Bu günlerde muhalifler, bilim insanları, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, öğrenciler, öğretmenler,laikliği savunanlar, insan hakları savunucuları saldırıya uğruyor, tutuklanıyor ya da katlediliyor. Daha dün Meclis önünde düşünce ve görüşlerini ifade etmeye çalışan insanlara Tomalarla, panzerlerle, gazla, copla, plastik mermilerle, köpeklerle saldırdılar. Ülkede tam bir savaş hali hakim olmaya başladı. Bir taraftan şehit cenazeleri geliyor, bir taraftan bombalar patlıyor. Bir taraftan katliamlar yapılıyor. Eğitime, sağlığa ayrılması gereken bütçe savaşa gidiyor. İnsanlar yoksullaştıkça yoksullaşıyor. Ülke OHAL ve KHK’lerle yönetiliyor. Bir darbe dönemi yaşıyoruz. 6 ay gibi kısa bir sürede Bu darbe döneminin blançosu büyüdükçe büyüyor. Kısaca baktığımızda;

*50 000 kişi gözaltına alındı.

*200 gazeteci gözaltına alındı,

120 gazeteci tutuklandı.

*2308 gazeteci işsiz kaldı.

*28 TV kanalı, 3 Haber ajansı, 47 gazete, 16 dergi, 35 radyo, 26 yayınevi kapatıldı. Kitaplar suç delili sayıldı.

*Oyunlar yasaklandı, heykeller kaldırıldı, oyuncular müzisyenler ve sanatçılar işten çıkarıldı.

*120 000 kişi görevden uzaklaştırıldı.

*85 000 kişi ihraç edildi.

*4262 kuruma el konuldu ve kapatıldı.

*4000 Akademisyen ihraç edildi.

*30 000 öğretmen ihraç edildi.

*674 sayılı KHK ile 218 şirkete kayyum atandı. Bir çok şirket kapatıldı veya TMSF’na devredildi.

*28 Belediyeye kayyum atandı. Belediye başkanları gözaltına alındı. *Gözaltı süresi 30 güne uzatıldı.

*İlk beş gün Avukat yasağı kondu.

*13 kişi intihar etti, 5 kişi cezaevinde şüpheli bir şekilde öldü.

*Cezaevleri yetmediği için sınırlı af getirildi ancak yine yetmedi okul yapılması gerekirken yeni ceza evleri yapılıyor. Yukarıdaki blançonun üstüne bu gün Mecliste bir darbe Anayasası görüşülüyor, Bütün yetkileri tek bir insanın tasarrufuna bırakan bir Anayasa. Tek adamı halk seçsin geri kalan her şeyi o seçsin diyen bir Anayasa. 12 Eylül de darbecilerin yargılanmasını engelleyen “geçici 15. madde” gibi tek adamı koruyan,yargılanmayı, denetimi, hesap sormayı engelleyen bir Anayasa. Suç işlemenin yasak olmadığı, meşru olduğu bir Anayasa. Evrensel Hukuk kurallarının değil Şeriat hükümlerinin geçerli olacağı bir Anayasa. Bir diktatörlük, bir tek adamlık Anayasası. Bir darbe Anayasası. Lütfen hatırlayalım; Ülkemizde 12 Eylül darbesi ile zorunlu din derslerini getiren, Tarikatlarla cemaatlerle işbirliği yaparak bilimsel gelişmelerin önünü kesen, akademisyenleri bilim insanlarını ya katlederek ya da hapislerde çürüterek ülkeyi gericilere teslim eden bir darbe dönemi yaşadık. 12 Eylül de camilerden Anarşist, komünistleri ihbar edin vaazları dinledik. Muhbir vatandaşlar, muhbir muhtarlar, muhbir din görevlileri gördük. Hepsi 12 Eylül darbe rejimini koruyup kollamak için sıraya girmişlerdi. Bir çok bölgede yerleşim yerlerine helikopterlerle kuran ayetleri atıldığını gördük. Cuntacı faşist Kenan Evren’in kurandan örnekler veren konuşmalarını dinledik. Darbe rejimini şeriatçı sermaye odaklarının finanse ettiğini gördük. Hatırlayalım 12 Eylül’ün korkunç blançosunu;
* Gözaltına alınanlar: 650.000
* Fişlenenler: 1.683.000
* Açılan dava sayısı: 210.000 * Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananlar: 230.000
* Bunlardan 141-142-163. maddelerden yargılananlar: 71.500
* Sivil mahkemelerde açılan davalar (1980-88 yıllar arası): 9,508
* Yargılanan ‘örgüt üyesi’: 98.404
* Hüküm giyen ‘örgüt üyesi’: 21.764
* Vatandaşlıktan çıkarılanlar: 14.000
* Pasaport verilmeyenler: 388.000
* Faaliyetten men edilen dernek: 23.700
* Toplam 644 cezaevindeki hükümlü-tutuklu : 52.000 (1990’da kalanlar)
* Açlık grevinde ölenler: 14
* Kaçarken vurulanlar: 16
* ‘Çatışma’da öldürülenler: 74
* Doğal ölüm raporu verilenler: 73
* ‘İntihar’ ettiği bildirilenler: 43
* İşkence sonucu öldürülenler: 171
* Açılan işkence soruşturma veya davası: 9.962 (1982-1988 arası)
* İşkence yaptıkları suçlamasıyla yargılanan güvenlik görevlisi : 544 * 1402 Sıkıyönetim yasasına göre yapılan işlem : 18.525
* Hakkında işlem yapılan memur: 7.245
* Hakkında işlem yapılan öğretmen: 3.854
* Hakkında işlem yapılan güvenlik görevlisi: 988
* Hakkında işlem yapılan din görevlisi: 266
* Hakkında işlem yapılan öğretim görevlisi: 120
* Hakkında işlem yapılan mülki amir: 35
* Hakkında işlem yapılan hakim-savcı: 47
* Bölge dışına sürülenler: 7.233
* Görevlerine son verilenler: 4.891
* Cezaevlerindeki gazetecilerin aldığı ceza toplamı: 3.315 yıl 3 ay
* İstanbul gazetelerinin yayın yapamadığı gün sayısı: 300 gün
* Gazetecilere istenilen hapis cezası: 4.000 yıl
* Cezaevlerindeki gazeteciler: 31
* Polisçe aranan gıyabi tutuklu gazeteciler: 13
* Silahlı saldırıda öldürülen gazeteciler: 3
* Yalnızca 1989’da 16 günlük gazeteye açılan dava: 394
* Tazminat davalarının sayısı:211
* İstenilen tazminat miktarı: 12 milyar 848 milyon
* Yakılarak yok edilen gazete, dergi, kitap: 39 ton
* Yok edilmek üzere depolarda bekleyen yayın: 40 ton
* Basın özgürlüğünü kısıtlayan yasa sayısı: 151
* Yasaklanan yayın sayısı: 927
* Yasaklanan film sayısı: 927
* Haklarında idam cezası istenenler: 7.000
* Ölüm cezası verilenler: 517
* Askeri Yargıtay’ın onayladığı idam cezası: 124
* Dosyası Meclis’te bulunan idam hükümlüsü: 259
* İnfaz edilen idam cezası: 50
* İnfaz edilen sol görüşlü idam mahkumu: 18
* İnfaz edilen sağ görüşlü idam mahkumu: 8 1980 – 1985 yılları arasında verilen cezalar…
* 22.912 kişiye 0-1 yıl ceza verildi
* 10.784 kişiye 1-5 yıl ceza verildi
* 6.186 kişiye 5-10 yıl ceza verildi
* 2.396 kişiye 10-20 yıl ceza verildi
* 939 kişiye 20 yılın üzerinde ceza verildi
* 630 kişiye müebbet hapis cezası verildi
* 420 kişiye ölüm cezası verildi. Bu günkü yaşadığımız tablo size tanıdık gelmiyor mu?

Bir darbe Anayasası yerine başka bir darbe Anayasası kabul edilemez. Bir darbenin karşılığı başka bir darbe olamaz. Kendisi de bir darbe ürünü olan AKP, yeşerdiği darbe iklimini yeniden tahkim etmektedir. Dün koruyup kolladığı darbecilerin yerine kendisi geçmiştir. Bu topraklarda yaşayan ve gerçek demokrasiyi isteyen tüm Halklarımızın, işçilerin. emekçilerin, öğrencilerin, köylülerin, bilim insanlarının, sanatçıların bu darbeye ve darbe Anayasa’sına karşı durması gerekir.