Karga Gak Demeden-17-01-2017
Ömer ŞAN

 Babadan Anayasa

Ne derseniz deyin… İnce hesaba gerek yok! Neredeyse bin 400 yılı aşan bir süredir inandığı dini, İslam’ı anlamayanlardan, daha yüz yılını doldurmaya namzet Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinin ve Atatürk’ü anlamasını beklemek… Ne kadar akılcı ve mantıklı olur? Arzu Tali’nin uyardığı gibi en azından…

Mesela bakın şimdi… Açılıp saçılma sürecinde bölücü terör örgütü PKK konusunda yanılan, iktidar süresince ‘hizmet adı altındaki’ FETÖ/PDY konusunda aldatılan, petrol ve sınırların güvenliğiyle teröre karşı ‘öfkeli gençleri’ IŞİD konusunda yanıltılan, dış politikada ise özellikle Suriye ve Esad’da da yanılanların şu son gelişmelerle ‘tek adamlık’ konusunda aldatılıp, yanıltılmayacağına garantisi olan var mı?

Hele dolmayan ‘dolar’ ve ‘terörist’ döviz taşıyıcılarını hiçbir yanımıza koymuyoruz bile! Sadece Cuma değil, hepinize haftanın her günü ‘Hayır’lı olsun! İyi mi?

Meclis’teki tarihi ve ‘İbret’ alınacak görüntüleri tartışmaları izleyebilirken; birilerinin eften püften toplantılarının ve hatta Cumhurbaşkanının muhtarlara yaptığı konuşmaların ‘canlı/naklen’ yayınlandığını ancak buna karşın ‘Milletin’ Meclisinde, geleceğini ilgilendiren tartışma ve görüşmelerin ‘tiye’ alındığını da gördük! Yangından bir şey değil adeta ‘ülke kaçırılıyor’ gibi durum!

O açıktan açığa oylarını göstererek kullananların ‘fetötip’ olduğunu öğrenince, yapışkan şeridini çekip çıkarmak yerine zarfı yalayarak oy atmaya çalışanların ‘yalakalıklarını’ da gördük. Nasılsa kendilerini fesih etmenin huzuruyla canhıraş, iradelerini teslimiyetin yarışındaydılar.

Bir de şu muhtarlara karşı yapılan konuşmada çıkıp da “Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur” diyen Sayın Cumhurbaşkanının bu ‘paralelci fetötip’ güruhtan ne zaman hesap soracağını da merak etmeyelim mi?

Mesela, hani şu bir dönem cansiperane ‘fetö’ savunuculuğu yaparak adeta ‘adaletle’ kafa bulan Bakan Bozdağ, “Halkın seçtiği diktatör olur mu” diye sormuş ya… Hitler’i kimin seçtiğini bilmez gibi konuşmuş!

Koyun onu bir kenara… Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Binali Yıldırım, “Kıbrıs için Cenevre’ye gitmeyeceğim. Şu andaki işimiz hepsinden önemli” diye de vurgu yapmış! Sanki, Meclis’te Başbakanlığını ‘bir değil bin Ali’ feda olsun şeklinde konuşuyor!

Yahu, Kıbrıs, yurt/vatan toprağıdır Başbakan! Sandukasını alıp terk ettiğiniz Süleyman Şah Türbesi, Yunanistan’a kaptırılan/işgal ettirilen, Ege’deki 18 adaya benzemez ha Kıbrıs! Kıbrıs, Türkiye’nin, Misak-ı Milli sınırlarının güvencesi, gözü-kulağı, nefesidir! Kıbrıs olmadan bu ülke nefes alamaz ha!..

Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Otobüsleri Genel Müdürlüğü yapıp ve hem de ‘Gemide 2. Kaptan olmaz” deme yeteneğini Yüce Mevla kimseye nasip etmez, değil mi?

Bir de siz şu, kardeşini geçen hafta ‘festö’den gözaltına aldırıp saldığınız selefiniz Davutoğlu’nun, ‘öfkeli Sünni gençler’ dediği IŞİD’in yakarak katlettiği iddia edilen askerlerle ilgili ne yaptınız, açıklayın da bilelim he! Sahi, ne oldu bu askerlere… Misli ile karşılık verilebildi mi?

Kimse zartına-zurtuna girmesin… Şu anki oyun da, dar olan ‘B’ ile ‘BOP’sal operasyonlar da hepsi bir ve aynı senaryonun parçası… Sadece piyonlar ve kuklalar, yönetmencilik devşiriyor!

Haaa… Zorumuza gitmişti ama sizin de borunuz hazır herhalde!

Doların ve akaryakıtın başını alıp giderek el sallaması, ‘döviz teröristleri’, TBMM’de yaşananlar, ‘tek adamlık’ organizasyonları bir yana da, Türkiye’nin AB’den, hem de döviz karşılığında 90 bin ton buğday almak için uluslararası ihale açtığını ne yana koyacaksınız?

Çıkıp bir de insanları mikro düzeyde, hastane-cezaevi yapımı gibi ince hesaplarla karşı karşıya getirmek nedir? Maharet, millete hastane yapmak değil evlat, milleti hasta etmemek,hasta olmamak!.. Ve maharet, cezaevi yapmak/açmak değil çocuk; suçu/suç ortamını yok etmek!

Ne demişti Deniz Gezmiş: “Amerikan emperyalizmine, Sovyet revizyonizmine, Romen soytarılığına, Bulgar dalkavukluğuna karşı Türk devrimcisiyim.”
Bu arada ne oldu bir de… Rize-Artvin Havalimanının ihalesi yapıldı! Çok ilginç tespitler var da… Sadece kaçı gelsin! Mesela önceleri 36 milyon ton olan deniz dolgusu sonra 110 milyona çıktı ve sonunda 85 milyon tona indi! Önce 550 milyon, sonra 750 milyon sonunda 1.078 milyar Liraya çıktı tahmini bedel… Yapım için 1000 gün, sonunda oldu 1800 gün… Bakan da 2022’ye tarih verdi! Ne oldu?

İş kimin? Cengiz İnşaat-Aga Enerji ortaklığı… E tabi yani. Bir köşede oteli, diğer köşede havalimanı. Rizeli Rizelinin ardına… Hizmet budur haaa! Ne demişti Mustafa Dayi: “Koyayim o kafaya bi davli odun heee…”

Ve bu güzel havalarda bir güzel yürek daha kaydı evrenden… Sevgili Memiş Tuzcu, Antalya’da geçirdiği ani kalp (aort yırtılması) rahatsızlığı sonucu yaşamını kaybetti. 15 Ocak Pazar günü toprağa verildi. Ruhu şad olsun, Allah rahmet etsin. Ailesi,dost ve akrabalarının ve hepimizin başı sağolsun!

Biz başlıktan Anayasa-Babayasa diye girdik ama anladınız siz onu herhalde…

Bir de unutmadan… Hani o müfredattan çıkardığınız Kurtuluş Savaşının komutanı, ilk Başbakan ve 2. Cumhurbaşkanı ‘İsmet İnönü’ var ya, 2.Dünya Savaşında, çocukları şekersiz bırakıp, babasız bırakmayan…

Sevgiyle, yürek yüreğe kalın.