İNSAN VE KORKULUK

Son günlerde Televizyonlarda sıkça gördüğümüz Prof, Doçent, Hukukçu vb. Tiltlere sahip tipleri gördükçe. Hayret ve şaşkınlığın ötesinde duygulara kaplıyor insan.
Tavırlarıyla, duruşlarıyla, söylem ve savlarıyla öylesine basit, öylesine düzeysiz ve sıradanlar ki.
Tavır ve söylemlerin de bir yerlere yaranma çabası öyle belli, öyle sırıtıyor ki.
Kendileri bile tavır ve söylemlerindeki bu yapaylığın farkındalar.
Bu farkındalıkları da; daha çok bocalamalarına neden oluyor; onları daha bir komik, daha bir aciz duruma düşürüyor. Giderek daha zavallı, iğreti bir kişiliğe, kişiliksizliğe sokuyor.
Yazık. Taşıdıkları etiketlere yazık.
Birilerine yaranmayı kendilerine amaç edinmiş bu tipler insani değerlerden adeta arınmışlar. Unutmuşlar.
Oysa:
İnsanı insan yapan değerler vardır.
Onur gibi, vicdan gibi, adalet gibi, dürüstlük gibi, erdem gibi.
Bu değerler; insanı insan yapan, omurga gibi ayakta tutan değerlerdir.

Bir insanda; bu değerler çökmüşse; kişilik çürümüş, omurga çökmüştür. O, artık insan suretinde, bir sürüngendir.
Bakmayın yaldızlı, keskin, köşeli, büyük büyük laflar etiğine.
Bu laflar, omurğasındaki çöküntüyü, kişiliğindeki erezyonu, çürümüşlüğü gizleme çabasıdır.
Dik duruşu sahtedir. Yapaydır.
Unutmayın.
Bostan korkulukları da dik durur.

Hasan Kaplan