Özer Topçu
8 Ocak 2017
Kafaları karışık adamlar tarafından yönetilen Türkiye…
Zil zurna sarhoş adamın otobanda kamyon sürdüğü gibi yönetilen Türkiye…
Sahi siz ne içiyorsunuz?
Hepiniz bir avuçsunuz, iki avuçta taraftarınız var. Bunların hepsi ağızlarını açmış ellerinize bakıyorlar ne atacaklar diye.
Birde çabuk atsınlar diye sabah akşam alkışlıyorlar. Kefen giyenlerde vardı ilk zamanlar. Ölümeyi bayılmak sanıyorlarmış meğer. Galiba birileri onlara anlattı ölmek bayılmak değildir diye..
Ülkede devlet politikası diye bir şey kalmadı. Dün dediklerini bu gün rahatlıkla değiştirebiliyorlar.
Cidden bu sürece bir şekilde dur demek gerek!
Artık zamanıdır kıral çıplak demenin.
Bir masum çocuk yok mu bağırsın kralın çıplak olduğunu.

O hikayeyi burada anlatmalıyım, bir çok okur bilsede ülkemizle yakından ilgili hikaye şöyle:
Kefencilere okutun lüffen…

Günlerden bir gün komşu ülkenin kralı kendisini ziyeret etmek istediğini bildirmiş. Elbette ki, bizim kralın ilk aklına gelen yine ne giyeceği olmuş. Hemen adamlarını çağırtmış.
“Tüm dünyaya haber gönderin” demiş. “Öyle bir elbise istiyorum ki,dünyada bir eşi daha olmasın. Bana böyle bir elbise dikecek terziyi zengin edeceğim. Misafirlerimi karşılarken bu elbiseyi giyeceğim.”
Kısa bir süre sonra,haber her yana yayılmış. En iyi terziler, ellerindeki kumaşlarla, saraya gelmişler. Hepsi yapacaklarını krala anlatıyormuş. Ama kral anlatılanlardan hiç birini beğenmiyor;
“Çok daha güzel olmalı !” diye bağırıp duruyormuş.
Sonunda çok genç bir terzi çıkmış kralın karşısına.
“Sen ne getirdin bakalım” diye sormuş kral. Terzinin genç ve tecrübesiz duruşu kralın umudunu iyice kırmış.
“Benim getirdiğim çok özel sevgili kralım” demiş genç terzi. “Size öyle bir kumaş dokuyup,öyle bir elbise dikeceğim ki, sizden önce kimse böyle bir elbiseyi giymemiş olacak.”Kral bu sözlere çok şaşırmış.
“Ancak bir şartım var” demiş genç terzi. “Giysiyi bitirene kadar işimize hiç kimse karışmayacak.”
Kral aradaığını bulmanın sevinciyle kabul etmiş bu şartı. Hemen iki kese altın verip;
“Çabuk olun o zamana!” diye emretmiş.
Genç terzi hemen başlamış çalışmaya. Ertesi gün iki kese altın daha istemiş kraldan. Kral hiç itiraz etmeden vermiş altınlarını. Aradan günler geçtikce, kral genç terzinin dokuduğunu söylediği kumaşı merak etmiş. Sonunda dayanamayıp, çalıştığı odaya girmiş. Genç terzi tezgahın başında harıl harıl çalışıyormuş. Kral sessizce bir süre izlemiş,bir şey göremeyince;“Demek bunca zamandır boş oturdun ha !” diye kükremiş. “Kese kese altınları ben boşun amı verdim sana !”
Terzi sakin ve kendinden emin;
“Saygıdeğer kralım” demiş. Bu kumaşı sadece akıllı insanlar görebilir. Bakın ne kadar da güzel oldu. Öyle değil mi?”
Kral ne diyeceğini şaşırmış. Aptal durumuna düşmemek için;
“Evet evet çok güzel”demek zorunda kalmış ve hızla çıkmış odadan.
Kralın elbisesi şehirde kualktan kulağa dolaşır olmuş. “Sadece akıllılar görebilir !” İnsanların merakı bunu duydukça daha çok artıyormuş… Sonunda tören günü gelmiş. Halk toplanmış, hazırlıklar bitmiş.Terzi kralı soymuş ve gerçekten varmış gibi üzerine bir elbise giydirmiş. Sonrada karşısına geçip;
“Çok şık oldunuz efendim” demiş. “Muhteşemsiniz.”
Kral genç terzinin bu iltifatları karşısında, aynada gördüğü çıplak bedene hiç aldırmadan;“Eline sağlık, çok güzel olmuş” demiş.
Kral yeni elbiseleri ile çıkmış saraydan. Dışarda toplanan halk kralı çıplak görünce çok şaşırmışlar. Ama kimse cesaret edip krala gerçeği söyleyememiş. Birden küçük bir çocuk haykırmış;
“Kral çıplak !”Ardından cesaretlenen halk, gülmeye başlamış. Kral geç de olsa gerçeği böyle acı bir şekilde anlamış.
Şimdi de birisi çıksın ve desin ki;
Aptallara başkan görünüyorsun!

Artık bizde gülelim mi?
Gülmemiz için;
Onuru ve haysiyeti olan milletvekilleri istifa etmeliler.
TBMM’ni devre dışı bırakan Recep Tayyip yönetimi bunu hak etti. Hiç bir şey üretmeyen milletvekilleri fakirin fukaranın sırtından para kazanmasınlar. Kanun Hükmünde Kararnamaler ile ülke yönetilecekse, yasama yasa yapamayacaksa milletvekili niye var?
OHAL başkanlığın yol hikayesini yazıyor. Recep Tayyip Erdoğan başkanlık propagandasına başladı. Başsız kıçsız bir ülke oldu çıktı. Yasa, kanun, ahlak kalmadı velhasıl…
Recep Tayyip Erdoğan’ın müritleri “CHP ile HDP bir, MHP ile AKP’de bir” şeklinde propaganda yapıyorlar.
Ancaaaaak halktan Bahçeli’ye büyük tepki var. Halktan Tuğrul Türkeş’e büyük tepki var. Ben demiyorum halk diyor ki ” Bahçeli kucağa oturdu”… Bunu diyen bir kiş on kişi değil, yüzlercesi böyle diyor ve lanetliyorlar.
Aldığım olgu şu;
Recep Tayyip Erdoğan bir çok sebep göstererek başkanlık sürecini gündemden kaldıracak.
Parayla alanlara toplayıp alkışlattıklarına bakmayalım, gerçek halk Recp Tayyip Erdoğan hakkında çok olumsuz şeyler konuşuyorlar. Sandık kurulsa bile kaybedecek, gerisi kuru gürültü.
Şu an hesaplanamayan bir şey daha var. Kıbrıs’tan dolayı Yunanistan ile sıcak süreç başlayacak.
Dış politikada ki tutarsızlık şimdi Rusya ile sürdürülüyor. Rusya kullanılıp atılacak bir ülke değildir. Eğer bu aklı eveller öyle düşünüyorlarsa pes derim. İsmet İnönü’nün o meşhur sözünü hiç okumamışlar sanki “Ayı ile yatağa girilmez” demiş, bitti.

İki gündür Sürmene Ormanları yanıyor. Bir Katar Şeyhi geçti oradan çünkü… Karadeniz’de yazın orman yangını çıkmazken ne garipse kışın en cafcaflı zamanında yangın çıktı. Karadeniz’de bu mevsimde ormanı yakmak isteseniz dahi yakamazsınız. Artık siz düşünün kaç ton yanıcı madde kullanarak orman tutuşturuldu…
AKP, ne kadar olumsuzluk varsa hepsinin ilklerini yaptı bu ülkede.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı daha büyüğü ne olabilir?
Terörist dedi yapanlara. Oysa iktidar ortağı yaptı. İki ortak ayrılırken iktidarda kim kalacak savaşıydı, 15 Temmuz… Şu an savaş bitmiş değil, hala iktidarda kimin kalacağı belli değil.

Kanun Hükmünde Kararname ile liyakat tarihe karıştı. Astsubay mı olmak istiyorsun, ne okuluna ihtiyaç var ne de başka okul okumaya, okur yazar ol yetiyor. Onu da sözlü mülakatı yapanlar test edecekler AKP’ye oy verecek kadar okuyabiliyorsa sorun yok.
Lise mezunu cumhurbaşkanı olursa elbette bu Kanun Hükmünde Kararnameler meşrulaşıyor.
Meclise gerek yok.
Yargıya gerek yok
Yürütmede tek kişi oldu mu hepsine yetiyor, diğerlerine ne gerek var?
Hatta kadroları da boşaltmak gerek…
Olmadık zamanda olmadık bir karar alırlar neyine senin, kapat gitsin hepsini..
Ve ben bunu içten diyorum.
Aslında zorlansa doktorların yaptığını da yapacak.
Böyle vatansevere can kurban. Herkesin işini tek başına yapıyor. Umarım bir gün annelerin işini de yapmaya talip olurda annelerde rahat eder…

Ali yazar Veli bozar
Küp suyunu çeker azar azar
Üzülmüşüm neye yarar?
Keskin sirke küpüne zarar.

Bu dörtlük sadece şarkı sözü değil, milyonlarca hayat deneyimi sonucu oluşmuş ata sözüdür…
“Adın ne oğlum?” ” Sert Ali” “sende yumuşarsın oğlum sende” diyor bir başka ata sözü…
Yasa yapmayacaksa Milletvekiline ne gerek?