Sami Özçelik / Artvin

14212568_10154477254423674_2318204381889199723_n

Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Ankara’ya giden Artvin Heyetini mini bakanlar zirvesinde devlet sözü verdiği, mahkemeler bitmeden Cerattepe’de hiçbir çalışmanın yapılmayacağı sözün maden şirketi ihlal ediyor. Tünelin ağzını açan ve tünel içinde vitrine yönelik, tamamen reklam çalışma yapan şirket, doğaya nasıl zarar vermediğini anlattı. Ancak madenin çıkarılmaya başlanmadan doğaya nasıl zarar vermediğini ise açıklamayan şirketin haberine cevap ise gecikmedi.

Maden Şirketinin Cerattepe’de tünel içinde yaptığı güçlendirme çalışmalarını çevreye zarar vermeden çalışıyoruz diyerek yaptığı açıklamaya Yeşil Artvin derneğinden cevap geldi. Hem 16 Şubat’ın yıl dönümünün değerlendirildiği, hem de rutin, otomatiğe bağlanan genel OHAL’in yanı sıra Artvin valiliği genelgesi yasaklarına da değinilen açıklama yı Yeşil Artvin derneği başkanı Nur Neşe Karahan, dernek Yönetim kurulu Üyesi Av Bedrettin Kalın, ve Başkan Yardımcısı Nursal Bülbül yaptı.

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, maden şirketinin algıya yönelik çalışmalar ve haberler yaptığına dikkat çekerek; ”Bugün 19 Eylül 2016 tarihinden beri 15 Temmuz darbe kalkışması sonrası devam eden ülke genelindeki OHAL’e ek olarak Artvin’de birde valilik genelgesiyle OHAL ilan ediliyor. 1 aylık genelgesi yeniden uzatıldı. Aslında Türkiye’nin en güvenli, en huzurlu ili seçilen Artvin’de yeniden yasağın uzatılmasını anlamakta gerçekten zorluk çekiyoruz.

15977548_1860118384225624_7124956838728765448_n

MADEN ŞİRKETİ CERATTEPE’YE HUKUKSUZ VE ZORLA ÇIKMIŞTIR!

Olağanüstü Hal ülke genelinde var. Artvin’de zannedersem şirket için böyle bir önlem alınmaya çalışılıyor. Biliyorsunuz geçen yıl 16 Şubat’ta Artvin halkı Atmaca Mevkii’nde hiç tanışmadığı şeylerle tanıştı. Biber gazı ve devletin güvenlik güçleri ile karşı karşıya kaldı. Bir şirketi yasal şeyleri bitmediği halde, şirket Artvin Halkına şiddet uygulatarak Cerattepe’ye çıktı.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN SÖZÜ DEVLET SÖZÜDÜR

Aslında daha önceki başbakan sayın Davutoğlu ile yaptığımız görüşmede mahkemeler sonuçlanıncaya kadar her hangi bir şey yapılmayacağı sözünü verdi. Bu bir devlet sözüdür. Ama şirket orada bir takım çalışma içine girmiş durumda. Bu da Artvin Halkı’nı son derece tedirgin eden bir durum. Dün şirketin bir açıklamasını okuduk.

ORADA SANKİ BÜTÜN ESNAFIN YUKARI ÇIKARILDIĞI, ÜNİVERSİTEDEN ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNİN ÇIKARILDIĞI, MERKEZ MUHTARLARININ ÇIKARILDIĞI VE SANKİ ONLARDAN GÖRÜŞ ALINDIĞI GİBİ BİR HABER YAZMIŞLAR. ÜNİVERSİTEDEN HOCALARIMIZA SORDUK MUHTARLARIMIZA SORDUK ÖYLE BİR ŞEY YOK,

Bir takım yerlerde yayınlanmış. Orada sanki bütün esnafın yukarı çıkarıldığı, Üniversiteden öğretim görevlilerinin çıkarıldığı, merkez muhtarlarının çıkarıldığı ve sanki onlardan görüş alındığı gibi bir haber yazmışlar. Üniversiteden hocalarımıza sorduk muhtarlarımıza sorduk öyle bir şey yok, esnaflarımızda aynı şekilde habersiz. Yani burada Artvin Halkı’nı kandırma yolunda, kamuoyunu farklı yönlendirme yolunda herkes sanki onları destekliyormuş gibi , herkes kabullenmiş gibi bir algı yaratmaya çalışıyorlar!. Buna nasıl bir isim vereceğimi bilemiyorum, sahtekârlık kelimesi ile anlatabiliyorum ancak.

ARTVİN VALİLİĞİ’NE 14 ARALIK’TA YAZI YAZDIK 16 OCAK 2017 TARİHİNDE CEVAP GELDİ!

Sayın valimizle görüşebilmek için epey bir randevu alma zorluğu çektik. Nihayetinde 4 kişiyle bizi kabul etti 5 dakika görüşebileceği söylendi. Biz içeri girdikten sonra kapıdakilerin de kabul edilmesini rica ettik. Onları da kabul etti. 1,5 saatlik bir görüşme oldu. Sözde Alman Casusluğu ile ilgili söylentileri ve yanlış bilgileri kendisine aktardık. Bunun dosyasını sunduk.

ÇÜNKÜ VALİ BEYE YALAN- YANLIŞ BİLGİLER VERİLDİĞİNİ BİLİYORDUK

Çünkü Vali beye yalan- yanlış bilgiler verildiğini biliyorduk. Bunun dışında biz Artvin Valiliği’ne 14 Aralık 2016 tarihinde bir yazı yazdık. Artvin Valiliğine yazdığımız yazıda hem yukarıdaki tünelle ilgili çalışmalar hem de genel durum hakkında bilgi istedik. Bir paragrafını okuyayım isterseniz; “Kamuoyunun kaygılarını gidermesi amacıyla, Yeşil Artvin Derneği, Esnaf Sanatkârlar Derneği, Ticaret Odası STK ve Siyasi Parti temsilcilerinden oluşan bir kurul ile alanda incelemeye izin verilmesi şeklinde bir yazı yazdık.

YAZIMIZA VERİLEN CEVAP ALAKASIZDI!

Ama ne yazık ki Artvin Valiliği yazımızın üzerinden 1 ay geçtikten sonra 16.Ocak 2017 tarihinde bir cevap yazdı. Aslında 1 ay içinde cevap vermeleri gerekiyordu. Ve sanki biz yazımızda böyle bir talepte bulunmamışız gibi sadece yasal izinleri var, ÇEDleri var, orada çalışma yapıyorlar gibi çok yuvarlak, muğlâk bir cevap verdiler. Ama bir yandan da yasaklara devam ediyor. Kamuoyunu yanıltmak için şirketin elemanları gibi hareket ediyorlar. Bugünkü uzatılan yasağı da anlamak mümkün değil. Biz yaşamsal mücadelemize devam edeceğiz.

15541300_10154819837503674_1594238916289830596_n

HİÇBİR ARTVİNLİ ESNAF 3 KURUŞ İÇİN İLİNİ, GEÇMİŞİNİ, GELECEĞİNİ SATMAZ

Başka da şansımız yok. Türkiye’nin hem güvenli hem de çok özel bir ilidir Artvin. Ufak tefek şirketle iş yapan arkadaşlar var. Onları şirket bir şekilde kandırıyor. Aslında bu şirket Artvin’de 10-15 yıldır iş yapıyor. Bu süre içinde Artvin’deki esnaftan bir toplu iğne almamışken, ne yazık ki şimdi esnafa şirin görünmek için esnafa reklam amaçlı ihale vermeye çalışıyor. !. Bir şekilde esnafımızı para ile sayın almaya çalışıyor. Hiçbir Artvinli esnaf 3 kuruş için ilini, geçmişini, geleceğini satmaz. Yanılmış birkaç esnafımızın da kısa sürede bu yanlışı görerek gereken tepkiyi göstereceğine inanıyoruz. Benim söyleyeceklerim bunlar. Sözü Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Bedrettin Kalın’a veriyorum.”dedi.

6. KEZ OHAL’İ DE AŞAN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ İLE İLİŞKİN GENELGE YAYINLIYOR OLMASI GEREK DEMOKRATİK KAVRAM AÇISINDAN DA ARTVİN ÖZELİ AÇISINDAN DA ÇOK OLUMSUZ BİR ŞEYDİR.

Daha sonra konuyla ilgili açıklama yapan Avukat Bedrettin Kalın, “Bende tamamlamak adına bir iki şeyi söyleyeyim. Birincisi Neşe hanımın son söylediği cümleden yola çıkarsak yani valiliğin OHAL Kararnamesine rağmen halen aylık düzenli olarak 6. Kez OHAL’i de aşan güvenlik önlemleri ile ilişkin genelge yayınlıyor olması gerek demokratik kavram açısından da Artvin özeli açısından da çok olumsuz bir şeydir. Biz bunu defalarca ilin milletvekillerine, Belediye Başkanı, İlin Yöneticilerine de söyledik. Bu uygulama artık tekrar edilmesin dedik. Ama bunun Valiliğin tasarrufunda, yetkisinde olduğunu zannetmediğimiz bir işadamının yönetimi bir biçimiyle etkilemesiyle süregelen bir duruma dönüştü adeta.

Şimdi Artvin bildiğiniz gibi Olağanüstü o darbe girişiminde hiçbir olayın yaşanmadığı, hiç bir güvenlik zafiyetinin oluşmadığı, hiçbir kargaşanın yaşanmadığı illerden birisidir. Bunun ötesinde zaten Artvin Türkiye’nin en güvenli şehri seçilmiş. Her zaman böyle olmuş bir il. Dolayısıyla OHAL koşullarını da aşan bir valilik tasarrufunun hangi sebeplerle uygulandığı bilinmiyor.

Aslında biliniyor, sadece bir tek sebeple. O da Cengiz İnşaat’ın Cerattepe projesine halkın tepki göstermesini engellemek. Biz yıllardır bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Artvin halkı hiçbir zaman Cerattepe mücadelesinde yasa dışı eylemlerde bulunmamıştır. Her zaman demokratik çerçevede kalan elbette karşı çıktığımı bir projedir, elbette neden karşı çıktığımızı anlatmak zorundayız.

GERÇEKTEN DE TAŞLARI BAĞLIYORLAR!

Halkımıza, yöneticilerimize anlatmak zorundayız. Bunun içinde bir şeyler yapmamız da gerekiyor. Demokratik bir toplumun hakları çerçevesinde olan şeyler. Dolayısıyla bizim bunları bile yapmamız istenmiyor. Bir basın açıklaması yapmamız istenmiyor, yürüyüş yapmamız, oturma eylemi yapmamız istenmiyor.

Cerattepe’ye doğru çıkmamız istenmiyor. Halen 1 yıldır aşkın süredir Jandarma 1750 kodda son derecede donanımsız şekilde Cerattepe bölgesini bekliyor. Bir maden şirketinin kar hırsı yüzünden bu ülkenin gencecik insanları dağ başlarında bekletiliyor. Hem de Artvin halkı adeta zincirlere vurulmuş bir şekilde bekletilmeye, sessiz tutulmaya çalışılıyor.

Nitekim dün basına bir takım açıklamalar yapıldı. Sözü edilen şey yani projelerinin çevreye zararı olmadığı şeklinde bu çokbilmiş kişinin yaptığı açıklamalara göre bir zararı olmadığı söylenmiş. Halbuki proje başlamış değil ki zararı olsun. Biz başlamamış projede çevreye zarar olmadığının söylenmesi son derece anlamsız ve algıya yönelik olduğu açıktır.

BUNU BİLİM İNSANLARI SÖYLÜYOR. BURADA HEYELAN VAR, BURALAR ÇÖKER GİDER, BURASI BIRAKILDIĞINDA TERK EDİLDİĞİNDE ARTVİN’İN BAŞINA BELA OLACAK BİR YER DİYORUZ.

Henüz başlamış bir şey yok. Kaldı ki biz diyoruz ki, burada heyelan var, buralar çöker gider, burası bırakıldığında terk edildiğinde Artvin’in başına bela olacak bir yer diyoruz. 300 metrelik bir tünel 5 yıl kalamadı. Bakın çok önemli bir şeydir. 5 ayakta duramadı. Çöktüğü için şimdi tüneli yeniden açmaya çalışıyorlar, güçlendirmeye çalışıyorlar falan. Dolayısıyla bilim insanlarının ta başından beri söylediği şey yaşanılarak kanıtlanıyor. Son derece basit bir şey. Bakın işte bir tünel.

22 HEKTAR ALANDA ÇALIŞACAĞIZ DEMİŞ OLMALARINA RAĞMEN BAZI DUYUMLARA GÖRE 238 HEKTAR İÇİN İŞLETME İZNİ BAŞVURUSU YAPIYORLAR. BU KADAR ALÇAKÇA VE BU KADAR YALANLA DONATILMIŞ BİR İŞLETMEDEN SÖZ EDİYORUZ.

Kaldı ki bu tüneli uluslararası Kanadalı bir şirket çok sağlam yaptığını iddia etmişti!. Çevreye zarar vermiyoruz dedikleri ise tüneldeki güçlendirme çalışmasıdır. 22 hektar alanda çalışacağız demiş olmalarına rağmen bazı duyumlara göre 238 hektar için işletme izni başvurusu yapıyorlar. Bu kadar alçakça ve bu kadar yalanla donatılmış bir işletmeden söz ediyoruz.

Onun için bu tür yanıltıcı açıklamalarla Artvin Halkı’na güven veremeyecekleri açıktır. Her yapılan yasakların uzatılmasının Valiliğin işi olmadığını anlıyoruz. Bunun bir işadamı tarafından yönetildiği konusunda çok ciddi kaygılarımız var. Hiç kimsenin milletvekillerinin, belediye başkanının ilin yöneticilerinin sözünün geçmediği bir işadamının zulmü ve terörü ile karşı karşıyayız.

15977465_1417620498279643_1416032774952144524_n

YANİ 1 YIL ÖNCEKİ BİR DİRENİŞ DEĞİL. 25 YILDIR ARTVİN HALKI MEŞRU MÜDAFAA HAKKINI KULLANARAK DİRENİYOR. ANCAK 16 ŞUBAT ÖNEMLİ GÜNLERDEN BİRİSİDİR. CERATTEPE’NİN HUKUKSUZ BİR ŞEKİLDE İŞGAL EDİLMESİDİR.

Bir de bir yıl önce bütün ülkeye yayılmış bir direnişi söz konusuydu. Onun yıl dönümündeyiz. Aslında 25 yıllık bir direniştir bu… Bir tarihe bağlı bir direniş değiş. Yani 1 yıl önceki bir direniş değil. 25 yıldır Artvin halkı meşru müdafaa hakkını kullanarak direniyor.

Ancak 16 Şubat önemli günlerden birisidir. Cerattepe’nin hukuksuz bir şekilde işgal edilmesidir. 7 ilin jandarma ve kolluk güçlerine Artvin halkı gerçekten direnmiştir. Bu asla bir yenilgi değildir. Ve hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmeceğiz… Davamız hala Danıştay’da. Yürütmeyi durdurma kararı henüz yok. 18 Eylül’de Rize İdare Mahkemesi’nin rezalet kararını anlatmaya gerek yok.

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, basın mensuplarına, maden şirketinin gazetecileri Cerattepe’ye çıkardığını ve burada basın açıklaması yaptığını söylüyor Oraya hangi gazeteciler gitti. Sizden giden kim oldu? Diyerek basın açıklamasına gelen basın mensuplarının bizden giden olmadı cevabına karşılık. Şirketin basın mensubu gibi çalışanların, Artvin Merkez’de gazetecilik yapmayan, ilçelerden gelenlere açıklama yapmak basın açıklaması mı oluyor?”dedi.

TÜİK’İN AÇIKLADIĞI RAPORDA TÜRKİYE’NİN EN GÜVENLİ İLİNDE BU YASAKLARIN DEVAM ETMESİNİN BİR TEK NEDENİ VAR. ODA ŞİRKETİN YUKARIDA ÇALIŞMALARINI ÖRTBAS ETMEK İÇİNDİR.

Yeşil Artvin Derneği Başkan Yardımcısı Nursal Bülbül de yaptığı açıklamasında; “Artvin’de devam eden yasaklara anamla veremiyoruz. TÜİK’in açıkladığı raporda Türkiye’nin en güvenli ilinde bu yasakların devam etmesinin bir tek nedeni var. Oda şirketin yukarıda çalışmalarını örtbas etmek içindir. Eğer bir komisyonun kurularak yukarıya çıkıp neler olduğunu gözlemlemek için izin verilmiyorsa bizim bilmediğimiz, öğrenmemizi istemedikleri yanlışlar yapılmaya devam ediliyor demektir.”ifadelerini kullandı.