SELAMUN ALEYKUM İLE BAŞLARIZ SÖZE

Aşağıda dikkatle okumanızı istediğim bir FACEBOOK paylaşımı var. Bu ikinci kez gönderilişi:

“SELAMUN ALEYKÜM ARKADAŞLAR ÖNCELİKLE İYİ GÜNLER DİLERİM. SİZLERE …..DEN BAHSEDECEĞİM ONDAN ALDIĞIM KUPON İLE KAZANDIM VE ONUN SAYESINDE BİR SÜRÜ PARALAR KAZANDIM SİZDE KAZANMAK İSTERSENIZ KAZANCIN TEK ADRESİ ………DİR ALLAH ONDAN RAZI OLSUN...”
*
Yukarıdaki paylaşım, benim de yöneticilerinden olduğum yöresel bir Facebook grubuna onay için gönderilmiş. İlgilisini tanımam. İncitmek de istemem. Bu yüzdendir ki gönderildiği biçimde, ama adları çıkararak paylaştım. Uygun görmediğim için de grupta yayımına onay vermedim.
*
Burada sözü edilen kupon, bir İDDAA kuponu. Yani maçlar üzerine oynanan bir tür kumar materyali.
*
Bireysel olarak ilgili olmadığım bir konu. Oynayanın da keyfinin kâhyası, parasının ağıtçısı değilim elbet. Maksadım yazının içeriği ve uslubu arasındaki derin çelişki.
*
Paylaşım sahibi söze “SELAMUN ALEYKÜM” diye başlamış. Adı geçene kazandığı paralar nedeniyle dua ediyor. Ve “ONDAN ALLAH RAZI OLSUN” diyor. ALLAH‘ı kumara malzeme ediyor.
*
İddaa kuponunu da besmele çekerek yatırdığından emin olabilirsiniz.
*
Şu an ülkemizde, özellikle dine yatırım yapan kesimde, nerdeyse tepeden tırnağa yaygın olan bir anlayışın, görece masum izlerini gördüm bu paylaşımda. Sizlerin de dikkatini çekmek istedim.
*
Besmeleyle günah işlemek alışkanlığı bu. Büyük soyguncuların dinlemeye takılan konuşmalarına bakıyoruz. Konu ihale yolsuzluğu; konu devleti, milleti soymak. Ama çoğu kez “Selamün aleyküm” le başlayıp biten konuşmanın hemen her cümlesinde, içinde ALLAH geçen bir sözcük var.”
*
“İnşallah bu işi bitireceğiz. İnşallah kucağımıza düşecekler.” Vb.
*
Daha önce de birkaç kez değinmiştim. Gece gündüz devlet eliyle kumara küfreden Timurtaş UÇAR adlı medyatik bir hocanın oğlunu, hem aleme ibret olsun hem de babasının ruhu şad olsun(!) diye 7 yıl boyunca “Spor Toto Teşkilat Müdürü” olarak tuttu bu iktidar.
*
Yani yurttaşta bu anlayışın yayılması rastlantı değil. Bir toplum mühendisliğinin meyvesi.
*
Konuyla ilgili bir Erzurum lâtifesi var. Onu sizinle paylamak istiyorum.
*
Adı Erzurum’la özdeşleşen Naim Hoca’yı bilen çoktur. Hocamız bir gün kürsüde vaaz vermektedir. Yine öfkesi burnundadır. Gözleri cemaatte, hiddetle saydırmaktadır:
*
“Aşşindi çepıza bahsam, çilpah kari kazetesi, biyango bileti, toto kuponi, loto kuponi bulurum. O cötinen de camiye celirsiz. Zanirsiz ki cennete cidirem. Nah cidirsiz!”
*
Bizim cemaatin çoğunluğu, aynen merhum Naim Hoca’nın tanımladığı türden oldu son zamanlarda. Tıpkı Naim Hoca’nın hemşehrileri gibi, besmeleyle günah işleyen, her türlü günaha yeşil don giydirenlerle birlikte hareket ediyor. Onların yolunu izliyorlar.
*
Yeni bir din icat ettiler ki tam meşreplerine göre. Bu dine göre, insanların günah işleme özgürlüklerine dokunmak yasak. Nasıl olsa tövbe kapısı açık. Paran varsa umreye gidip sıfırlanmak imkânın da var.
*
Kabullenmek istemesek de her yönümüz dini bu biçimde algılayan, yaşayan pragmatist(faydacı) mümin(!)lerle dolu.
*
“Böyle din olmaz, böyle Müslümanlık olmaz!” diye isyan edebilirsiniz. Ama maalesef hem de uygulamalı olarak var.
*
Ve eğer mevcut zihniyetle bir mücadele vereceksek ve bunda başarılı olmak hedefindeysek yukarıdaki insan modelini iyi tanımalıyız.