Karga Gak Demeden- 07-03-2017
Ömer ŞAN

İnsanın insana zulmüdür faşizm… Nedir derseler faşizm, var mıdır tek bir sözü insanın?.. Faşizm, milleti ya da ırkı organik bir birlik olarak yüceltip diğer tüm kavramlardan üstün tutan aşırı bir ideolojidir!

Faşizm, gücü elde etmek için bir kitle hareketi başlatmayı hedefler. Toplumun bütün noktalarını kaba kuvvetle ve totaliter devlet aracılığıyla otoritesi altına almak ister…

Hemen her zaman ekonomik çöküntü, kronik enflasyon ve geçim sıkıntısının yoğun olduğu zamanlar ortaya çıkar! ­Toplumda belirli kesimleri düşman ilan eder, bütün suçu onların üzerine atar ve komplo teorileri üretir…

Başkaca da tanımlama, ifade ve anlatıma gerek yok! Bakın mesela önümüzde dimdirek Almanya var! Hem de dümdük, uluorta…

Bakın, nasıl da yasaklamışlar Bakanlarımızın ‘evet’ propagandalarını… Oysa teröristlere her şey serbest! Nasıl bir dönem bütün cumhuriyet ve demokrasi karşıtlarını beslediği gibi!..

Ve ey faşist Almanya!.. Bak, biz senin gibi salonlarımızı, meydanlarımızı yasaklıyor muyuz? Hele de bu gelişmelerden sonra ‘Eyyy Almanya’ diye meydan okudukta sonra, Alman malı zırhlı Mercedes’e binilmese iyiydi!

Olmadı ama… Partisinin içindeki ‘festö’cülerle baş edemeyeceğini anlayan yada, ‘sus’ işareti alan Rize kökenli İstanbul Milletvekili Külünk, bu kez de Almanlara sardı! Neymiş, ‘Türkler, bankalardaki paralarını çeksinlermiş’ de görsünlermiş!..

Yok, bu işin altında başka işler var! Sanki ‘yerli ve milli’ bankası var! Sankisi çok denklemler dudak uçuklatır! Hatta ve hatta, 177 ülkeye vizesiz giren Almanların, dünyanın en güçlü pasaportuna sahip olmalarını ifade özgürlüğüne borçlu olduğunu bilmiyordur da!

Hadi onu bir kenara koyduk… Şu ‘festö’ye, ‘ne istedin de vermedik’ diyenler, şimdiler de kendisine ‘hayır’ diyenleri, ‘fetö’cülükle suçlamıyor mu?

Yada Külünk’ün, ‘fetö’cü akrabasının AKP’den atılması, teslim olması ve istifa etmesi için günlerce çağrı yaptığı ve hatta birçoğuna da meydan okuduğu biliniyor!

Peki, istifa edip teslim olduktan sonra tutuklanan ve cezaevine konan bu akrabasının, Rize’deki ‘festö’ davasının daha ilk duruşmasında, Rize’deki ana gövdesini oluşturan ve AKP Rize Milletvekilinin yakın akrabası ile birlikte serbest bırakıldığını biliyor mudur?

Neyse ki Savcılık bu duruma itiraz etti ama at nereye gider, izi bulunur mu bilinmez!

Tam da bu sırada üreticiye sormadan, sivil toplum örgütlerine danışmadan, yaş çayda alınan ‘organik üretim ve gübre’ kararı, gelen tepkilerle bir yıl daha ertelenmiş!

Fındıklı’da HES’in ÇED toplantısı da ertelendi… Asıl neden ‘referandum öncesi gerginlik’ çıkarılmaması!

Nasıl olsa, ‘neredeyse’ yasalık olacak şu ‘hayır’ işleri falan da… Hayırsever işadamları ne olacak bilinmez ama. Hem öyle kendini sildirip, makamını yok etmek için meydanları dolaşan Başbakan’ın dediği gibi öyle ‘Abidik gubidik Başbakanlarımız’ da olmadı ha bu güne kadar!

Öyle ‘çukur-mukur’ da görülmedi bu memlekette, sokaklarda patlatılan bombalar, sözde ‘çözülme’ sürecinde terör örgütünün açtıklarından başka!

Son gelen haberlere göre, 15 Temmuz darbe girişiminin asıl ‘Konsey’i belli olmuş, davanın iddianamesinde ‘ak-kara’ çıkmış ortaya da, gene Rize kökenli AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Dişli’nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ekibinin meğer, darbe başarısız olduğu halde Meclisi bombaladığı da ortaya serilmiş!

Ne diyor Yıldırım, “Bir de diyorlar ki ‘Tek adam olacak’. Amasya’da 2 belediye başkanı mı var, bir tane var!”

Bir de ne olmuş, çok güvenilen MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, darbeden bir saat önce Genelkurmaydan ayrıldığı ve hatta kadın bir rütbelinin kapıya kadar eşlik ettiği de anlaşılmış birkaç gün önce…

Yani bu durumda, “HAYIR mı, ŞER mi” diye sorulan bir soruya ne cevap verilebilir ki?..

Yiğit öğretmenlerimizden birisi çıkmış Atatürk’ün 10. Yıl Nutkundan alıntılayarak, “Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir” sözlerini nakletmiş. Ardına da eklemiş… Ne kadar motive edici, cesaret verici, onurlandırıcı, kuşatıcı, birleştirici ifadeler. Bu ifadelere milletimiz hasret… Diye!

Evet… Önümüz 8 Mart… “Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur diğer yarısını da kadınlar yetiştirir.”

Çünkü 8 Mart, kadın emeği ve emekçi üretiminin günüdür! “Emek zayolmadan sızlar mı yürek?..”

Rize’nin içme suyunu tahminen 300 bin kişi kullanıyor ama Yurttaş Kazım, HES mücadelesinden tek başına vazgeçmiyor!..

Ortaya çıkınca Nâzım Hikmet Ran… “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak./ Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak…”

Dünyadan 40 ışık yılı uzakta keşfedilen ve yaşam olduğu belirlenen yeni dünyaların ardından Rusların, çağımızın vebası kanseri tamamen yenecek bir buluş keşfettiğini öğrendik!

Almanya ‘faşist’ vatan mı demiştiniz? Gene inat ve gene hayat…