Değerli dostlar; olmak yada olmamak. Yazmak ya da yazmamak. Susmak yada susmamak!.. Gelinen nokta bu!. Yazmak için öylesine yer kapatmak yazı yazmak kadar fuzuli bir iş bilmiyorum!. Hani akıllı bir deli (!) başhekime çıkar son derece ciddi bir ses tonuyla, “Hocam karar verdim. Hayatımı anlatacağım bin sayfalık bir roman yazmayı planlıyorum. Onun için bana bol miktarda saman kağıdı, daktilo, kalem, silgi lazım. Bi de yemeğim kapı altından verilsin dikkatim dağıtılmasın. Asrın romanını yazacağım. Der. Başhekim bundan çok etkilenir. İstediklerini verir. Bizim akıllı deli 6 ay boyunca içeride yazı yazmaya başlar. İçeride hummalı bir çalışma. Kapıda ise acaba ne yazıyor merakı!..

Derken 6 ay sonra akıllı deli yazdıklarıyla başhekimin odasına girer. “ Sayın hocam; asrın kitabını bitirdim. Şükürler olsun. Buyurun.” Der, Doktor yazılanlara bakar ki, ne görsün, Dehhhh! Digıdık, dıgıdık, dıgıdık dıgıdık.. bin sayfa boyunca digıdık, digıdık. Son sayfada kocaman bir Çüşşşşş! Havuz medyasında yazan koca koca yazarların hali bu! Aca bende başlasam mı yeni bir versiyona?…

…..

Değerli dostlar, bu yazıyı ise 2008 yılında yazmışım. O günden bugüne Artvin’de tek bir şey bile değişmedi. Hatta geriye gittik. Bir radyomuz vardı, Şimdi o da suskun. Radyo 08 FM’i yeniden sese kavuşturmak dileğiyle, işte o yazım;

“Türkiye’de yüzlerce TV kanalı mevcut.. Ulusal, bölgesel, yerel..Bazı iller birden çok TV’ye sahip iken bazı illerde hiç olmaması dikkat çekicidir! Birden çok TV’ye sahip olanlarda sanki TV “hobisi” varmış gibi TV koleksiyonculuğu yapılırken, bazı illerde hiç olmaması, TV “fobisi” taşıyormuş da kuramıyorlar hissiyatı veriyor(!).

Oysa her il en az bir TV’ye sahip olabilmelidir.. Yerel haberlerin, kültürün, düğünlerin, spor karşılaşmalarının, şölenlerin halka ulaştırılması duyarlılığı, artırdığı gibi, insanların birbirleri ile yakınlaşmasını sağlar. Kopmaları, unutulmaları önler… Artvin’e baktığımızda bize yakışmayan bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz..TV’si olmayan iller arasında başımız eğik, yüzümüz kızarık…Komşu iller bu boşluğu dolduruyor! İstedikleri, diledikleri kadarı ile ekrana taşıyorlar! Artvin’de TV kurma konusunda girişimler olmuşsa da neticede bir yere henüz varılamamıştır..

Artvinli iş adamlarımızın bu alanda girişimde bulunmaları, sahip çıkmaları hem kendileri için hem de Artvin’imiz için çok çok faydalı olacaktır. Diğer iller TV’leri sayesinde bütün hemşehrileri ile kaynaşmaktalar…Hatta enteresan bir olay anlatılır; geçen yıllardan birinde Rize’de iftar topu 3 dakika erken patlatılınca, Rize müftüsü yerel TV’ye çıkıp Rizelilerin oruçlarını birgün kaza yapabileceklerini söyler..Türkiye’nin diğer şehirlerinde ve yurt dışında yaşayan tüm Rizelilerin o günü kaza orucu olarak tuttuklarını biliyoruz..Traji-komik olabilir ancak burada ne büyük bir birlikteliğin sağlanmakta olduğu aşikardır…TV’siz Artvin, penceresiz eve benziyor… Hadi hep beraber ilimize bir pencere açalım.. Artvin Dünyaya kendi penceresinden seslensin..

RTÜK’ün yeni lisans ihaleleri bekleniyor. Ancak, bu ihaleye girecek girişimcilerimizin donanımlı olması gerekiyor. Maddi ve manevi desteğin sağlanması bu işin “olmazsa olmaz”ıdır..Yayıncılık pahalı ve zor bir iştir..Lakin hava gibi, su gibi bize bir TV şart….

ESEN KALIN