğeri başlar.
 
 Şimdi irdeleyelim
 
 İlki;
 
 Sol 12 Eylül sürecinde komple içeri alınmıştı.Dışarıda ki bütün alanlar sağcılarca doldurulmuştu. Solcular da azar azar bırakılmaya başlamıştı. Ancak çoğunun çalışacağı, eve ekmek götüreceği alan kalmamıştı.
Sistem bir kaç alanı sanki özellikle solculara bırakmıştı. Örneğin kooperatifçiliği…
Kooperatifçiliği özellikle solculara bıraktıklarına inancım sonsuzdur. Çünkü onlarda biliyorlar ki, kapitalizmi alt edecek en büyük faktör halkın kooperatifleşmesidir.
Tam “benim memurum işini bilir” sürecinde solcular kooperatifçilik yapmaya başladılar.
Bir; Solcuları yolsuzluğa alıştırarak sistemin içine alacakalardı…
iki; Kooperatif müessesesini kirleteceklerdi…
Bunu başardılar.
 
 İkincisi;
 
 DİSK malumunuz 12 Eylül faşizmi tarafından kapatılmıştı. Solcular TÜRK-İŞ’in bazı şubelerinde daha aktif olmayı hatta yönetimleri ele geçirdiklerini biliyoruz.
Ayrıca TÜRK-İŞ içerisinde çok kapsamlı çalışmalar başladı. Toplantılar yapılıyor ve muazzam da rağbet var. Hedefte sendikaların yönetimlerini ele geçirmek var. Hatta TÜRK-İŞ yönetimini bile…
Seçimlere hazırlıklar bile başladı. Bendeniz de hasbelkader o birlikteliğin içinde idim.
Ne mi oldu?
Kapitalizm korktu…
Devlet korktu…
Hükümet korktu.
DİSK’i açtılar.
Biz mi ne olduk?
Tarumar olduk ne olacaktık…
Hemde ürken sürü gibi dağılmıştık…
DİSK’e kaydı bizimkiler… Oyuna geldiler yani…
Oysa TÜRK-İŞ ele geçtikten sonra faaliyete geçebilirdi DİSK…
DİSK’in yönetimlerini de hep ensesi kalınlar ele geçirdiler…Palazlanmış solcular yani..:
 
 Üçüncüsü de;
 
 DİSK gibi CHP’de kapatılmıştı 12 Eylül sürecinde.
Sosyal demokratlar bir kaç denemeden sonra SHP’de karar kılmışlardı.
SHP, 1989 Yerel yönetimler seçimlerinde diğer partileri adeta ezmiştir.Belediyelerin çoğunluğunu almıştı.
Bu süreç içinde SHP kurumsallaşmıştır. Taban onu kabullenmiş, CHP’yi aramamıştır bile.
Ancak “su uyur düşman uyumaz” 1992 yılında CHP’nin yeniden faaliyetine izin vererek ikinci yerel yönetimler seçimlerinde solun ayrı ayrı seçime gireceğini ve böylece kendileri yerel yönetimleri yeniden geri alacaklarını hesaplamışlardı. Bu tezgahı ANAP kurmuştu. 1994 Yerel seçimlerinde ANAP silindi, SHP, CHP’nin sayesinde kaybetti, aradan Refah Partisi fırladı…
 
 Sağ hem devleti yönetiyor, hem de kendisini sol olarak tanımlayan partileri ve sendikaları.

O yüzden bu günü yaşıyoruz!
 
 Ve bu tespitleri yaparak yarına dair politika üreten hiç bir sol partinin olmadığını da görmekteyiz.
 
 Başkan mı?
 
 İşte bu tespitleri yaptım ki kenetleşelim ve yeniden kurtuluş mücadelesi gibi destan yazalım.
 
 Başkanlık oylansa bile, “o” başkan olamayacak…

VE SOLUN KIRILMA ANLARI!

2 YORUMLAR

  1. Yapılan değerlendirmelerde amacı aşan ifadeler olduğunu düşünüyorum. Bazı solcularda zuhur eden sol ahlak ve adaba aykırı davranışları bütün bir solun ‘kırılma’ noktası olarak değerlendirmek sola ve solculara haksızlık olur. Bu tür davranışlar bereket bütün sol ve solculara sirayet etmedi. Bazı ‘solcular’la sınırlı kaldı. Asıl sol iskelet hep dik durdu… kırılma noktalarını buralarda aramak doğru değil.
    Solun kırılma noktaları aranacaksa siyasal kırılmalarda aranmalı bence… liberalizm, ulusalcılık, ve kürt siyasal hareketi ile ilgili yaklaşımlar, postmodern etkikeşimlerdedir asıl kırılma noktaları.

    Liberal ve postmodern etkilerle; derme çatma, ve disiplinsiz örgütsel yapılarla, mücadaletyi ‘insan hak ve özgürlükleri manzumesi’ diye tanımlayabileceğimiz; etnik, dinsel ve mezhepsel kimlik mücadelesi alanına hapsettik. Bu cümleden olarak ya kürt siyasal hareketinin stepnesi durumuna düştük, ya da onun tam karşısında yer alıp bğtün demokratik hak ve özgürlükleri inkâr ettik.
    Solun bu gün içinde bulunduğu halden buralarda yapılan hataların dışında bir yerde hata aramak yanlış olur, eksik olur…

    • Bu dedikleriniz sadece sosyalist sol için geçerli olur, benim bahsettiğim daha genel ve ağırlığı sosyal demokratların oluşturduğu bir soldu. eçime giren ve yerel yönetimleri RP’ye kaptıran. Politik tartışmaya girersek solun daha dahası var. Tartışılmayan bir devrimci Yol yenilmişliği var ve bunun hesabını ne soran oldu, ne de veren oldu. Buraları fazla karıştırırsak top yekün bir tartışma başlar.

Comments are closed.